Sağlık Bakanı Recep Akdağ Posta Ankara Temsilcisi Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Recep Akdağ, Türkiye’deki bütün hastanelerin sismik izolatör sistemleriyle en geç 4 yıl içinde depreme dayanıklı hale getirileceğini açıkladı. Van’da aşılama ve su kalitesini kontrol altına alarak büyük bir salgını önlediklerini belirtti.
Tam gün uygulamasından kesinlikle taviz vermeyeceklerini söyleyen Bakan Akdağ, “600 hocanın çıkarları için milyonlarca insanın sağlığını riske atamayacaklarını” ifade etti. Acile giden hastalardan da para isteyen hastanelere kapatma cezası vereceklerini söyledi.
19 adet helikopter ve 5 adet hava ambulansıyla hizmete hazır olduklarını hatırlatan Bakan bu hizmetin ücretsiz ve herkese açık olduğunu söyledi. Helikopter talimat geldikten en geç 7 dakika, uçak ise en geç 1 saat içinde havalanmak zorunda.
[[HAFTAYA]]
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ AK Parti hükümetinin en çalışkan ve başarılı isimlerinden biri. Birçok kişi AK Parti’nin bir dönem daha seçim kazanmasında uygulanan sağlık politikalarının etkisi olduğuna inanıyor. Sağlık Bakanı Akdağ ile başkentteki makamında 2 saati aşkın bir süre görüşme ve Türkiye’nin önemli konularını konuşma imkânı buldum. Bakan, 2003 yılından bugüne kadar geçen ve adına “Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programı” adını verdiği süreçte gerçekleştirilenlere dikkati çekti ve kamu sağlığı alanında yapılanların adeta devrim niteliğinde olduğunu anlattı. Bakan ile yaptığımız görüşmenin özetini aktarıyorum:
Bu sene büyük bir grip salgını bekleniyor mu?
Şu ana kadar öyle bir gösterge yok.
Önceki senelerde olduğu gibi yaygın bir aşı kampanyası planlıyor musunuz?
Durum böyle olursa hayır.
Hava ambulansından kimler yararlanabiliyor?
19 helikopterimiz ve uçak şeklinde 2 hava ambulansımız vardı. 2 uçak daha geldi, 1 tane daha gelecek. Toplam 5 hava ambulansımız olacak. Uçakları şehirlerarası hasta nakli için kullanıyoruz. Helikopterleri acil ve kısa mesafe ulaştırma için bekletiyoruz. Uçak ve helikopterler bakanlığa ait değil hizmet alımı yoluyla kullanıyoruz. Yeterliliği olan firmalara “Biz sizden şu kadar saat uçuş satın alacağız” diyoruz. Uçağın bakımı, kabin ekibinin denetlenmesi, sigortası gibi şeylerle biz uğraşmıyoruz. Hava araçlarının kullanımında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Kimin ihtiyacı varsa o yararlanabiliyor. Helikopter hizmeti aldığımız firmaya getirdiğimiz şart şu: Merkezimizden “kalk” talimatı geldiğinde en geç 7 dakika içinde havalanmış olacak. Uçak için ise 1 saat hazırlık süresi koyduk. En geç 1 saat içinde havalanmış olmak zorunda. Firmalardan beklediğimiz hizmetleri alabiliyoruz, çok başarılı oldular.
ACİLDEN PARA ALINMAYACAK
Bir de hastanelere acil olarak gidenlerden istenen para mevzuu var.
Acil olarak hastaneye ulaştırılan bir kişiden ilave ücret alınamaz. Bu kesin. Hastaneye ödenecek miktar sosyal güvenlik kurumu için ödenecek paradır. Eğer kişinin hali vakti yerindeyse bütün işlemleri eksiksiz olarak bitirildiğinde para talep edilebilir.
Nasıl anlaşılacak bir kişinin ekonomik durumunun nasıl olduğu?
