13 yıl önce başladığımız ileri demokrasi yolculuğumuz burada bitiyor. Kendisi, “Demokrasinin ilerisinden korkacaksınız”, “İleri deyince bi adım gerile”, “Allah ilerisinden korusun” gibi türeyen cümlelerle, gelecek kuşaklara ‘atasözü’ olarak miras kalacak. Hak ettiği şekilde yadedeceğiz.
Gerçi bazılarımız da, ‘ileri’ kelimesini ne olur ne olmaz diye cümle içinde bile kullanmaktan vazgeçip soyunu kurutma çabasında. Hayırlısı olsun! Neticede ileri demokrasi ile bize ayrılan sürenin sonuna gelmişiz. Oh falan deyip derin bi nefes falan almayın. Aksine o nefese bi hayli ihtiyacınız olacak.
Çünkü dalıyoruz. Deprem çantası gibi evde bi dalış çantası hazır tutun. Nefessiz kalabilirsiniz… ki bence bu büyük olasılık. Ama vurgun yeme riskine karşı yapabilecek bi şey yok. Çünkü ne kadar aşağıya dalacağımız muamma.
Evet; bu hafta başbakan, yeni demokrasi şeklimizi açıkladı:
Derin demokrasi. Sakın ‘ileri’de yaptığınız hata gibi, ‘derin’i de siyaset bilimi kitaplarında boşuna aramayın. Kavram çünkü yine AKP yapımı. Ama şöyle tarif edeyim: ‘Makul şüpheli’ denilerek her muhalifin bi sabah uyandığında ‘terörist’ olabildiği, 16 yaşındaki çocuğun ‘Cumhurbaşkanına hakaret etti’ diye okul sırasından alınıp cezaevine atıldığı bi konjenital anomali hali. Kısaca nefes kesen bi sürece giriyoruz, o yüzden benden söylemesi oksijenin kıymetini bilin.
İyi pazarlar.
KANSIZLIĞA İYİ GELEN BESİNLER
17 Aralık 2013’te rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda tutuklanan, daha sonra serbest bırakılan Reza Zarrab, bi kısım medya tarafından Türk bayraklı fonun önünde şu açıklamayı yapmıştı: “Türkiye’de cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım.”
Memleketin yarısının vatan haini ilan edildiği ülkemizde, bu İranlı şahıs bi kısım medya tarafından ‘büyük vatansever’ olarak lanse ediliyordu. Neyse şahıs, bu hafta el konulan parasını aldı.
Ve vatanseverliğini bi kez daha gösterdi.
Paranın el konulduğu süre boyunca yaptığı faiz 55 bin TL’yi Kızılay’a bağışladı.
Faiz de senin benim paramdan ödendi tabi.
Bu arada kansızlığa iyi gelen bazı besinler nelerdi bi hatırlayalım: Yağsız yoğurt, yağsız süt, fasulye, mercimek, çilek, kuşkonmaz, kuru üzüm… Afiyet olsun.
HAİN MİSİN?
Türkiye İstatistik Kurumu’nu beklemeden anketi ben yapıyorum. Vatan haini misiniz?
1- Gezi Parkı’nın betonlaşmasına karşı çıktınız mı?
2- AKP iktidarı için arada aklınızın bi köşesinden ‘La bunlar kafayı mı yedi’ diye geçiyor mu? (kusura bakmayın halk dilinde yazıyorum, amacım saygısızlık değil)
3- Hayatınızın bi döneminde tencere tava çaldınız mı?
4- Geçen aralıkta ortaya çıkan ayakkabı kutuları için bi saniye bile olsa ‘Vay be ne götürmüşler’ cümlesi kurdunuz mu?
5- Gezi’de öldürülen gençler için üzüldünüz mü?
6- İktidarın ahlaki restorasyon planı sizi ürküttü mü?
7- Hayatınızın bi döneminde modern endişeli olup laiklik konusunda endişelendiniz mi?
