“Rusya; Instagram ve WhatsApp’ın sahibi Amerikalı Mark Zuckerberg’i tutukladı. Gerekçesi, sosyal medya platformlarında terörizmi, uyuşturucuyu ve çocuk pornosunu teşvik eden yayınlara izin vermek” desem yalan olur. Ama tersi geçen hafta gerçek oldu. Fransa, Rusya’nın Mark Zuckerberg’ini tutukladı. 5 milyon euro kefalet ve yurtdışı çıkış yasağı ile serbest bıraktı. Dünya çapında 1 milyar kullanıcısı olan ve 200 binden fazla sohbet odasının bulunduğu Telegram platformunun kurucusu 39 yaşındaki Rus asıllı Pavel Durov, Bakü’den özel jetiyle havalanıp Paris’in kuzeyine indiği sırada operasyonla yakalandı.
Soruşturma, çocuk pornografisinin yayılmasında suç ortaklığı, yetkililerle iş birliği yapmayı reddetme ve dolandırıcılıkta suç ortaklığı dahil 12 suçu kapsıyor. Ama işin aslı başka. Pavel Durov, başından beri özgürlüklerin sınırsızlığından yana olan yeni kuşağın dahi gençlerinden biri. Telegram’ı 2013’te kurduğunda, kullanıcıların hesaplarını ve yazışmalarını Rus devletine vermeyi reddetmiş ve bu yüzden defalarca baskın yemişti. Aynı şekilde Putin’in isteğiyle Rus muhaliflerin hesaplarını kapatmayı da reddetmiş, vatanından olmuş, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa vatandaşlığı almıştı.
Şirketin merkezi Dubai’de ama o bir yerde birkaç haftadan fazla kalmıyor. Sürekli Barselona, Bali, Berlin, Helsinki ve San Francisco’da zaman geçirip şirketi buralardan yönetiyor. En son bir güncellemeyi Güneydoğu Asya’da tekneden yapmış. Sırf kullanıcıların şifreli konuşmalarını deşifre etmeme politikasından taviz vermediği için Telegram 2018 ile 2020 arasında Rusya’da yasaklandı. Bu tavır Telegram’ı; Ruslar, İranlılar, Hintliler, Brezilyalılar, Endonezyalılar ve diğer otoriter hükümetler altında yaşayanların popüler sohbet uygulaması haline getirdi. Ancak Durov’un platformunu denetlemeye yönelik isteksiz yaklaşımı aynı zamanda teröristleri, aşırılık yanlılarını, silah kaçakçılarını, dolandırıcıları ve uyuşturucu satıcılarını da cezbetti.
HERKES KODU İSTİYOR
Rusya 2020’de ülkede Telegram yasağını kaldırdıktan sonra bu platform Ukrayna-Rusya savaşını en canlı görüntülerle, sansürsüz şekilde nakleden, kitleleri siyasi etkileme gücüne sahip hayati bir haber kanalına dönüştü. Rusya ve Ukrayna, Rusya içindeki ve dışındaki liberal muhalif gruplar gibi, savaşla ilgili haber ve bilgileri iletmek için Telegram’ı kullanmaya başladı. Moskova ayrıca, Telegram’ı sabotaj eylemleri ve toplumu paniğe sevk edecek operasyonlar yapmak üzere Avrupa’da ajanlar toplamak için de kullandı.
Bu, Durov’u Telegram’ın şifreli iletişimini kırmak isteyen Batılı istihbarat teşkilatları için de potansiyel değerli bir varlık haline getirdi. Fransız yetkililer, Fransa’nın son aylarda Rus operasyonlarının hedefi olduğunu açıkça itiraf etti. Hatta daha da ileri gideyim. Durov’un ABD’ye yaptığı son bir gezi sırasında CIA, kendisiyle seyahat eden bir bilgisayar programcısına gizlice yaklaşıp, mühendise Telegram platformuna kod girmesi için yüklü miktarda ödeme teklif etti. Durov’a göre, o kodla CIA, istediği kullanıcının iletişimini gözetleyebilecekti.
Telegram’ın geniş kitlelere ulaşması, platformun güvenli olduğu algısı, onu sadece Rusya’da işgal yanlıları ve karşıtları için favori iletişim aracı haline getirmekle kalmadı, dünya genelinde de hassas bilgileri iletmenin çekici bir yolu haline getirdi. Rus askerleri de askeri bilgileri birbirleriyle paylaşmak için düzenli olarak Telegram’ı kullandı. Aynı şekilde Hamas da Afrika’da Fransa aleyhine işler yapan paramiliter Wagner grubu da hep Telegram’dan yazışıyor. Bu yüzden Durov’un tutuklanmasını sadece Fransa’ya bağlamak çok naif olur. Hassas yazışmaları Batı ile paylaşır mı bilmiyorum. Zaten Rusya’nın, geçen pazartesi tüm istihbarat ve güvenlik personeline Telegram’ı telefonlarından silmeleri yönünde talimat vermesinden de işin ciddiyeti belli değil mi?