Rishi Sunak Başbakan! Ama Hindistan’ın değil, İngiltere’nin Başbakanı. Ülkesinin en yüksek siyasi makamına yükselmesinin o kadar çarpıcı yönleri var ki, hepsi ayrı bir yazı konusu olur. Düşünsenize Hintleri “şeytan, çöp, düşük çaplı insan ırkı” olarak gören İngilizlerin efsane lideri Winston Churchill, Muhafazakâr Parti’nin başkanıydı.
Bugün Muhafazakâr Parti’nin yeni lideri Rishi Sunak’ı, Başbakanlık ofisine her girişinde, Hint ırkından nefret eden Churchill’in portresi karşılıyor. Ya da şöyle düşünün. Nüfusun yüzde 87’sini beyaz Hıristiyan İngilizlerin oluşturduğu ülkede halk, kıta Avrupası ile ırksal olarak daha fazla karışmamak, daha saf, daha İngiliz kalabilmek uğruna referandumla AB’den (Brexit) çıktı.
Gel gör ki, başlarına Hindu inançlı Pencaplı biri başbakan geldi. Hem de muhafazakâr cenahtan seçildi. Asla ırkçı değilim, sadece bunun hazmedilmesinin kolay olmadığı anlamında söylüyorum. Almanya’da Merkel’in sağcı Hıristiyan Demokrat Partisi’nin başına Müslüman bir Türk’ün geçmesi ve ülkeyi yönetmesi gibi bir olay bu.
İNGİLİZ DEMOKRASİSİ
Tabii kolonyal hayaller peşinde koşarken her şey iyi. Ülkeleri ucuza sömürüp, Büyük Britanya, Büyük Amerika, Napolyonculuk oynamak, oradan insan seli, insan göçü alırken, insan emeği çalarken, imparatorluğa öykünürken her şey normal.
Ama ne zaman o sömürülen halklardan biri sistem içinde güçlensin, iktidara gelsin, o zaman ‘Aman ülke elden gidiyor’ diye feryat figan ediliyor. Hani demokrattınız. İngilizlerin kendi içinde yaşadığı tartışma da bu aslında. Ama İngiltere’de olan başka bir şey daha var.
İngiltere tüm dünyaya, yüzde 90’ı Hıristiyan bir ülkede, Hindu dinine mensup, göçmen bir kişinin, fırsat eşitliği, azınlıklara eşit muamele ve liyakate dayalı bir sistemde yükselebildiğini, hatta kendini ülkenin koruyucusu, bekası olarak gören muhafazakâr partinin bile başına geçebileceğini kanıtladı. İşte bu da İngiltere demokrasisini büyük yapıyor.
Sevseniz de sevmeseniz de ABD halkı da Obama ile buna benzer bir ilki gerçekleştirdi. Ardından da rövanş alırcasına Trump geldi o da ayrı... Gelelim madalyonun arka yüzüne. 90’lı yıllarda ‘Richie Rich’ (Zengin Richie) diye bir çizgi film vardı. Her şeye sahip olan ancak robot uşaklardan başka dostu olmayan bir çocuğun hikayesiydi bu. İngilizlerin yeni Başbakanı’na da ‘Rishi Rich’ diyebiliriz.
Zira Rishi Sunak’ın aile serveti 730 milyon pound. Ama bu serveti Hint asıllı karısından geliyor, hakkını yemeyelim. Sunak, annesinin eczanesinden gelen gelirle onu okuttuğu, yıllığı 43 bin pound olan Winchester Koleji mezunu. Sonrasında Oxford, daha sonra da Fulbright bursu ile ABD’de Stanford Üniversitesi’nde master yapmış.
Prada ayakkabıları, özel dikim takım elbisesi, briyantinli saçları, fitness ve krikete olan tutkusu ile tam bir İngiliz beyefendisi. Hatta Avam Kamarası’ndan çok Lordlar Kamarası’na yaraşacak bir imaj çiziyor. Muhafazakâr Parti’deki diğer birçok siyah ve kahverengi tenli yükselen yıldız isimler gibi, Britanya’yı herkesten daha fazla sevdiğini gösterme ihtiyacı hissetme sendromundan muzdarip görünüyor.
Muhafazakâr Parti’nin bir başka efsane politikacısı ‘Demir Leydi’ lakaplı Margaret Thatcher’ın tam bir hayranı. Bir röportajında “Ben bir Thatchercıyım, bir Thatchercı olarak koşuyorum ve bir Thatchercı olarak yöneteceğim” demiş.
TAM BİR THATCHERCI
Öyleyse büyük bir ekonomik kriz yaşayan, Batı Avrupa’nın en fakir ülkesi durumundaki İngiltere’de halkın çekeceği var. Zira yüzde 10’da seyreden enflasyonu aşağı çekmek için daha çok vergi alacağı kesin.
Kendisi nedense Maliye Bakanı’yken de ‘halk adamı’ imajı bir türlü çizememiş. Görevdeyken, ihtiyaçları ne olursa olsun, kaynakları, yoksul kentsel alanlardan daha zengin seçmenlere kaydırmak için hazine bilançolarında sihirbazlık yapmakla övünmüş.
Kiracıları değil, kendi parti tabanını oluşturan muhafazakâr ev sahiplerini ve sermayedarların çıkarını hep düşünmüş. Şimdi de sosyal harcamaları azaltarak, sağlık sistemini özelleştirerek, yükü zenginler yerine sıradan insanların sırtına yükleyerek, daha çok neo-liberalizmle defterleri dengelemek istiyor. 12 yıllık iktidardan sonra İngiltere’de Muhafazakâr Parti’nin fikirleri neredeyse tükendi.
Thatcher döneminin İngilteresi yok artık. Olsa bundan önceki Başbakan Liz Truss yapardı. Çünkü o da Thatcherizmi uygulamak için geldi, 45 gün dayandı. Görünen o ki, parlak çocuk Sunak da ülkeyi kurtaramayacak.