Geçtiğimiz yıllarda Amerika’nın aklı fikri Orta doğuda olduğunu yazmıştım. Dünya haritasında yeni düzen arayışı hiç bitmiyor. Kalkışma ve taşınma politikasının verdiği kargaşanın handikaplarında tüm dünya ülkeleri tedirgin. İlkokul çocuğunun bile anladığı bir "p" çizdiği gizli rota mevcut. Bir zamanlar Avrupa’dan göç ettikleri kıtalarına yeni bir ters göç başlattılar. Bu defa doğuya yönelen gizli orta çağ Avrupa’sının geçmişte yaptığı haçlı seferlerinin yeni versiyonu gündemde. Yine "Ortada kuyu var yandan geç" diye Türkiye’ye dokunmanın faturasını ağır olabileceğini söylemiştim bir yazımda. Eski köşe yazılarımı karıştırdıkça yalın bir şekilde gözüme gözüme geldi satırlarım.
İsterseniz her şeyi baştan alalım. Dünyayı şekillendiren Amerika’nın küreselleşme dalgasının yarattığı post modern süreçte dünyanın bütün ülkelerini etkileyen kültürü ve gücüyle Amerikan hegemonyası dünyanın birçok ülkesinde olumsuz tepkiler yaratmaktadır. Tarih sayfaları, birçok hegemonyaları acımasızca gömdüğü gibi; artık Amerika için de tehlike çanlarının çalınmaya başladığı sinyalleri veriyor. İşte Rusya, işte Çin, İşte İran doğunun tehdidi Amerikan saltanatının tahtını sallamaya başlıyor.
Ülkeler arasında ilişkiler labirent gibi gizlilikler ilkesiyle birbirlerine bağlıdır. Her millet kendi varlığını sürdürme çabası içinde yüksek ego mekanizması ile çalışır. Gözü bir başkasının nasibinde kısmetindedir. Zürriyetlerini korumak için insani değerlerini unuturcasına vahşi bir seleksiyon içinde davranırlar.
Ülkesinin çıkarları söz konusu olduğu zaman, kimsenin gözyaşların bakmayan vahşi bir batı var dünyanın karşısında. Çıkar savaşlarını en iyi şekilde kullanabilen bu ülkenin dişleri arasında ezilen dünya milletleri tek tek uyanışa geçti. Son yılların tüketim toplulukları halinde, son sınırlarını zorlayan üst ülkeler çoğul koloniler halinde çıkış yolu ararken, rotalarını bize çevirmeleri, bizim güzel ülkemize sataşmaları son derece doğal.
Son dönemin sahne oyunlarından biri de Yunanistan. Avrupa’nın şımarık çocukları. Tarihe bir göz atalım. Romalılar ve Yunanlar yüzyıllardır iç içe yaşamış birbirlerini kopya ederek ortak bir yaşam biçimi seçmişler ve üstünlük savaşlarında iç mücadeleler verse de, birbirlerinden kopamayan bir mozaik oluşturmuşlardır. Modern dünyanın günümüzde yansımalarında herkes kendi sınırlarında mutlu olmayı başarabilmişler fakat Anadolu kültürünün gücüne de, gizli bir hayranlıklar duymaları içsel olarak, demokrasinin eski savunucusu Yunanların son dönemlerde huylarının bozulması ve Türkiye için bir huzursuzluk yaratmasındaki asıl neden gizli ABD oyunları olduğunu artık çok iyi biliyoruz.
Onların türlü türlü oyunları varsa, bizim de onları bozacak taktiklerimiz var. Üstelik dünyanın tam ortasına Allah nasip etmiş ki, keyifle oturmuşuz. Korku dağları bekler mi? Hayır beklemez, çünkü biz korkmuyoruz. Allah’tan aklımızın üst sınırlarını zorlayacak kadar deliyiz. Milletimizin kodunda zaten böyle bir duygu yok. Dünyanın bilmediği çok şey var. Öğrenecekler. Öğrenmek zorundalar. Kendi zürriyetlerini sürdürecekler diye bizi tahakküm altına alamazlar. Böyle bir hikaye yok. Bu gezegen, herkesin yaşayacağı kadar büyük. Herkes kendi sınırları içinde yaşamayı bilmek zorunda. Dünya pazarının böylesine hareketlenmesinin gizli adımlarını ABD atarken, Rusya ve Ukrayna savaşıyla tüm planlar daha görünür hale geldi. Bakalım daha neler olacak...
Yeni düzenin kahramanlarının savaşlarında Türkiye’nin ortayı bulma çabaları umarız ülkemiz adına başarıyı getirir. Allah yolumuzu açık etsin.
Ne iyi bir Savaş vardır ne de kötü bir barış. - Benjamin Franklin