Belki de bayram tatillerini uzatmamak daha hayırlı. Zira “resmî tatil” boyunca trafik kazalarındaki ölümler, “millî yas” ilan ettirecek boyuta ulaştı.
★
Kurbanı, yetkililerin izin verdiği alanların dışında kesme alışkanlığımız bu yıl da devam etti. Ne yazık ki kurban keserken “doğayı kurban etme” huyumuzdan bir türlü kurtulamıyoruz!
★
Ne doların ne de doğanın yeşili, bana en çok huzur vereni; bayram tatilinde İstanbul’un bomboş yollarını gösteren trafik haritasınınki…
★
Geçtiğimiz birkaç gün en çok, “Nerede o eski bayramlar!” lafını duydum. Devamı da şöyleydi: “Eskiden ne güzeldi, bayram kredisini düşük faizle alırdık!”
★
Açık ofis çalışanı daha az stresliymiş. Size en streslisini söyleyeyim; bir sabah kapısına geldiğinde “kapalı ofis” ile karşılaşan!
★
Döviz öylesine hareketli ki, dede-torun arasındaki 60 yıllık “kuşak farkı”, 2 ay içinde şahit olduğumuz “kur farkı”nın yanında çerez kalır.
★
Komedi ustamız Kemal Sunal’ın, “Arpanın ölümü attan olsun!” lafının, en az Franz Kafka’nın, “Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.” sözü kadar önemli olduğu düşüncesindeyim…
★
Işığa göre renk değiştiren cep telefonu üretilmiş. Güzel, faturaya göre renk değiştiren sahibiyle uyumlu bir ikili olurlar artık!
★
“Dövizde mi kalmalı yoksa borsada mı kalmalı?” benzeri sorulara iyi kafa yormalı. Zira sonunda sınıfta, hatta sokakta kalmak var!
★
Hava kirliliği zekâyı azaltıyormuş. Bir de üstüne “bilgi kirliliği” gelince azalmış olan zekâ hiçbir işe yaramıyor!