Giriş
Kaan Karahan, 25 yaşında bir müzisyen. Ünlü oyuncu ve yazar Hakan Karahan’ın oğlu. Türkiye’de de şarkılar yaptı ama kariyerine Los Angeles’ta devam etme kararı aldı. Babasının şöhretini kullanmayı aklından bile geçirmemiş. Kendine, sesine ve şarkılarına güvenen, iyi yetiştirilmiş, olgun ve son derece nazik biri. Röportajı okumaya başlamadan önce Kaan’ın Instagram’ına girin (@kaansmusic) ve paylaştığı ‘Someone You Loved’ cover’ını bir dinleyin lütfen. Sesi müthiş! Kaan Karahan’ın adını yakın gelecekte daha çok duyacağız.
Bu nasıl bir ses!
Ben de son beş yıldır sesimin farkındayım. Evde, arabada kendi kendime şarkı söylüyordum ama bir-iki ay önce vokal dersleri almaya başladım. Hatta lisede İngilizce bir müzikale katılmak istemiştim ama beni kabul etmemişlerdi.
Müzik kariyerinle alakalı nasıl bir yol izleyeceksin?
2021’de bol bol şarkı çıkaracağım. Arada cover da yapacağım ama daha çok kendi yazdığım şarkılar olacak. Prodüksiyon partnerim Jimmy Duval da şarkılarım için çok güzel işler yapıyor. Geçen yıl, ‘Belki Zamanla’ ve ‘Benle Kalsan’ diye iki Türkçe şarkı yazdım ve söyledim. Kliplerine YouTube’dan ulaşabilirler. İngilizce şarkı yazarken kendimi daha iyi ifade ediyorum. Hem İngilizce hem de Türkçe şarkılar yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim.
O halde seni daha yakından tanıyalım. Doğumunla başlayalım.
Amerika’da Manchester, New Hampshire’da doğdum ama 18 yaşında kadar Türkiye’de yaşadım. Şimdi 25 yaşındayım. Annem ve babam ben çok küçükken ayrıldı. Ben annemle yaşıyordum ama babamla da aram çok iyidir. Enteresan bir çocukluk geçirmedim. Sesimi uzun süre keşfedemedim. Hatta ergenlikte karga sesliydim. Hayatımda beni müziğe yönelten bir şey yoktu. Evimizde pek müzik çalmazdı.
Tek çocuk musun?
Teknik olarak tek çocuğum ama annemin ikinci evliliğinden üvey kız kardeşim var. Onu da çok seviyorum. Kız kardeşim de Los Angeles’ta yaşıyor.
BATIL İNANÇLARIM VAR, KARA KEDİ GÖRÜRSEM HÂLÂ SAÇIMI ÇEKERİM
Karakterini nasıl tanımlarsın?
Esprili ve eğlenceli biriyim. İnsanlara bağlı kalmayı severim. Uzun yıllardır çalıştığım insanlarla yoluma devam etmeyi seviyorum. Batıl inançlarım vardır. Mesela, başıma istemediğim bir şey geldiğinde, o gün ayağımda hangi çorap varsa, o çorabı aylarca belki yıllarca giymem. Kara kedi görürsem hâlâ saçımı çekerim.
SOSYAL MEDYADA GÖRÜNDÜĞÜ KADAR CİDDİ BİRİ DEĞİLİM
Sosyal medyada çok paylaşım yapan biri değilsin. Bu da bana cool biri olduğunu düşündürdü.
Aslında sosyal medyayı seviyorum. Hatta bütün günümü sosyal medyada geçirdiğim bile oluyor. Yaptığım müziği paylaşmaya yeni yeni başladım. Şarkılarımı hazırladıktan sonra insanlarla etkileşime geçmek istedim. Baktım ki karantina uzuyor, ben de öncelikle yaptığım cover’ları paylaşmaya başladım. Sosyal medyada göründüğüm kadar ciddi biri değilim. Kolay iletişim kurulan biriyim. Bana müziğimle ilgili yazan herkese cevap veriyorum.
