Avrupa'nın lüzumu yok

3 nokta transfer var. Rafa, Immobile ve Paulista’nın dışında başka oyuncunun katkısı yok. Bunlara ilaveten Gedson’un olağanüstü desteği ve Al Musrati’nin performansı ligde bilinen Beşiktaş’ı yukarıya tırmandıran en büyük faktör. Böbürlene, böbürlene bunu diline dolayıp nokta transferler yaptık demenin alemi yok. Dönemin en pısırık Ajax’ından 4 yiyorsun, Bundesliga’da, “Kendini arayan adam” filmini çeviren E.Frankfurt’a 20 dakikada teslim oluyorsun. Çok şahane mi oynuyorsun diyeceğim. Bu kadro hala eksik. Bu kadroya 3-4 üst düzey transfer şart. Yoksa seni Avrupa’ya çıktığına pişman ederler. Peki 20. dakikadan sonra penaltı fileye gitse sonuç değişir miydi? Pek ihtimal vermiyorum ama Alman temsilcisinin kalesine yapılan ataklarlar biraz olsun taraftarın sinirini erteledi o kadar. Sonuç maalesef yine hüsran. İkinci Frankfurt golünde ise Svensonn’un kadraja dahi girmemesi, 63. dakikada Onur Bulut ile Semih’in girişi kurusıkıdan başka bir şey değildi. Sürekli kilitli maça Semih’i sokmanın manasını anlayamıyorum. Bir kadro derinliğin yok, kulübede girenler çıkanlardan katkı veremeyecek kadar verimsiz, kifayetsiz ve de beceriksiz. İsim veremiyorum sinirden. Beşiktaş’la birlikte aynı yastığa baş koymuş rakiplerinde giren oyuncuları görüyorsunuz. Şimdi anlat kim, kimin malına çökmüş. Yüzünüz kızarmıyorsa, ben yollayayım. Boyanın adını vermem.