Biz burada tamamen güvene ve beyana dayalı bir sistem uyguluyoruz. Eğer bir araştırma yapılır ve söz konusu kişinin ekonomik durumunun o hastanede acil olarak yapılan müdahaleyi karşılamaya yeterli olduğu tespit edilirse yapılan harcamada da tahsil edilme yoluna gidilir. İnsanlardan zorla para tahsil etmek isteyen ya da şartlarımıza uymayan hastaneler hakkında soruşturma açıldı. Bazıları hakkında poliklinik kapatma kararı verdik. Türkiye’de vatandaşların ne kadarı sosyal güvence kapsamında? Bu oran yüzde 90’ın üzerinde.
112 sistemi nasıl çalışıyor?
112 hattını arıyorsunuz, örneğin kriz geçirmiş bir hastanız olduğunu söylüyorsunuz, komuta merkezindeki arkadaşlar hava ambulans çıkışı verilecekse hekimlere danışıp hemen orada, o anda kararı veriyor. Bir üstüne ya da bakanlığa danışmak gibi bir şey söz konusu değil. Örneğin ağır bir kalp damar sorunu olan bir kişi acil bir sorun yaşıyorsa helikopterle getirilir, ameliyata alınır, kurtarılır ve iş biter. Kendisinden hiçbir şey talep edilmez.
Türkiye’nin ne kadarına ambulansla ulaşabiliyorsunuz?
Ulaşamadığımız yer yok. Köylere bile ambulans ağımıza aldık. Eskiden köylere normal tekerlekli kara ambulans hizmeti bile yoktu. Hizmet ancak ilçe merkezlerinde verilirdi, hastalar oraya kadar ya bir hayvanla ya da insan sırtında gelirdi. Kazara köye ambulans gidince vatandaştan mazot parası istenirdi. Şimdi bırakın klasik tekerlekli ambulansları 200’e yakın kar üstü ambulansımız var. 198 AMBULANS VAR AMA TRAFİK DE VAR!
İstanbul’da kaç ambulans hizmet veriyor?
İstanbul’da 159 istasyonda toplam 198 adet ambulansımız var. 112 ambulansı bunlar. Dünya ortalaması 50 ya da 100 bin kişiye bir ambulans düşmesidir. Türkiye’de 70 bin kişiye bir ambulans düşüyor ki bu, dünya ortalamalarında iyi bir yerde olduğumuzu gösteriyor. İstanbul’da ambulans sayısı 40 civarındaydı, bizim dönemimizde 5 kat arttı bu sayı.
İstanbul’da hastaya kaç dakikada ulaşabiliyorsunuz?
Özellikle İstanbul’da ambulans hizmetleri açısından sorun var. Trafik ve sürücü alışkanlıkları nedeniyle ambulansları hızlı hareket ettirmekte zorlanıyoruz. Bu, bir kültür ve bilinç meselesi. Normal şartlarda ambulans sesi duyulunca herkesin sola çekilip sağ şeridi ve emniyet şeridini boşaltması gerekir. Bizde bu olmuyor. Zaten birçok yerde emniyet şeritleri işgal edilmiş durumda.
Özel sağlık kuruluşlarının ve sigorta şirketlerinin birçok ambulansı var herkes ambulans numarası dağıtıyor. Vatandaş gerçekten ihtiyacı olduğunda hangi kuruluşun numarasını aramalı?
Kesinlikle 112’yi arasınlar. Türkiye’nin en gelişmiş ve iyi çalışan ambulans sistemi bizimki. 2 bin 500 ambulansımız var. Özel ambulanslar sadece acil hasta nakli için kullanılabilir.
Özellikle İstanbul trafiğinde ambulans beklemek yerine kendi aracımızla hastamızı nakletmemiz daha iyi olmaz mı?
Eğer söz konusu olan bir kalp kriziyse mutlaka ambulans beklensin. Çünkü ambulans adrese ulaştığında ambulans içinde müdahale imkanı var. Yani hastanede sunulan imkanların bir benzeri ambulansın içinde zaten. Ancak hasta normal bir otomobille getirilmek istendiğinde çok geç olabilir.
Van’da daha çok insan kurtarılamaz mıydı?
UMKE ekiplerimizin ben tıbbı kurtarma açısından çok başarılı olduğunu düşünüyorum. 112 grubu da çok iyi çalıştı. Hasta nakillerinde özellikle. Yoğun bakım gerektiren 200 kişiyi kendi uçaklarımız ve TSK uçaklarıyla naklettik.
