Birçok uzman, tek kutuplu dünyanın kesin olarak sona erdiğinde hem fikir. Çin ekonomisinin büyüklüğüne işaret ederek dünyayı iki kutuplu ilan ediyorlar. Bazıları daha da ileri giderek dünyanın çok kutupluluğa geçişin eşiğinde olduğunu savunuyor. Bana göre değil...
Örneğin, Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu ay, Avrupa’nın dünya sahnesinde üçüncü kutup olması gerektiğini ilan ederek; Amerika’nın Ukrayna ve Tayvan’daki liderliğini takip etmemeyi seçen açıklamasıyla müttefikleri şaşkına çevirdi. Yine Brezilya lideri Lula da Silva, Rusya’nın işgalini kınamayı ve Ukrayna’yı desteklemeyi reddetti.
Venezuela lideri Maduro ile görüşmeye heyet gönderdi. İran savaş gemilerinin Brezilya limanlarına yanaşmasına izin verdi. Hindistan’ın milliyetçi lideri Narendra Modi de Çin ile yüksek profilli zirveler yaparak, ‘Oyunda ben de varım’ dedi. Ancak Fransa, Almanya, Hindistan, Japonya, Rusya, İngiltere, hiçbiri ABD veya Çin’in akranı değil. Aynı ligde, aynı sıklette değiller... Hatta Çin dahi ABD’ye denk değil.
ÇİN DE DENK DEĞİL
2021 yılında ABD’nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) 22.7 trilyon dolardı. Bu da Çin’in 10.9 trilyon dolarının iki katından fazla. Şehirlerdeki gece ışıklarının (elektrik kullanımı ekonomik faaliyetle ilişkilidir) uydu görüntülerine dayanarak yapılan ölçümler, Çin’in (GSYİH) büyümesinin yüzde 30 düştüğünü gösteriyor.
Çin’in gelecekte küresel hakimiyetin motoru olarak görülen ülke nüfusu da zirveye ulaştı ve oldukça hızlı bir düşüşe hazır görünüyor. Oysa Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana ve 11 Eylül dönemi boyunca, ABD’nin küresel ekonomideki (GSYİH) payı hiç düşmedi. Dünyanın en gelişmiş 7 ülkesi içindeki üretim payını neredeyse yarı yarıya artırarak 1990’da yüzde 40’tan bugün yüzde 58’e çıkardı.
Amerika’nın en fakir eyaleti olan Mississippi’deki gelir düzeyi, Macron’un Fransa’sındakinden daha yüksek. Bugün dünyada döviz işlemlerinin yüzde 88’i dolarla yapılıyor. Dünyanın en büyük 2 bin şirketi arasında ABD şirketleri yüzde 74 kâr payı ile birinci sırada. Eğitim deseniz, ben çevremde kimsenin evladını Çin’e, Hindistan’a okumaya yolladığını duymadım.
Amerika hâlâ, Harvard, MIT ve Stanford da dahil olmak üzere dünyanın en iyi üniversitelerinin çoğuna ev sahipliği yapmakta. Bu kurumlar, araştırma geliştirmenin yanı sıra küresel inovasyona katkılarıyla da önde. Amerika, dünyanın en iyi 50 üniversitesinden 27’sine sahipken, Çin sadece iki üniversitesini listeye sokabiliyor. Ayrıca Apple, Windows, Google, Facebook, WhatsApp gibi dünyanın en yenilikçi teknolojileri halen ABD’den çıkıyor. Bu şirketler iletişim kurma, bilgiye erişme ve iş yapma şeklimizde devrim yaratıyor.
Hollywood filmleri, Amerikan müziği ve Amerikan modası dünya çapında inanılmaz popüler. Amerikan kültür ihracatı (Netflix, Amazon, Disney) her yıl milyarlarca dolar gelir elde ederken, ülkenin yumuşak gücüne de önemli katkıda bulunuyor. Bugünkü güç dağılımı, iki kutupluluk veya çok kutupluluk arasında gidip gelmekle birlikte tek kutupluluğa daha yakınmış gibi geliyor bana. Siz ne dersiniz?