Son sözümü önce yazayım; Soma’dan ders alınmadığı için Bartın faciası yaşandı. Soma, gözünü para bürümüş bir özel sektör işletmesiydi ama Bartın devletin Taşkömürü Kurumu’na ait bir maden ocağı… “Karakutu dahil bütün tedbirler alınmıştı” deniyor ancak kotanın 300 metre olmasına karşın cesetlerin çoğu 350 metreden çıkarılmış. Sonuçta yeterli önlem alınmayan ve içinde ihmal olan bir maden kazası, kader ve fıtrat olarak tanımlanamaz. Çünkü, Almanya Türkiye’nin iki katı kömür üretiyor ama 2002’den beri olan kazalarda altı maden işçisi hayatını kaybetmiş. İş güvenliğini önemsedikleri ve insana değer verdikleri için…
*
Bizde ise faciaların adresleri değişti ama yansıyan görüntüler, acılar değişmedi. Zonguldak’ta, beş madende 12 yılda 414 ocağa ateş düştü. Her faciadan sonra “Bu son olsun” denildi, birileri suçlu ilan edildi ama maalesef ders alınmadı. Soma’dan kurtulan, bir başka ocakta mecburen çalışmaya devam eden bir maden işçisinin sözlerine bakın, “Bir emekli olayım, ölümden başka kimse beni yerin altına koyamaz bir daha.” Bu kahramanların sembol olmuş sözü, “Güneşi görebilmek için karanlığı kazıyoruz” idi ama karanlıkta kaldılar. Ruhları şad olsun.
“Bir insan acı duyarsa canlıdır. Başkasının acısını duyarsa insandır.” Tolstoy
Michelin bilmecesi
Türkiye’ye 10-15 yıl önce girmesi gereken Michelin, nihayet gelip mutfağımıza girdi ama sadece İstanbul’un Avrupa yakasındaki genç şeflerimizin restoranlarına girdi. Kim sufle ettiyse mutfağımıza haksızlık ve saygısızlık yaptılar. Haydi, “İlk sene hatası” deyip geçelim. Geçelim de dağıttıkları yıldızlar da şüpheler yarattı. Üç-beş senelik restoranlar yıldızlanırken ya da 38’inci destinasyon olarak rehbere girerken, 20-30 yıldır ağız tadı sunan, kalitesinden taviz vermeyen mekanlar es geçildi. Yıldızlılar, “Altı aylık rezervasyonlarımız dolu. Bu gidişle yaza rezervasyon alacağız” diye havaya girdiler ama bilsinler ki lezzet tutkunları, hemen aklıma gelen Hünkar’a, Çiya’ya, Yanyalı Fehmi’ye, Beyti’ye, Yeni Lokanta’ya, Neo Bistro’ya giderken yıldız aramıyorlar. İnşallah seneye bu yanlışları da düzeltir Michelin Bey! Gözünü yeşiller almadan Türkiye’ye iyi çalışır da gelir. Yıldızlanan, rehbere giren Michelin plaketlerine kavuşan restoranlarımızı da kutlarım.
Kırmızı Mikrofon
Geçen Pazar günü Washington’da gerçekleşen Türk Festivali, çevre eyaletlerden gelen Türklerin de katılımıyla coşku içinde yaşandı. Benim için özelliği ise büyük torunum Jasmin Can’ın annesi Ayça Karayel’in, bir yıl önce bir Facebook paylaşımıyla başlattığı ve Büyükelçi Hasan Murat Mercan’ın da desteklediği ‘Kırmızı Mikrofon’ müzik grubunun, birinci kuruluş yıldönümünü festivaldeki konseriyle kutlamasıydı. Korist ve müzisyen 25 Türk’ten oluşan grubun konseri büyük beğeni topladı.