Dünya Tuvalet Birliği’nin hediye ettiği umumi tuvaleti 2 günde tahrip etmişiz. İçine etmekte üstümüze olmadığını biliyordum ama bu olayda içine edilen şey tuvalet olunca gülmeli mi yoksa ağlamalı mı, emin değilim.
Sağlık çalışanlarına şiddet konusundaki tespitim: Vatandaş, doktoru hastanelik ettiğinde “hapishanelik olacağını” bilirse kimsenin kılına dokunamaz!
Etiyopya’da bir ölüyü dirilteceğini söyleyen kişi başarılı olamayınca gözaltına alınmış. Belki de bu sahtekâr için en iyisi, “ölüyü bile dirilten bir gözaltı uygulaması” yapmak olacak!
“Kendini şehrin akışına bırak!” önerisi bu aralar İstanbul’a cuk oturuyor. Siz A noktasındayken başlayan yağmur sele dönüşürken kendinizi B noktasında buluveriyorsunuz.
“Trafikte yol verme kavgası” bizim gibi kibar(!) toplumlar için problemli bir tanım sanki. Kavga, “Siz geçin!”, “Hayatta olmaz, önce siz!” sözleriyle mi başlıyor ki?!
Güneş’in en yakınına yolculuk için geri sayım başlamış. Geri sayım mı? Ben o yolculuğu az önce İstanbul’da 42 derece sıcaklık ve yüzde 93 nemle yapıp tamamladım bile!
“Selfie çekeyim” derken elektrik tellerine düşen Rus kızın haberini okuyunca “Bu çılgınlık için daha ne hâllere düşeceksiniz acaba!” demeden edemedim…
Köprü trafiğinde saatlerce kalıp kızanların bakış açısını değiştirmek isterim: Günün sonunda kıta değiştiriyorsunuz, kıtalar arası yolculuk kolay olsaydı, ağırlığı olmazdı!
Yatırım önerileri hep “piyasa oyuncuları” denilen büyük yatırıcımlar için yapılıyor. Biraz da “figüran vatandaşa” akıl veren olsa ya!
İstanbul; 7 tepeli, 700000 çukurlu şehir…