Müziğin büyük kitlelere ulaştığında herkese yetişmen zorlaşır ama…
100 mesaj gelmesiyle 1 milyon mesaj gelmesi arasında çok büyük fark var ama karakterim değişmez. O zaman ilgimin hepsini veremem belki ama kalbim doğru yerde.
Hem Türkiye’de hem de Los Angeles’ta şarkı çıkardın. İki ülke arasındaki müziğe bakışı nasıl değerlendirirsin?
Türkiye’de çok güzel tepkiler aldım. ‘Belki Zamanla’ şarkım, ‘Yasak Elma’ dizisinde ve çeşitli radyolarda çaldı. Şarkılarınız Türkiye’de bir radyoda çalıyorsa hayatınız pek değişmiyor. Türkiye’de şovlar yapmak ve konserler vermek müzisyeni daha tanınır yapıyor. Los Angeles’ta şarkınız radyoda çalıyorsa muhtemelen hayatınız çok değişmiştir, büyük paralarla ve büyük şirketlerle çalışmaya başlamışsınız demektir. Üstelik henüz konsere bile çıkmadan.
Yaşamak için neden Los Angeles’ı seçtin?
Miami Üniversitesi’nde İşletme ve Müzik Yapımcılığı okudum. Üniversitede tanıştığım arkadaşlarımla müzik yapmaya başladım. Metin Kumru ve Jimmy Duval ortaktı, müzik stüdyoları vardı. Ben de başkaları için şarkı sözleri yazıyordum ama kendim için yazıp söylemeye karar verdim. Jimmy, Los Angeles’a taşınma kararı alınca ben de iş anlamında stratejik bir karar alıp Los Angeles’a taşındım.
AŞIRI DUYGUSALLIK VE DUYGUSUZLUK ARASINDA GİDİP GELİYORUM
Duygusal biri misin?
Aşırı duygusallık ve duygusuzluk arasında gelip gidiyorum. Bu konuda ben de kendimi tam çözemedim. Bana yazılan güzel bir mesajla inanılmaz duygusal bir noktaya gidebilirim ama bazen çok büyük olaylarda hiç etkilenmiyorum. Mesela, 22 yaşında üniversiteden mezun olduğumda testis kanseri olduğumu öğrendim. Çok erken teşhis olduğundan kemoterapi görmedim, ameliyatla çözüldü. Bu durumu sakin karşıladım. Hastalığım boyunca gözümden bir damla yaş düşmedi ama bir film sahnesi beni ağlatabilir.
Kanser olduğunu ilk öğrendiğinde ne hissettin?
Bana ne olacağını hiç düşünmedim. Üniversite mezuniyetimin ertesi günüydü ve bütün ailem yanımdaydı. Annemi, anneannemi, babamı ve üvey babamı üzgün görmek beni üzdü sadece. Geçirdiğim rahatsızlığın ne kadar önemli ve büyük olduğu bana çok sonra vurdu.
Peki, böyle önemli bir hastalık geçirdikten sonra hayata bakışın nasıl değişti?
Beni mutlu eden şeyleri yapmak için kendime söz verdim. Hatta tamamen müziğe odaklanmaya karar verme sebebim de bu hastalıktır. Bir de keşke daha fazla dövme yaptırsaydım, diye düşündüm. Haha!
ANNEM VE BABAM EN YAKIN İKİ ARKADAŞIM
Baban Hakan Karahan ünlü bir oyuncu ve yazar. Nasıl bir baba-oğul ilişkiniz var?
Annem ve babam en yakın iki arkadaşım. Özellikle yaptığımız işlerde babamla birbirimizi çok destekleriz. Babamla bir araya gelince bir yerlere gider ve saatlerce sohbet ederiz. Ben annemle büyüdüm ama babam da her zaman hayatımın merkezindeydi. Bütün ailemi çok seviyorum.
