Kanlı Ay tutulmasının sonuçlarını bilmiyorum ama çoğu akıl tutulmasının sonuçları çok kanlı olabiliyor!
İstanbul o kadar büyüdü ki, “Kız sen İstanbul’un neresindensin?” şarkısına devam yazsak, iki cümle sonrası “Orası neresi kız?!” olur!
İddia edildiği gibi “parmakla gösterilen” bir ülke olduğumuzdan şüpheliyim. Sanki daha çok “parmak gösterilen” bir ülkeymişiz gibime geliyor…
Bence bilim insanlarının cep telefonunun beyne zarar verip vermediği konusundaki çelişkili açıklamaları, cep telefonunun verdiği muhtemel zarardan fazlasını veriyor!
A: Araban 1 depo benzin ile kaç kilometre gidiyor? B: Onu bilmiyorum da, 1 depo benzin alırsam, araba durur; ben öbür tarafa giderim!
Dünya’da örneğini sıkça gördüğümüz, “çevre dostu” anlamına gelen yeşil binalardan bizde de var. Fakat bir (büyük) farkla; bizimkilerin “yeşili” kesilen ağaçlardan ve Amerikan Doları’ndan geliyor…
Yayaları hiçe sayıp kaldırımda giden motorcular için aklıma gelen tek mantıklı açıklama: Galiba böyle yaparak dikkat çekip daha görünür olarak kendilerini trafikte güvende hissediyorlar…
Cep telefonunu tek elle tutmak, iki elle tutmaktan daha sağlıklıymış. Bence daha sağlıklısı hiç tutmamak!
Gariptir, ne zaman “Endüstri 4.0” kavramını duysam, gözümün önüne “Endüstri:4 – Biz:0” gibi bir skor geliyor!
Mars’ta su bulmuşlar. Biz, “Su küçüğün, söz büyüğün…” deriz ama anlaşılan “küçükler” konuşarak vakit kaybederken icraat yapan “büyükler” suyu götürmüş.