Giriş
HAFTANIN FİLMİ: ROMA / ÇAĞDAŞ BİR BAŞYAPIT
PUAN: 5/5
Birçok sinemasever gibi benim için de bu hafta sonu yılın en önemli hafta sonlarından biri olacak sanırım. Neden derseniz bu Cuma günü nihayet Alfonso Cuarón’un izleyen herkes tarafından “başyapıt” olarak nitelenen şaheseri Roma gösterime giriyor.
Cuarón’un Netflix için çektiği bu film vizyona girip girmeyeceği konuşunda da epey tartışma yaratmış ve Netflix’in geri adım atmasıyla beyaz perdedeki yerini bulmuştu.
Meksikalı yönetmen Alfonso Cuarón bugüne kadar çektiği filmlerle ne kadar yetenekli bir yönetmen olduğunu çoktan kanıtlamıştı. Children of Men (Son Umut) ve Gravity (Yerçekimi) gibi filmleriyle hem Oscar da dahil birçok ödülün sahibi oldu hem de eleştirmenlerden hep tam not aldı. Ki hem ödüllere kavuşup hem eleştirmenlerden takdir almak hem de izleyici tarafından sevilmek çok az yönetmenin başarabildiği bir iş.
Yönetmenin yeni filmi Roma gösterildiği bütün festivallerde başyapıt olarak nitelendirildi ve yılsonu en iyi film listelerinin birçoğunda ilk üçte yer alıyor. Peki bunun sırrı nerede?
Filmi bu kadar özel kılan şey belki de Alfonso Cuarón’un kamerasını kendi çocukluğuna, çocukluğunun geçtiği mahalleye ve o dönem (1970-71 yılları) yaşanan olaylara çevirmiş olması. Mexico City’de, aslında üst sınıf sayılabilecek bir ailenin, içindeki bireylerin ve ülkede yaşanıp giden her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu bir film bu. Roma ismi bu mahalleye daha yoksul mahallelerin taktığı bir isim.
Alfonso Cuarón filmin senaryosunu yazmış, görüntü yönetmenliğini yapıyor ve aynı zamanda da yapımcısı. Yani her şeyi. Filmin aslında sosyolojik ve politik olarak çok dolu bir alt metni var ancak Cuarón bunu asla seyirciye deyim yerindeyse “çaktırmadan”, didaktik olmamayı başararak, sadece harka bir panorama oluşturarak aktarıyor.
Filmin şiir gibi görüntülerine dalıp gitmek ve sinema sanatına bir kez daha hayran kalmak için isterseniz sinema salonlarında isterseniz de Netflix’te izleyebilirsiniz.
MEKSİKA SİNEMASINDAN 5 HARİKA FİLM
Pan'ın Labirenti/Pan’s Labryrinth (2006/8.2)
İspanya’da iç savaş ve faşist diktadan kaçarken hayal gücüne ve oradaki canavarına sığınan küçük bir kızın hikayesi. Guillermo del Toro’dan fantastik bir mucize…
Ananı Da!/Y tu mamá también (2001/7.7)
Alfonso Cuarón’dan çok özel ve farklı bir büyüme hikayesi. Meksika’nın en şahane adamlarından biri olan Gael García Bernal başrolde.
Biutiful (2010/7.5)
Yine bir Alejandro G. Iñárritu şaheseri. Göçmen işçiler, bir baba ve onun çocuğu için çırpınırken yaşadıkları. Ağlarken göz pınarlarınızı kurutacak bir film. Javier Bardem başrolde.
Babil/Babel (2006/7.5)
Dünyanın farklı yerlerindeki bir grup insanın kaderleri birbirine bağlıdır. Bu bağ ve sonucunda olacaklar insanı öyle bir derinden sarsar ki bu filmin etkisi yıllarca geçmez… Alejandro G. Iñárritu’dan…
Paramparça Aşklar Köpekler/Amores perros (2000/8.1)
Meksika sineması dendiğinde ilk akla gelen film belki de. Güzelliğini kelimelerle tarif etmek de bir kez izleyince unutmak da çok zor. Yine büyük usta Alejandro G. Iñárritu’dan…
VİZYONDAN SEÇMECE
Örümcek-Adam: Örümcek Evreninde/Spider-Man: Into the Spider-Verse
Yönetmenler: Peter Ramsey, Bob Persichetti, Rodney Rothman
Donbass
Yönetmen: Sergey Loznitsa
Oyuncular: Valeriu Andriuta, Georgiy Deliev