Van depreminden ötürü şu an kaç hasta tedavi altında?
Deprem kaynaklı 443 vatandaşımız çeşitli hastanelerde bulunuyor. Bunların 88’i yoğun bakımda. Şimdiye kadar diğer illere 1244 hastayı naklettik.
VAN’DA SALGINI ÖNLEDİK
Zatürreden ölümler oldu ve hayatını kaybedenlerin sayısının artmasından endişe ediliyor?
Zatürre ve benzeri hastalıkların yayılması nasıl önlenebilir? Kış mevsimiyle birlikte özellikle kasımdan itibaren üst solunum yolu enfeksiyonların -viral enfeksiyonlarbaşlangıç dönemindeyiz. Bu anlamda bir salgın beklemiyoruz ama her şeyi kontrol altında tutuyoruz. Biz asıl başarıyı salgın hastalıkları önleyerek gösterdik. Özellikle su temizliğini kontrol altına aldık. Dizanteri, tifo, ishal gibi ciddi sorunlar olabilirdi, bunu engelledik. Hep temiz su temin ettik. Van’da bir çadırda 8-10 kişi yaşıyor. Bir an önce bu insanlarımızı çadır ortamından kurtarmaya çalışıyoruz. Çünkü gribe neden olan virüsler bu sıkışık yerlerde daha kolay yayılıyor. Genellikle gripten sonra zatürre görülebilir ancak biz son birkaç yıldır zatürre için aşı yapıyoruz o bölgede. Bu nedenle Van’da korkutucu bir salgın beklemiyoruz. Vatandaşlarımız yine de içme suyuyla ilgili uyarılarımıza dikkat etsin. Sürekli öksürüğü ya da yüksek ateşi olanlar mutlaka bir hekime görünsün.
Van’daki hastaneler ne durumda?
Şehir hastanesinin durumu iyi. Tavandan bir iki pane düşmesi ve sıva çatlakları dışında sorun yok. Ancak üniversite hastanesi kullanılamıyor. Bakanlığımıza bağlı iki eski bina da kullanılamaz durumda.
Türkiye neden doktor sayısını artıramıyor?
Doktor azlığını gündeme getiren ilk kişilerden biriyim. Hatta tabip örgütlerinin raporlarına bakarsanız, “doktor sayısı fazla” diyorlardı. Elbette doktor sayısı artmalı ama biz az doktorla bile çok büyük işler başaran bir sistem kurduk.
Peki nasıl artacak bu sayı?
Öncelikle öğrenci sayımız artsın istiyoruz. Hem yeni fakültelere ihtiyaç var hem de mevcutların kontenjanlarını artırmaya. Kontenjan 3- 4 yıl öncesine kadar yılda 5 bine yakın öğrenci şeklindeydi. Şimdi bu sayı 9 bine ulaştı ama hedef 12 bin öğrenci olmalı. 2023 yılına kadar 200 bin hekimimiz olmasını hedefliyoruz. Şu anki hekim sayımız 120 bin. Hemşire konusunda da açığımız var. Hemşire öğrenci sayımızı 6 bin 500’den 20 bine ulaştırdık. Hedefimiz 24 bin olması. 2023 yılında 400 bin hemşire istihdam etmeyi hedefliyoruz. Şu anda bu sayılarda Avrupa ortalamalarının yarısındayız.
Türkiye’de kanser vakalarında bir artış var mı?
Bir kanser patlaması olduğunu söyleyemeyiz; ancak kalp ve damar hastalıklarıyla birlikte kanser Türkiye’de en çok ölüme neden olan hastalık türü. KETEM adı verilen merkezlerimizde ücretsiz kanser taraması yapıyoruz.
Bir hekim ve bakan gözüyle kanserden korunmak için anahtar şey nedir size göre?
