Güney Öztürkİsrail'de aslında ne oldu?

HABERİ PAYLAŞ

İsrail'de aslında ne oldu?

2000’lerin başında ‘Kasap’ lakaplı İsrail Başbakanı Ariel Şaron’la röportaj için Kudüs’e gitmiştik. Beraberimde deneyimli savaş muhabiri Burak Kara da vardı. Filistin kontrolündeki Batı Şeria’yı, Kudüs’ten ayıran beton duvarın (sınır noktası) önünde fotoğraf için durduk. Kilometrelerce uzayan duvar boyunca ilerleyen bir asfalt yol, o yolun diğer yanındaysa iki katlı minik bahçeli müstakil evler sıralanmıştı.

Bahçede çocuklarıyla oynayan hatta yanılmıyorsam çamaşır asan İsrailli bir ev kadını, gazeteci olduğumuzu fark edip yanımıza geldi. “Burada yaşamak tehlikeli değil mi?” diye sordum. “Ne demezsiniz” dedi düzgün İngilizceyle. “Bizim askerler ne zaman Batı Şeria’da operasyon yapsa, bu duvarın üzerinden Filistinliler, hedef gözetmeksizin otomatik silahla tarayıp kaçıyor. Mahallede yaralananlar, çoluk çocuk, yetişkinlerden ölenler oluyor” dedi. “Peki siz ne yapıyorsunuz?” dedim. “Karşılık veriyoruz.

Haberin Devamı

Elimin altında Uzi (yarı otomatik tüfek) var. Söküp takması da ateşlemesi de kolay” deyiverdi. Burak Kara ile göz göze geldik. Ben o an, yanı başında bebeği, mis kokulu poğaçaları fırından çıkarırken, durup Uzi ile mutfak penceresinden dışarıyı tarayan bir ev kadını hayal ettim. Ama İsrail böyle bir ülkeydi. Ve o hayal ettiğim sahneyse üç aşağı beş yukarı doğruydu.

YEDEKLER FAKTÖRÜ

Şimdi, size geçen hafta İsrail’de aslında ne olduğunu anlatayım. Ariel Şaron’dan sonra Likud Partisi’nin başına geçen Başbakan Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı koalisyon hükümeti, parlamentodan Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini törpüleyen ve üyelerinin seçimini siyasilerin inisiyatifine bırakan bir yasa geçirmek istedi.

12 haftadır devam eden sokak protestoları en son, Natanyahu’nun, yasaya ayak sürüyen Savunma Bakanı’nı görevden almasıyla zirve yaptı. Havaalanları, sağlık sektörü, üniversite öğretim görevlilerini kapsayan sendikalar iş bıraktı. Netanyahu geri adım atarak, yasayı erteledi. Ama Başbakan’a asıl geri adımı attıran orduydu. İsrail’de askerlik, kadın erkek, herkese zorunlu. Askerden muaf olanlar sadece aşırı dinci Haredi Yahudiler ile İsrailli Araplar...

Haberin Devamı

18 yaşını bitiren kadınlar 2 yıl, erkekler 2 yıl 8 ay askerlik yapmak zorunda. Ve askerlik bittiğinde bu kişilerin önemli bölümü (yüzde 25’i) orduya sözleşmeli asker olarak yazılıyor. Hatta doğrusu şu, ordu ihtiyaç görürse seni zorunlu olarak parayla çalıştırıyor. Bu zorunlu gönüllülük hali 30’lu yaşların ortasına kadar, kadınlarda ise evlenip çocuk doğuruncaya kadar sürüyor.

Bugün İsrail’in kâğıt üzerinde 126 bin aktif askeri var ama 400 bin kişi de deneyimli yedek asker olarak profesyonelce çalışıyor. Orduda görev almayan vatandaşların ise her 3 yılda bir 20 gün askere gidip eğitim görmesi mecburi. O yüzden ev kadınları bile gözü kapalı makineli tüfeği söküp takabiliyor. İlk yardım, yakın dövüş, afet kurtarma gibi eğitimleri düzenli olarak görüyorlar.

ORDUDA ÇATLAK

İşte bu yedek askerler, yargıda reform paketine itiraz etti. Çıkması halinde ülkenin demokrasi değil otokrasi olacağını belirterek, açıkça iş bırakma eylemi yaptı. Basına yansıdığı kadarıyla mesela, Hammers (69. Filo) olarak bilinen seçkin avcı uçakları birimindeki 40 savaş pilotundan 37’si uçmayı reddetti. Suriye hava bombardımanı operasyonlarında görev alan pilotların yüzde 60’ı (en az 100 pilot) işi bıraktı.

Haberin Devamı

İsrail'in siber savaş ekipleri, insansız hava aracı pilotları ve istihbarat teşkilatları (Şin Bet ve Mossad’dan 250 uzman), özel kuvvetlerden 450 kişi görev yerini terk etti. İsrail seçkin paraşüt tugayındaki komandoların yüzde 43’ü eğitimlere gelmemeye başladı. Bu durum Hizbullah, Hamas, İslami Cihad kıskacında olan, Suriye ile açıktan, İran’la gölge savaş yürüten İsrail’in güvenliğini tehlikeye attı.

Sonuçta, ‘Eğer askerler düşünmeye başlasaydı, orduda kimse kalmazdı’ diyen Prusya Kralı Büyük Frederick haklı çıktı. Kendisi 1740’tan 1786’ya kadar tahtta kalan Avrupa’nın gördüğü en gaddar, en acımasız komutandı ama ülkesinin topraklarını genişlettiği için ‘Büyük’ lakabını almıştı. Sanırım onun sözü, İsrail’deki son yargı krizinde test edildi.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder