Yensen, yenilsen, berabere de kalsan Şenol Güneş’in futbol kitabının önsözünde İSTİKRAR yazıyor. 11 mecbur kalmadıkça bozulmuyor. 5 Avrupa Kupası, 2 lig maçı aynı 11 ile gidiyor.
Bocalasa bile değişmeyen bir felsefe hakim. Dinamo Kiev ilk 20 dakika öyle bir titretti ki Beşiktaş’ı herkesin burnundan soluduğu anda kenara baktım hoca olağan hallerinden birini yaşıyordu. Su molasından sonra savunma çıkışları, orta alanda alışılagelmiş bir Beşiktaş beyliği hüküm sürmeye başladı. Aboubakar’ın kaçırdığı golden sonra Beşiktaş Dinamo’yu yeniden ve sarmaya başladı. Bir başka istikrarı daha yazmam gerekiyor. Karagümrük maçında penaltı kaçırmasına rağmen Bükreş’te beyaz noktaya aynı adam geldi. Özeti takımın babası sensin Aboubakar demek. Ne güzel bir güven, harika bir istikrarın devamı. Maçın gidişatını özetlersek, iki kez öne geçip biraz oyunu soğutabilse Beşiktaş daha kıymetli bir skora imza atabilecekti. Dinamo Kiev’in iki golü de bu seviyede bir Beşiktaş’ın yiyeceği goller olmamalı. Üstelik ayak ve kafa vuruşları bomboş ve tamamen savunmanın yanlış pozisyon almasından kaynaklanan vuruşlardı. Gedson’un kaçırdığı gol olsa Beşiktaş makus talihini kıracaktı. Bu Dinamo Kiev maçları hep böyle geçiyor. Bükreş’te son tangoyu Beşiktaş yaptı. Zaynutdınov “Merhaba”gol dedi. Şimdi en tehlikeli rövanşa çıkacak Beşiktaş. Aman dikkat.