Şimdi hep birlikte 18. yüzyıla ışınlanıyoruz. Fransa Kralı XV. Louis’nin ikamet ettiği Versay Sarayı’ndayız. Ondan önce taht sırasında olan herkes öldüğü için beş yaşında tahta çıkmak durumunda kalıyor. Karar verme yetisi olmadığından hep bir vekil yardımıyla krallık yönetiliyor, bir şekilde idare ediliyor. Karar verme yaşı geldiğinde de kendine güvensiz ve tembel biri olduğu artık kimse tarafından saklanamıyor ve krallığın otoritesi zayıflamaya başlıyor. Nitekim 1789’da patlak veren Fransız Devrimi’nin temelleri de onun başarısız yönetimi sırasında hazırlanıyor. Peki krallık giderek güçsüzleşirken, saray entrikacı, güç sarhoşu bakanlarla doluyken XV. Louis ne yapıyor dersiniz? Tüm zamanını metresleriyle geçiyormuş…
‘Gün gelecek bir kralın kalbine taht kuracak’
Jeanne-Antoinette Poisson ya da XV. Louis’nin ona verdiği adıyla ‘Pompadour Markizi’ ise metresler arasında en popüler olanmış ve XV. Louis’nin göz bebeğiymiş. Jeanne-Antoinette’den sadece metres olarak bahsetmek ona haksızlık olur. Zira 42 yaşında tüberkülozdan ölünceye kadar dolaylı da olsa krallığın yönetiminde etkisi vardı.
Son derece kıvrak bir zekaya sahip ve güzelliğinin dillere destan olduğu söyleniyor. Güçlü bir taklit yeteneği varmış ve birçok müzik aletini çalabiliyormuş. Küçük bir çocukken annesi Madeleine de la Motte, hangi akla hizmet bilinmez onu bir falcıya götürmüş. Falcı, “Bu minik kız gün gelecek bir kralın kalbine taht kuracak” demiş.
Şatafata düşkün olan Madeleine de la Motte, bu kehanete hiç zorlanmadan inanmış ve bu kehanetin gerçekleşebilmesi için de elinden geleni yapmış. XV. Louis’nin nerede gezinti yapacağı öğrenir öğrenmez, Jeanne-Antoinette’i de yanına alıp tesadüfen oradaymış gibi krala yakın olmaya çabalarmış ve sonunda kralın ilgisini çekmeyi başarmış. Bir süre sonra Jeanne-Antoinette ve XV. Louis’nin flört etmeye başlamasına şaşırmadınız herhalde. Ne çaba, ne çaba…
BİR METRES VE MARKİZ PIRLANTA
Kral öyle bir aşka düşmüş ki, Versay Sarayı’nda birlikte yaşamak istemiş. Resmi olarak sarayda bulunabilmesi için ona ‘markiz’ unvanını vermiş ve Pompadour malikanesini hediye etmiş. Böylelikle evli ve çocuklu Jeanne-Antoinette, ‘Pompadour Markizi’ adıyla resmi bir metres oluvermiş ve haliyle kocasından da ayrılmış. Evet, Jeanne-Antoinette’in annesi Madeleine de la Motte, kızı evli ve çocukluyken onu kralın gözüne sokmaya çabalıyordu.
Madeleine Hanım’ın hırsına bakın! Neyse efendim; bu aşkın bir şahidi hâlâ aramızda dolaşıyor. O şahit, markiz kesim pırlanta! XV. Louis, büyük aşkı Jeanne-Antoinette’e unutmayacağı bir hediye vermek ister. Hemen bir kuyumcuyu huzuruna çağırır ve ondan Jeanne-Antoinette’in dudaklarına benzeyen bir pırlanta kesim şekli tasarlamasını emreder. O tasarım, bugün birçok kadının parmağını süsleyen markiz kesim pırlantadır.
Bu arada Jeanne-Antoinette ve Fransız yazar ve filozof Voltaire’in sıkı bir dostluğu varmış. Voltaire, Jeanne-Antoinette’in 42 yaşındaki talihsiz ölümünün ardından “Benim gibi yaşlı, zorla yürüyen bir kalem oynatıcı yaşarken onun gibi güzel ve yetenekli bir kadının bu yaşta ölmesi çok saçma” demiş.