8- Cumhurbaşkanının her konuşması sonrası kendinizi kuzey ya da güney kutbuna ışınlanmış hissedip kaygılandınız mı?
9- Sanat-Sanatçı denmeyecek paçozluklara verilen değer üzerine ‘Ben ne paçoz bi ülkede yaşıyorum’ diye isyan ettiniz mi?
10- Yeteneksizlik, pespayelik, basitlik, yalakalık ve cahilliğin halkçılık olarak kutsanmasına itiraz ettiniz mi?
11- Metrobüsteki ter kokusundan şikayet ettiniz mi?
12- Doğum kontrol hapı ya da prezervatif kullandınız mı?
13- Alkol kullanıyor musunuz?
14- Kadının salt anne olarak kutsanması garip geliyor mu? Yukarıdaki soruların bi tanesine bile yanıtınız ‘Evet’ ise kusura bakmayın ‘Siz bi hainsiniz.’!
AKLIMDAKİ SORULAR
1- Cumhurbaşkanı ve başbakan bi günü konuşma yapmadan geçirebilir mi? Bu benim aylardır en merak ettiğim şey.
2- Bi insanın cumhurbaşkanı olması demek onun her konuda bilirkişi olması anlamına mı gelir? Yoksa bu sadece bizim ülkeye mahsus bi ayrıcalık mı? Acaba Türkiye’nin başında ciddi ciddi bi Kripton’lu mu var?
3- Türkiye’de kaç tane gazete varsa, yılın belirli günleri yayın yönetmeni koltuğuna Cumhurbaşkanını oturtsalar da hevesini alsa mı acaba? Niye saçma olsun. Yılın her günü ders vereceğine, bi günle kurtarır basın. Hem de kim bilir belki sıkılır.
4- Cumhurbaşkanı küçükken ne olmak istiyordu?
a- Futbolcu b- İnşaatçı c- Maden patronu d- Ahlak bekçisi e- Gazeteci f- Teknik direktör g- General…
5- Haşhaşi maşhaşi derken, iktidar mafyanın hortladığının farkında mı? Yoksa uzun zaman sonra yine mi “Aaaa biz çok safız, fark edemedik” deyip işin içinden mi çıkacaklar?
6- Taraftarları tarafından Cumhurbaşkanı’nın ‘Reis’ diye anılması neye işaret?
7- Geçmiş dönemin AB bakanı Egemen Bağış hatırlarsanız ‘Üzerine tam isabet etmeyen yumurtayı atan gençlerden paltomda leke yaptı’ diye şikayetçi olmuştu. Konuşma yapacağı yerde üzerine mayonez sıkılan ve patates kızartması atılarak protesto edilmesine rağmen olayı ‘eylem özgürlüğü’ diye görüp şahıslardan şikayetçi olmayan Belçika Başbakanı salak mı, itibarsız mı, iktidarsız mı, ahlaksız mı?
8- Türkiye İstatistik Kurumu, yurt çapında bi ‘vatan haini’ anketi yapabilir mi? Çünkü her geçen gün, Cumhurbaşkanı kapsamı genişletiyor. Oranı merak ediyorum.
9- Akıl mı kaldı?
BİZ İŞTE BUNA KOT FARKI DİYORUZ
2012 yılında Anayasanın Dili Sempozyumu'nda, "Zaman zaman söyleniyor; Türkçe ile felsefe yapılmaz. Bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır aslında” diyen kimdir?
a- Başbakan
b- Cumhurbaşkanı
2014 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülleri ödül töreninde Harf Devrimi’ni eleştirirken “Türkçe ile felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca ya İngilizce kullanmanız lazım” diyen kimdir?
a- Başbakan
b- Cumhurbaşkanı
Yanıtları veriyorum: ilk sorunun yanıtı ‘a’, ikinci sorunun yanıtı ‘b’…
2012’de Başbakan olan Erdoğan, 2014’te Cumhurbaşkanı olan Erdoğan.
Peki, arada ki fark nerden kaynaklanıyor?
İktidar gücünün kot farkından.