Rizespor’un oyun yerleşimine bakıyorsun, tek kanadı var. Akintola ile soldan akışkan bir ofans girişimini tercih etmiş. Oraya Mithat da giriyor. Verasenovic tetikte bekliyor. Sağ kanadını sormayın. Ghezzal’ın adıyla götürüyor. 2. golün asistine kadar yok. Verasenovic’in iptal edilen golündeki VAR incelemesi ise bakkala ekmek almaya gidip geç kalan çocuğa benziyor. Bu kadar teknik donanım, o oda, o kadar göz bir çizgiyi çekemiyor. Çizilen çizgiye bakacak olursak belki de eşine ender rastlanan bir iptale tanık oluyorsunuz. Rizesporlu oyuncunun burnu ileride gösteriliyor. Adam Karadenizli olsa anlayacağım, Boşnak yaaa. Trabzon’u anlat bana deseler, Boztepe’den, Kavaklık’tan, Kunduracılar Çarşısı’dan söz edersiniz. Takımı anlatmaya kalksan Visca var dersin. Eeee sonra. Fazla adam sayamıyorsun işte. Aslında bir kalabalık hakim. Visca’yı çıkar, Uğurcan’ı da bir kenara koy, azıcık Mendy’yi de katalım, gerisi futbol takımının içinde seçmelere gelmiş oyuncular olarak işgalci pozisyonundan ileri gitmez. İşte Şenol Güneş böyle bir ekipten 11 çıkarıyor ve sonrasında kenarda sinir krizleri geçiren çaresiz bir hoca konumunda kalıyor. Elbette iki takım arasında yapılan maçlar gerilimi yüksek 90 dakikalara neden olmuş. Bu nedenle hiçbir Rizeli, Trabzonspor, hiçbir Trabzonsporlu, Rizespor mağlubiyetini kabul edemez. İlhan Palut iyi yönetti, Rizespor galibiyeti sonuna kadar haketti. Draguş’un savunma içindeki yanlış hamlesi Trabzonspor’un sonu oldu. 3 hafta da 3 yenilgi. Tam bir entübe durumu.
10 Kasım 2024, Pazar 07:00
Haberin Devamı