Yaşama biçimimiz çok etkili. Kansere yakalanma konusunda en büyük faktör sigara. Çevresel etkiler ve beslenme alışkanlıklarının da büyük rolü var. Meyve de çok önemli ama bol bol sebze yemek gerekiyor. Ayrıca hareketlilik çok önemli fakat bunu düzenli hale getirmek şart. Sağlıklı bir yaşam için “günde 10 bin adım” diyor uzmanlarımız. Kanserin artışının farkedilmesinin nedenlerinden biri de nüfusun yaşlanması. Daha az yiyerek kilo almamak ve eğer varsa kilolardan kurtulmak kanserle mücadelede yardımcı olur. Çok fazla sıcak içecek tüketmemek gerekir, mangal şeklindeki etler de zararlı. Tuzlanmış ve bekletilmiş gıdalara da dikkat edilmeli. Kanserle mücadele konusunda aralık ayında büyük bir kampanyaya başlıyoruz
KALİTELİ YABANCI HEKİM GELECEK
Yabancı doktor meselesine çok tepki gösteren var, yeterli eğitimi olmayan hekimlerin ‘toplama usulle’ getirileceğini iddia edenler oluyor?
Yabancı hekimlerin uyumlu çalışmalarını nasıl sağlayacaksınız? Biz öncelikle Türkiye’deki tıp fakültelerinde okumuş 3 bin civarında hekimin burada çalışmasını arzuluyoruz. Bunların yaklaşık 2 binin çalışabileceğini düşünüyoruz. Bakacak olursanız bir kısmı zaten kaçak olarak faaliyet gösteriyor. Yurtdışından gelecek yabancılara gelince; elbette denkliği olmayan doktor getirmeyeceğiz. Eğer herkesin tanıdığı ve saygı duyduğu kurumlardan mezun değilse ve şartları tam olarak tutmuyorsa denklik isteyeceğiz. Denkliği yoksa hekimlik yapamaz.
Yabancı doktorların gelişi rekabet ortamı yaratır mı?
Bizim amacımız rekabet oluşturmak değil ama belli bir oranda olumlu rekabete etkisi olabilir.
Yabancı hasta konusunda durum nedir? Türkiye neden tercih ediliyor? Özellikle hangi branşlarda tedavi için geliyorlar?
Bizde tıp hizmeti kaliteli ve ucuz. Ayrıca bekleme listesi yok. Özellikle kalça ve diz protezleriyle diş ve göz konusunda ciddi uzmanlığımız var. Bu alanlarda çok yabancı hasta geliyor. Kalp cerrahisinde de çok iyiyiz. Türkiye’de teknolojik olarak yapamadığımız teşhis ve tedavi işi yok. Bir tek akciğer naklinde sorun vardı, şimdi o da çözülüyor. Ankara’da Yüksek İhtisas’ta önemli bir akciğer nakli merkezi kuruyoruz. Dışarıya açık bir organ olan akciğerin nakli kalp ve karaciğerden daha zor. Örneğin Malatya İnönü Üniversitesi karaciğer naklinde dünyanın en iyi merkezlerinden biri haline geldi.
ALKOL VE AIDS ARTMADI
Alkol tüketiminde bir artış var mı?
Hayır böyle bir artış gözlemlemiyoruz.
AIDS duyarlılığında bir azalma mı var?
Aslında Türkiye bu konuda çok iyi durumda. Tek eşlilik yaygın ve güçlü aile yapımız önemli. Yine de kayıtlı 3 bin dolayında AIDS’li var. Özellikle yoğun turist hareketlerine dikkat etmek gerekir, korunmasız cinsel ilişki çok tehlikeli.
İstanbul’daki hastanelerin yüzde kaçı depreme dayanıklı?
Süratle depreme hazırlanıyoruz, yeni hastaneler yapıyoruz. Mevcutları güçlendirmekten ziyade yeni hastane yapmaktan yanayız. Halkalı, Pendik, Koşuyolu, Gaziosmanpaşa’da hastaneler yaptık. Hedefimiz 2015’e kadar Türkiye’deki bütün hastaneleri depreme dayanıklı ve test edilmiş duruma getirmek. Şu anda bu oran yüzde 40 seviyesinde. Yeni yapılan hastanelerin çoğuna sismik izolatör koyuyoruz. Otomobillerdeki süspansiyona benzeyen bu sistemde kolonların altına gelecek şekilde özel diskler yerleştiriliyor ve büyük bir deprem anında hastane binasının kırılmasını ve büyük zarar görmesini engelliyor. Bu sayede bina sadece yatay şekilde hareket ediyor.
İstanbul’un en büyük hastanelerinden Şişli Etfal ne durumda?
