Erkut CanMutluluk pastası

HABERİ PAYLAŞ

Mutluluk pastası

Yıllar sonra, dosyalarımı karıştırdım. Ve bakın ne buldum. Ama öncesinden başlayayım. Şimdi aramızda olmayan ünlü işadamı Üzeyir Garih ağabeyimle Taksim Maksim’de bir yardım gecesindeydik.

Üzeyir abi, yemeğini yedikten sonra mutlaka salondaki tanıdıklarını dolaşır. Hal hatır sorardı. Keyfi yerindeyse, cebinden iki kalem çıkarır, her iki elini de kullanarak kağıda bir portre çizer ve birisine hediye ederdi.

O gece de bizim masaya geldiğinde atik davranıp ben iki kalemi uzattım ona. “Yoo”,dedi “Bu gece portre yok. Pasta tarifi yapacağım.” Mutluluk Pastası’ymış adı. Anlatmaya başladı. İlk önce malzemeleri sıraladı. “4 fincan sevgi, 2 fincan sadakat 1 fincan dostluk, bir fincan saygı 2 kaşık ümit, 2 kaşık şefkat 1 kaşık inanç, 1 fıçı neşe…” Yapılışı ise şöyleymiş: “Sevgi ve sadakatı, inanç ve şefkatle karıştırın.

Haberin Devamı

Ümit ve dostluğu katıp, neşe dolu fıçıda iyice sallayın. Güneşte pişirip, her gün yakınlarınıza saygıyla ve cömertçe servis yapın. Ben her gün yapıyorum, size de öneririm. Umarım yapar ve sevdiklerinize her gün ikram edersiniz.” Üzeyir Abi’nin toprağı bol olsun. Sevginin, saygının, dostluğun kalmadığı günümüzde ben de ondan alıntılayarak size öneriyorum. Deneyin. Kazanacaksınız.

Maksim'in dili olsa...

Bugün madem nostalji ile başladık devam edelim bari. Yukarıdaki olay Taksim Maksim’de geçmişti ya, hafta içinde, o mekanla ilgili bir haber düştü önüme. 1914’de sinema salonu olarak yapıldığını ve Majik Sineması olarak işletildiğini, 1920’lerde de bir Rus tarafından Maksim Gazinosu haline dönüştürüldüğünü bilmiyordum.

Biz orayı Maksim olarak rahmetli Fahrettin Aslan’la tanıdık. Ancak, çok uzun süre kapalı kalan gazino, Tuna Mobilya tarafından satın alınmış ve otel haline getirilmiş. Sofitel olarak işletilmeye başlanmış bile. 229 oda ve 462 yataklı otelin, resmi açılışı ise 29 Ekim’de yapılacakmış.

Aah ah, dili olsa da konuşsa. Gazinoların en şaşaalı döneminde davetler ile çok sık giderdik. Her sanatçının ilk gecesinde sahne ve podyum kenarı masalar 20-30 kişilik olarak rezerve edilirdi. ŞEY Magazin Gazetesi’ni çıkardığımız için de tanınırlığımız fazlaydı.

Haberin Devamı

Mutluluk pastası

Masamıza gönderilen viski şişesinin çevresine yerleştirilmiş yanar döner meyve kuleleri de Fahri Beyİn buluşuydu ve günümüzün moda tabiriyle itibar ve zenginlik göstergesiydi. Bari, böyle bir masada oturmanın kişi başı fiyatını da yazayım da tam olsun.

Günümüz parasıyla 1500-2000 lira Düşünüyorum da, Bülent Ersoy ilk sahneye çıktığı gece oradaydık. Fahri beyin, Gönül Yazar’ı tokatladığı gece Gönül’ün yanındaydık. Kim bilir daha ne olaylar yaşamışızdır ama, hatırlamıyorum. Yaşıma verin. Sofitel resmen açılsın, mutlaka gideceğim. Gençliğimi yaşamak için.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder