Yeni jenerasyonun üretken isimlerinden Sena Şener’in Pasaj Müzik etiketli yeni single’ı ‘Affetmem’ yayınlandı. Şener, şarkının tüm prodüksiyonunu evde yaptı. ‘Affetmem’in gitar ve vokal üzerine kurulu altyapısı eğlenceli ve sert.
Yapı Kredi Kültür Sanat’ta iki sergi birden
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 22 Eylül’de iki önemli sergi açıyor: Şair Lale Müldür’ün resimlerinin izleyici ile buluştuğu ‘Milat’ ve sanatçı Deniz Gül’ün kent meydanlarının olanaklarını düşünmeye davet ettiği ‘Meydan’ sergileri. 31 Ekim’e kadar açık kalacak ‘Meydan’ ve ‘Milat’ sergileri, Gül ve Müldür’ün üretimlerinde yazı ve imge ilişkisini birlikte düşünmeye davet ediyor.
Yapı Kredi Kültür Sanat’ta iki sergi birden
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 22 Eylül’de iki önemli sergi açıyor: Şair Lale Müldür’ün resimlerinin izleyici ile buluştuğu ‘Milat’ ve sanatçı Deniz Gül’ün kent meydanlarının olanaklarını düşünmeye davet ettiği ‘Meydan’ sergileri. 31 Ekim’e kadar açık kalacak ‘Meydan’ ve ‘Milat’ sergileri, Gül ve Müldür’ün üretimlerinde yazı ve imge ilişkisini birlikte düşünmeye davet ediyor.
Fırat Çelik’ten sürpriz düet
‘Poyraz Karayel’, ‘20 Dakika’ ve ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ gibi dizilerde rol alan oyuncu Fırat Çelik, Zeynep Bakşi Karatağ ile Neşet Ertaş’ın ‘Niye Çattın Kaşlarını’ türküsünü yeniden yorumladı. Kalan Müzik etiketiyle dinleyicinin beğenisine sunulan eserin klibi, Paris’te çekildi. Videoda Ozi de dans performansıyla yer aldı.
‘İMPARATORLUKLAR ARASINDA, SINIRLARIN ÖTESİNDE’
SALT Beyoğlu’nda ‘İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde’ isimli sergi açıldı. Sergi, Osmanlı’nın modernleşme sürecine ve tarih sahnesinden çekilmesine tanıklık eden Köpe ailesinin anılarına dayanıyor. II. Meşrutiyet, I. Dünya Savaşı ve mütareke döneminden detaylı arşiv kayıtlarıyla görsel bir anlatı sunuyor. Aile üyelerinin Braşov, İstanbul, Selanik, Edirne ve Konya gibi şehirlerde şekillenen hayatları, muhafaza edilmiş kişisel belgeler aracılığıyla siyasal, toplumsal ve diplomatik tarihin dönüm noktalarına ışık tutuyor.
Hipnotize edici bir sergi
İstanbul Beyoğlu’ndaki sanat galerisi Anna Laudel, sezonu Berlinli sanatçı Anke Eilergerhard’ın ‘Resilience’ isimli kişisel sergisiyle 24 Eylül’de açıyor. Kendine has bir teknikle ürettiği, sadece görme değil aynı zamanda dokunma, tat ve koku alma duyularımızı harekete geçiren özgün heykellerinin yer aldığı ‘Resilience’da sanatçının ‘pigmented polyorganosiloxan’ isimli özel bir silikon malzeme ve porselen kullanarak ürettiği hipnotize edici heykel serisi yer alıyor. Eserler 27 Aralık’a kadar Anna Laudel’de ziyaret edilebilecek.
Evde sıkıldıysanız uzaya gidelim
Bu hafta radarımda Netflix’te yayınlanan iki bilim kurgu dizisi var. Biri yarım saatlik 10 bölümden oluşan komedi ‘Space Force’, diğeri ise yine 10 bölüm olan ama bölümleri birer saat süren uzay draması ‘Away’. Ruh halinize göre ikisinden birini seçebilir, hatta biraz dram biraz komedi istiyorsanız ikisini eş zamanlı izleyebilirsiniz.
BOŞ AMA HOŞ ZAMAN GEÇİRMEK İSTEYENLER İÇİN: ‘SPACE FORCE’
‘Space Force’ ise gücünü başrolündeki Steve Carell’dan alıyor diyebiliriz. Yarım saatlik kısa bölümleriyle kolay izlenen bu uzay komedisi, Trump Amerika’sına eleştirel bir gözle bakan, alttan alta da olsa politik alt metinleri olan bir yapım. Amerika’nın uzayda mutlak hakimiyet istemesinin, Trump yönetiminin de bunu ısrarla dayatmasının sonucunda kurulan bir uzay gücü var ‘Space Force’un merkezinde. Amaç ise dünyanın yeni süper gücü Çin’i uzay yarışından ve en çok da Ay’dan uzak tutmak! Uzayda geçen komedileri sevenler, Steve Carell’i ‘Office’den sonra çok özleyenler ve boş ama hoş, eğlenceli zaman geçirmek isteyenler tercih edebilir. İyi seyirler!
BİR UZAY DRAMASI: AWAY
Büyük bütçeli projelerinden olan ‘Away’i bir uzay draması olarak tanımlayabiliriz. Hangi yapıma benziyor derseniz de 2013 yılının Oscar’lı bilim kurgu şaheseri ‘Gravity’den örnek verebiliriz. Başarılı oyuncu Hilary Sawank’ın başrolünde olduğu ‘Away’, NASA’nın Mars’a yapacağı insanlı uzay yolculuğunu konu ediniyor. Ay’a giden, oranın keşfiyle ilgili hayallerini gerçekleştirmeye yaklaşmış insanlığın yeni hedefi kızıl gezegene tarihte ilk kez insan yollayıp, yok olmaya yüz tutan dünyadan kaçabilmenin yollarını bulabilmek.
Bu amaç uğruna çok uluslu bir ekip oluşturulmuş. Yolculuğun kumandanı Amerikalı astronot Emma Green. Ona yoluculukta Çinli, Hindistanlı, Rus ve İngiliz astronotlardan oluşan bir ekip eşlik ediyor. Üç yıl sürecek zorlu yolculuğun akıbeti belirsiz. Mars’a ulaşmak kadar dünyaya geri dönebilmek de bir soru işareti. Üstelik ekibin tüm üyeleri geride ailelerini, çocuklarını, hayatlarını bırakmış durumdalar. Ve bilim kurgu türüne aşina olanlar iyi bilir ki bu, uzayda büyük problemler yaratabilecek bir durum.