Devam eden grup maçlarında ilk rahat nefes alan takım Fransa oldu. Fransa işi diğerleri gibi son maça bırakmadan gruptan çıkmayı garantiledi. Buna karşılık İspanya’dan tek puanı güç bela kurtaran Almanya gibi bir devin gruptan çıkması şansa kaldı. Kadrosunda Barcelona’dan 6 oyuncuya yer veren İspanya’nın teknik direktörü Luis Enrique, Katalan ekibinin başındaki Xavi’ye herhalde ‘Elindeki kadrodan adam nasıl seçilir, nasıl oynatılır’ dersi verdi.
Zira Barcelona, bu yıl Alman Bayern’e karşı Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı iki maçta toplam 5 gol yiyip sıfır gol attı. Bunu neden söylüyorum çünkü Alman milli takımının İspanya’ya karşı pazar gecesi sahaya sürdüğü takımın 6 oyuncusu da Bayern Münih’liydi de ondan.
RUGBY MAÇI DEĞİL BU!
Şu ana kadar oynanan maçlarda en çok dikkatimi çeken şey, hakemlerin temaslı futbola izin vermesiydi. Ama iş aşırıya kaçtı. Hakemler futboldan çok karateye dönen pozisyonlara da göz yumdu. İri yarı bir futbolcu, yarısı kadar rakibine arkadan, yandan, eliyle diziyle bindiriyor ama hakem ‘Oyna, oyna’ işareti veriyor. Anlaşılan, FIFA oyunun temposunu düşürmeme kararı almış.
Tamam da insanlar Dünya Kupası’nı Amerikan futbolundaki gibi boğuşma itiş kakış için değil; futbolun güzellikleri için seyrediyor. Bu da Neymar, Messi gibi şöhretlerin piyasa değeri milyarı aşan genç yıldızların, sakatlanıp, hırpalanıp, sinmesine yol açıyor. Nitekim Neymar daha ilk maçında 9 faul görüp sakatlandı, oynayamaz hale geldi. Messi de örneğin Sırbistan’ın sert savunması arasına girmekten imtina etti, çekingendi.
Hakemlerin daha ilk pozisyonda, bu tür yıldızlara yapılan kasıtlı faulleri sert cezalandırması, beklememesi gerekir. Grup maçlarında dikkat çekeceğim başka bir husus ise VAR uygulaması. Bizdeki maçlardaki gibi VAR kararı için dakikalarca oyun durmuyor. Kararlar 30 saniyede veriliyor. Oyun da futbolcular da soğumadan devam edebiliyor. Biz de bu işi becersek iyi olacak.