Gizem Onar

17 Mayıs 2024, Cuma 12:03

2024 yaz makyajı trendleri

 Her yıl olduğu gibi, 2024 yazı da makyaj trendlerinde yenilikler ve tazelikler getiriyor. Bu sezon, doğallık ve minimalizm öne çıkarken, cesur ve renkli dokunuşlar da trendleri şekillendiriyor. 

İşte 2024 yaz makyajında öne çıkan 5 trend: 

Doğal ve Işıltılı Cilt 

Bu yaz, doğal ve sağlıklı bir cilt görünümü en çok tercih edilen makyaj trendlerinden biri olacak. Hafif yapılı fondötenler ve BB kremler cildin nefes almasına izin verirken, ışıltılı bazlar ve aydınlatıcılar sağlıklı bir parlaklık katacak. Cildi besleyen, nemlendiren ve doğal bir ışıltı veren ürünler ön planda olacak. Cilt bakımına verilen önem arttıkça, makyajda da daha az kapatıcı ve daha çok cildi ortaya çıkaran ürünler tercih edilecek. 

Canlı Renkler ve Pastel Tonlar 

2024 yazında, göz makyajında canlı renkler ve pastel tonlar moda olacak. Özellikle mavi, pembe, yeşil ve sarı gibi göz alıcı renkler, göz kapaklarında cesurca kullanılacak. Ayrıca, pastel tonlarda farlar ve eyelinerlar da göz makyajında popüler olacak. Renkli maskaralar ile kirpiklere canlılık katmak, bu sezonun en eğlenceli trendlerinden biri. 

Grafik Eyeliner 

Göz makyajında klasik siyah eyeliner yerini, grafik ve yaratıcı çizimlere bırakıyor. 2024 yazında, grafik eyeliner trendi ile göz makyajında sanatsal dokunuşlar görmek mümkün olacak. Farklı renklerde ve şekillerde eyeliner uygulamaları, makyaja dinamik ve modern bir hava katacak. Bu trend, özellikle makyajda cesur ve yenilikçi olmayı sevenler iç

03 Mayıs 2024, Cuma 17:43

Değer Kaybını Anlama: Kayıpların Öğrettikleri

Değer kaybı, hayatın bir parçasıdır ve insanlar hayatta bazen kayıplarla karşılaşırlar. Bu kayıplar, bir ilişkinin sona ermesi, bir işin kaybedilmesi, bir sevdiklerin ölümü veya başka bir tür kayıp olabilir. Ancak, bir kişinin değerini kaybettiğimizde, bu kaybın ne kadar derin olduğunu anlamak da önemlidir.

Bir kişinin değerini kaybetmek, onun hayatımızdaki rolünü, katkılarını ve bağlarını yitirmek anlamına gelir. Değer kaybı, duygusal bir boşluğa, kaygıya ve hatta depresyona neden olabilir. Bu nedenle, birinin değerini kaybettiğimizde, bu kaybı anlamak ve başa çıkmak önemlidir.

Anlamak ve kabul etmek

Değer kaybını anlamak, duygularımızı tanımak, kabul etmek ve ifade etmekle başlar. Bu süreçte, kaybın neden olduğu duygusal tepkileri anlamak ve bunlarla başa çıkmak önemlidir. Bu, üzüntü, öfke, inkar ve kabullenme gibi çeşitli duyguları içerebilir.

Bir kişinin değerini kaybetmek, aynı zamanda hayatımızdaki diğer ilişkileri ve değerleri yeniden değerlendirmemize de neden olabilir. Bu süreçte, kaybın ardındaki derin anlamları ve öğretileri görmek mümkündür. Belki de bu kayıp, daha önce fark etmediğimiz birçok şeyi bize öğretir ve bizim için bir büyüme fırsatı olabilir.

Değer kaybıyla başa çıkmak için destek aramak önemlidir. Aile, arkadaşlar veya terapist gibi destek sistemleri, duygusal iyileşme sürecinde yardımcı olabilir. Aynı zamanda, başkalarına destek olmak ve onların değerlerini tanımak da önemlidir. Bu, karşılıklı olarak güçlü bağlar oluşturarak ve toplumsal dayanışma duygusunu artırarak iyileşmeye yardımcı olabilir.

Bir kişinin değerini kaybetmek, hayatın zorlu bir gerçeğidir. Ancak, bu kaybı anlamak ve başa çıkmak mümkündür. Değer kaybını anlamak, duyguları tanımak, değerleri yeniden değerlendirmek, destek aramak ve vermek ile başlar. Bu süreçte, kaybın ardındaki öğretileri görmek ve büyümek mümkündür.

Bazı insanlar, bir başkasını kaybettikten sonra onların gerçek değerini daha iyi anlarlar. Bu tür deneyimler, insanların ilişkileri ve bağları hakkında derinlemesine düşünmelerine ve değerlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Bu durum, ilişkilerde daha fazla empati, anlayış ve özen göstermeye teşvik edebilir. Eğer erkek arkadaşınız sizin değerinizi kaybettikten sonra bunu anladıysa, bu bir ilişkide büyümenin ve olgunlaşmanın bir işareti olabilir.

26 Nisan 2024, Cuma 13:36

Sosyal medya bağımlılığı: Dijital çağın görünmez tehlikesi

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte sosyal medya platformları, insanların günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bu bağımlılığın önemli ve göz ardı edilmemesi gereken bir yönü vardır: sosyal medya bağımlılığı. İnsanların sürekli olarak bu platformlara bağımlı hale gelmeleri, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çeşitli olumsuz etkilere neden olabilir.

Sosyal medya bağımlılığı, insanların sosyal medya platformlarını kontrol etme, içerik tüketme ve etkileşimde bulunma konusunda aşırı ve kontrolsüz bir şekilde zaman harcamasıyla karakterize edilir. Bu bağımlılık, genellikle kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Örneğin, sürekli olarak sosyal medya kullanımı, uyku düzenini bozabilir, dikkat eksikliğine yol açabilir ve kişinin gerçek dünyadaki ilişkilerini zayıflatabilir. 

Sosyal medya bağımlılığının temel nedenleri arasında şunlar bulunabilir: 

Sosyal medya bağımlılığı, modern çağın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu nedenle, bireylerin sosyal medya kullanımını bilinçli bir şekilde yönetmeleri ve gerektiğinde ara vermek için stratejiler geliştirmeleri önemlidir. Ayrıca, toplum olarak bu konuda farkındalık yaratılması ve sosyal medya platformlarının kullanımının sağlıklı sınırlar içinde tutulması için çaba gösterilmesi gerekmektedir.

15 Nisan 2024, Pazartesi 10:30

Yeni bir dönemin başlangıcı: Eyvah! Yaşım 30 oldu

30 yaşına gelmek, belki de birçok kişinin hayatında önemli bir yere sahiptir.

Bazıları için bu yaş, olgunluğun ve kendilerini bulmanın başlangıcıdır. Diğerleri için ise belirsizlik ve endişelerle dolu bir dönemin başlangıcıdır. Ancak ne olursa olsun, 30'lar, birçok kişi için yeni bir dönemin kapısını aralar. İlk olarak, 30'lar yaşamda bir denge arayışının başlangıcıdır. Kariyer, ilişkiler, aile ve kişisel gelişim arasında bir denge kurma çabası artık daha belirgin hale gelir. Gençlik döneminde yapılan hataların dersleri öğrenilmiş ve artık daha sağlam bir temel üzerine inşa edilmeye çalışılır. Aynı zamanda, 30'lar, birçok kişi için büyük değişikliklerin zamanıdır. Kariyer hedefleri yeniden değerlendirilir, ilişkilerde derinlik aranır ve yaşamın daha derin anlamlarını keşfetme isteği artar. Belki de evlenmek, çocuk sahibi olmak veya yeni bir kariyer yoluna girmek gibi büyük kararlar alınır. 30'lar aynı zamanda bazıları için kaygı ve endişe dolu bir dönemin başlangıcı olabilir. Belirli bir yaşam standardına ulaşmamış olmak, kariyer hedeflerine ulaşmamış olmak veya ilişkilerde istenilen seviyeye gelmemiş olmak gibi endişeler, bu yaşta sıkça karşılaşılan duygulardır. Ancak önemli olan, bu endişelerle yüzleşmek ve gerektiğinde destek aramaktır. Sonuç olarak, 30'lar, hayatın heyecan verici bir dönemidir. Yeni bir dönemin kapısını aralayan bu yaş, hem zorluklarla dolu olabilir hem de yeni fırsatlar sunabilir. Önemli olan, bu dönemi bir başlangıç olarak görmek ve geleceğe umutla bakmaktır. Her yaşın kendine özgü güzellikleri ve zorlukları vardır ve 30'lar da bunun bir örneğidir.