Filiz ÖzkolŞen sazın bülbülleri

HABERİ PAYLAŞ

Şen sazın bülbülleri

Şu sihirli kutu dediğimiz televizyonlarımız. Bizi kendine esir ettiğinden beri, kayıplarımız ve kazançlarımızın bilançosu yıllardır tartışılıyor. Bu kutucuk; ülkemize, dünya ülke sıralamasına göre 30 yıl fark atarak gelmesiyle, gümbürtülü yıllarımız başlamış oldu. Hoş geldi sefa geldi de, gerçekten ‘’sefa mı?’’ getirdi. Bir düşünelim bakalım. Tabii ki teknolojinin arkasında saklanarak yaşama olmazlarımızı, göz ardı edemeyiz. Dünya gezegeninin dışında olmadığımıza göre karınca kararınca faydalanmak boynumuzun borcu. Ne diyelim sefamız olsun derken cefalarımızı da unutmayalım.

Haberin Devamı

Hemen İstiklal Marşımızın bir mısrası geldi aklıma; ‘’ Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’’ Medeniyetin tek dişi bile fırtınalar yaratmaya yetiyor. İyi ki otuz iki dişi yok. Un ufak olurduk alimallah.

Sabahın erken saatlerinde haberlerle güne başlayalım. ‘’Günaydın’’ kelimesinin hemen ardında cinayet haberleri. Daha yüzümüzü yıkamadan suratımız düştü bile. Sekiz saatlik uyku boşluğuna neler sığmamış ki. Sanki biz uyurken dünya cenk yapıyor. İlişkiler, olaylar, aman hiç ara vermesin. Şu kutucuğun hakkını verelim.

Hemen ardından gelsin çaylar, çalsın sazlar, söylesin kızlar. Her bir kanalın müdavim sunucu hanımları. Bazıları tek, bazıları grup sürüleri. Üçer beşer kurulmuşlar. Bu çok bilmiş kızlarımızın mangalda kül bırakmayan, tadına doyum olamayan ekran muhabbetlerinden, bir çok ev hanımının yemeklerini yaktığını duyuyoruz, biliyoruz.

Dedi kodu baldan tatlı. Kim kiminle nerede görülmüş. Efendim bilmem hangi sanatçı yine estetik olmuş. Ekranın malum güzellerinin, masaya yatırıp kıyma yapmadıkları konu yok. Üstelik hırslarını alamayıp kendi aralarında yaptıkları söz düellolarına ne demeli?. Bildiğiniz gibi değil, çok ciddiler. Sanıyorsunuz ameliyat masasında bir hayat kurtarıyorlar. Kanalın reyting yarışları. En iyi bizim program uğruna sansasyonel haberlerin ölçüsü kaçıveriyor. Aynı kişinin dört koldan farklı haberleri. Hiç önemli değil. Biz ilk sırayı alalım da gerisini boş ver.

Gecenin yıldızları daha da farklı. Onlar birer siyaset duayeni. Hangi kanalı açsanız aralarında değiş tokuş yaptıkları yorumcular. Bir gün bir kanalda, diğer gün ötekin de. Facia tellalları gibi. Bitmeyen kavgalar ve komplo teorileri. Eskiden mahalle kahvehanelerimiz vardı. Ailenin erkeklerinin sözde uğrak yeriydi.. Efendice güncel olayların tartışılır, kurtlar dökülür ve eve sakinleşerek gelinirdi.. Medeniyetin girmediği dönemlerde daha medeniydik galiba.

Haberin Devamı

Günümüzde tvlerde ki siyaset tartışmaları, futbol maçlarıyla deplasmanda sanki. Yazarın biri, veya bir yorumcu konuştukça ekranı başında ev halkı bağırıyor. ‘’Konuş kardeşim şu adamın haddini bildir. Ahhh orada ben olacaktım. ‘’ Hepimiz siyaset kurduyuz ya. Kim oluyor o ekrandakiler.

Peki dizilerimize ne oluyor? Biri başlıyor biri bitiyor. En fazla beş altı bölümden sonra kalkıveriyor. Gerekçe ‘’Dizi tutmadı ‘’ yalanı. Sponsor bütçesini geriye çekince çıplak kalan dizi hızlıca kaldırılıyor. Sanatçının umutları havada kalıveriyor.. Kocaman oyuncu kadrosu da dağılıyor.. Yeniden beklentiler içine girerken evdeki hesap çarşıya asla uymuyor.

Haberin Devamı

Medeniyetin bu güzel oyuncağı bu sektöre hizmet vermeye devam ederken kayıplarımızı ve eksilerimizi düşünmeden günün yirmi dört saati, eli mahkum ekran başında kalacak, hep birlikte coşarken, ŞEN SAZIN BÜLBÜLLERİ olmaya devam edeceğiz.

"Televizyon, her evde bulunan beyin zehiridir.

"Sebuhi Quluzade’’

Sıradaki haber yükleniyor...
holder