Hangimiz kırgın değiliz hangimizin küskünlükleri yok ki. Bilmediğimiz bir yaşama gözlerimizi açarken, kim bilir, neler hayal ederek geldik bu dünyaya.. Hayatımızın üçte biri kendimizi, keşfetmekle geçti. . Daha sonra anlıyoruz ki biyolojik bedenlerimiz eskise de, duygular hep aynı kalıyor. Aslında sonunu bildiğimiz bir masal, yaşam yolculuğumuz.
İlk oyuncağımın kırıldığı günü anımsıyorum. Nasılda ağlamıştım. Bana ait, benim olan bir şey ellerimin arasında kayıp gidivermişti. Şimdi de birçok şey gidiyor. En sevdiklerimiz kalbimizi kırarken, yüreğimizi paramparça ediveriyor. Hala gidenin arkasından ağlıyorum. BEN DAHA BÜYÜMEDİM…..
Çocukluğumda diş doktoruna gitmekten çok korkardım. Canım rahmetli büyük annem, ne zaman beni doktora götürmeye kalksa, bin bir nazla, ödevlerimin çok olduğu yalanları atardım. Kocaman kadın oldum ve Hala doktordan korkuyorum. Diş tedavilerim yarım ve doktorum beni bekliyor. BEN DAHA BÜYÜMEDİM.
İlkokul yıllarımda arkadaşlarımın ödevlerini yapmaya bayılırdım. Tüm sorumluklarını bana yükleyen hiçbir arkadaşıma kızamazdım. Onların mutlulukları, benim için önemliydi. Şimdi de arkadaşlarım için her türlü fedakarlığı yaparım. Çevremde mutsuz birini görmek, beni hep hüzünlendirir. BEN DAHA BÜYÜMEDİM
Lise yıllarımda İzmir’de yaşayan okul arkadaşlarım anımsayacaklardır. İzmir Namık Kemal Lisesi edebiyat sınıfındaydım. Edebiyat öğretmenim rahmetli Makbule Yonar kompozisyon derslerindeki başarımı fark edince ‘’kızım sen ömrün boyunca yaz. Kalemin çok kuvvetli‘’ demişti. Evet canım öğretmenim sözünü tuttum ve hala yazıyorum. Bıkmadan usanmadan. BEN DAHA BÜYÜMEDİM..
Kız çocuklarının bebekleri önemlidir. Annelik duygularının tohumları, çocuk yıllarında bebeklerini uyuturken, severken atılır. İşte bu yüzden anne olmak istiyorum diyen kadınların feryatlarını erkek zümresi anlayamaz. O çocuk yıllarımda, geceleri kalkar, plastik ve bez bebeklerimin üstünü örterdim üşümesinler diye. Veee hala kocaman oğlanlarımın üstünü örterim. BEN DAHA BÜYÜMEDİM..
Çocukluğumun en dramatik acısı babasız büyümekti. Anneme ne zaman babamı sorsam öldü derdi. Çok sonraları öğrendim boşandıklarını. Parçalanmış bir ailenin çocuğu olmak o yaşlarda inciten bir duyguydu. Çocuk yüreğim kabullenemedi bir türlü babasızlığı. Okulumuzun veli toplantılarında babaları olan çocukları kıskanırdım. Onlarla arkadaşlık etmek istemez ve gizli gizli ağlardım. Bir elim annemde olsa da, bir elim hep boştu. Yüreğimin bir tarafı hep soğuk kalırdı. Şimdi ne zaman babasız bir çocuk görsem koşar iki elini tutar ve sevgiyle sarılırım. Büyüdükten sonra hayata inat her fotoğrafımda gülümsedim. Yine de farkında olmadan bir elim hep boşlukta, yıllardır görmediğim babama uzanır.. BEN DAHA BÜYÜMEDİM..
Tüm çocuklar gibi karanlıktan korkardım. Işıksız uyuduğumu anımsamıyorum. Karanlık bana sonsuz bir ayrılığı ve ölümü hatrlatır. Ve ben sevdiklerimden asla çok fazla uzaklaşamam.. Küçük oğlum beş yıl Amerika’da yaşarken hayatımın en büyük sınavını verdim. Büyüklerimin sözleri hep kulağımda çınladı. ‘’Çocuklar ayaklarının üstünde durmalı ve anneler erkek çocuklarını sorumluluk duygusuyla büyütmeli'' Küçük bebeğim uzaklarda yaşarken ben yine sınıfımı geçmeye çalışıyordum. BEN DAHA BÜYÜMEDİM ve bu hayat okulundan mezun olamadım..
Çocukluğumuzda mahalle arasında oynadığımız oyunlar vardı. Hiç birimiz kaybetmek istemez, birbirimizi kovalardık. Ne ebemiz, ne sobemiz biterdi. Mızıkçılığın bini bir paraydı. Hatta büyük kavgalarımıza ailelerimiz karışırdı da, bizim kavgamız yüzünden bir çok komşu birbirine aylarca küs kalırdı. Hala iş hayatımızda ayak oyunlarımız kırgınlıklarımız bitmiyor. Sadece oyun alanlarımız değişti. BİZ DAHA BÜYÜMEDİK.
Aslında hiç birimiz büyümedik. Kavgalarımız sevgilerimiz kırgınlık ve kızgınlıklarımız olmasa nasıl çocuk kalacağız. Büyümeyelim, içimizdeki çocuğu hiç öldürmeyelim. Minik yüreğim sizi çok seviyor tüm çocuk arkadaşlarım…
Düşünüyorum da biz, büyüyerek çocukluk etmişiz. Turgut Uyar
Eğer arada bir çocukluk etmeyeceksen, büyümenin bir anlamı yok. (anonim)