HAYATI ÖNCE KENDİMİZ İÇİN YAŞAMALIYIZ
Bugüne kadar öğrendiğin en büyük hayat tecrübesi?
Hayatı önce kendimiz için yaşamalıyız ama bunu söylerken bencil olmaktan bahsetmiyorum. Tek başınıza hasta yatağınızda yatarken orada sizden başka kimse olmuyor. Herkes mutlu olacağı şeyleri yapmalı. Hayatta kimse sizin önünüze istediğiniz şeyi koymuyor. Ne yapmak istiyorsanız, gidin ve yapın. Ne kadar şanslı olsanız da hayat kolay değil.
Sevgilin var mı?
Kız arkadaşımla iki yıldır birlikteyiz.
YAŞAMINDA BÜYÜK PROBLEMLERİ OLMAYAN İNSANLAR KENDİLERİNE MİNİK PROBLEMLER YARATIR
Sence ilişkide en önemli şey ne?
Güvenmek ve birbirimizin canını çok sıkmamak. Hem öfkelenmek yerine olaylara iyi niyetli yaklaşılmalı. Sonuçta herkes hata yapabilir. Yaşamında büyük problemleri olmayan insanlar kendilerine minik problemler yaratır. Bunun manası yok.
Bir ilişkide seni en çok ne üzer?
Aldatılmak ve küçük düşürülmek dışında, beraber olduğum insan mutsuzsa ve benim yapabileceğim bir şey yoksa buna üzülürüm.
Hoşlandığın kadın ne yaparsa ondan anında soğursun?
Herkesten üstün görünmeye çalışıp diğerlerini ezme çabası beni her zaman rahatsız eder. Garsonlara kötü davranılması gibi… Böyle kabalıklar gördüğümde karşı tarafın kişiliği benim için sıfırlanıyor.
24 saatin nasıl geçiyor?
Her gün değişiyor tabii ama mutlaka yaptığım üç şey var: Müzikle ilgili bir şeyler yapmak ve kendimi her geçen gün geliştirmek, eğlenmek ve spor yapmak. Geri kalan her şey bu üç maddenin etrafında gelişiyor.
ÇOCUKLUĞUMDAKİ GİBİ İÇİMİN RAHAT OLMASINI ÖZLÜYORUM
Çocukluğuna dair en çok neyi özlüyorsun?
Çocukken hiçbir şey yapmamak çok normaldi. O duyguyu özlüyorum. Bir cumartesi günü evde oturup aklımda hiçbir şey olmamasını özlüyorum. Kendime boş bir gün ayırabilmeyi ve içimin rahat olmasını...
Hayatın basit zevkleri arasından asla vazgeçemediğin hangisi?
Sağlıklı yiyecekler yemem gerekiyor ama abur cubur yemekten kendimi alamıyorum.
Yaşadığın en heyecan verici tecrübe?
Sahnede aşırı panik halinden rahatlamaya geçiş anı benim için çok heyecan verici.
Burcun ne?
Annem de babam da ben de Kova burcuyuz. Kova burcunun sembolünü dövme yaptırdım hatta.
Çok sevdiğin bir film?
Christopher Nolan-Interstellar
Çok sevdiğin bir kitap?
Babam Hakan Karahan’ın ‘Lütfen Beni Öldür’ kitabını çok severim. Keyifle ve bir günde okudum.
Çok sevdiğin bir ses?
Çocukluğumda bana hafta sonunu hatırlattığından çim biçme sesini çok severim.
Hiç sevmediğin bir ses?
Korna sesini hiç sevmem.
Son zamanlarda kimleri dinledin?
Ezhel’i çok ama çok beğeniyorum. The Weeknd, Dua Lipa, Mor ve Ötesi, Foo Fighters…
Sana söylenmesini en sevmediğin şey?
Biri çocukça davrandığımı söylediğinde çok sinirlenirim.
En çok kullandığın kelime?
İnanılmaz!