Şimdiki yerini onarıma alıyoruz orada hizmet verilmeyecek. En geç 2 yıl içinde Seyrantepe’de 600 yataklı hastanemiz devreye girecek. Sarıyer’de yeni ve büyük bir hastane yapıyoruz. Tekel binasının olduğu yerde. Yine 2 yıl içinde bitecek ve 300 yataklı olacak. Göztepe ve Okmeydanı SSK olarak bilenen hastaneler de yenilenecek.
Türkiye’de kişi başına sağlık harcaması ne kadar?
Yaklaşık 600 dolar. Bunun 400 dolarını kamu harcıyor. 150 dolarını vatandaş
Özel sigortalı oranı ne kadar?
Toplam nüfusun yüzde 1’i kadar.
Nüfus artış hızı ne durumda? Bir yaşlanma riski var mı?
Şu anda artış hızı 2.1 civarında. Şimdilik iyi durumdayız, nüfusumuz sağlıklı şekilde artıyor.
Türkiye’de ne kadar yeşil kartlı var?
Aktif olanlar 9 milyon civarında.
70 BİN HASTAYA EVDE HİZMET
Bir süre önce “evde sağlık bakımı” hizmeti başlattınız, nasıl çalışıyor sistem?
Vatandaşlarımızın yatalak bir hastalığı varsa özürlü gibi kişi kendi hizmetini göremiyorsa hastanede giderken toplu taşıma aracılığıya götürülüyorsa vatandaşın tek yapması gereken Türkiye’nin neresinde olursa olsun 444 38 33 numarayı aramak. Gelip bir heyet değerlendiriyor. Evde sağlık hizmeti alması uygun bulunursa evde ihtiyaç duyulan hizmet veriliyor. Gerekiyorsa hastane gidiş gelişleri karşılanıyor, ara bakımları yapılıyor, diş hekimi bile götürüyoruz, hatta sonda ve solunum desteği veriyoruz. Özel yatak bile sağlıyoruz. Şu ana kadar bu hizmetten 70 bin vatandaşımız yararlandı. Hedefimiz 120 ila 140 bin vatandaşımızı bundan yararlandırmak.
Yeni başlayan randevu alma sistemi nasıl çalışıyor?
Sağlık Bakanlığı hastanelerinden günde ortalama 70 bin kişi bu yolla randevu alıyor. Yapılması gereken tek şey 182 numaralı hattı aramak. İstediğiniz hastane ve doktoru söyleyip randevu alıyorsunuz, eğer o hastane veya doktor meşgulse sizi yönlendiriyorlar. En fazla 5 dakikalık bir telefon görüşmesiyle bütün mesele hallediliyor. Dünyada bu kadar iyi çalışan başka bir hizmet yok. Bütün hastaneler aylık programlarını gönderiyorlar, bu yolla onları denetliyoruz. Erzurum ve Ankara’daki çağrı merkezlerimizde 1400 kişi çalışıyor. Ancak numara karışıklığına bir son vermek için ulaşılabilen hat sayımızı azaltacağız. ‘112’ ana acil hattımız olarak kalacak. 182 veya 184 ile devam edeceğiz. Bakıyoruz.
Eczanelerin raflardaki ilaçlarıyla ilgili stok sorunları var. Bu konuda çok şikayet geliyor.
Biz Sağlık Bakanlığı ile ilgili kısmını çözdük şimdi sırada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızı ilgilendiren bir tarafı var. Sanırım o da yakında hallolacak.
TAM GÜNDEN TAVİZ YOK
Tam gün uygulaması çok eleştiriliyor
Bu konuda kararlılığımızı hiçbir şekilde değiştirmeye niyetimiz yok. Bakın, Hacettepe örneğini ele alın. “Orada çok iyi bir hocamız bu tam gün uygulaması nedeniyle ayrıldı ve sistem çöküyor” diye bir lobi yapıyorlar. Böyle şey olur mu? Koskoca kurumlar bir iki hoca bir karar veriyor diye bu hale gelir mi? Bakın Hacettepelilerin kurduğu Malatya organ nakil merkezi ne kadar iyi duruma geldi. Bir kurum hocanın ayrılmasıyla çalışamaz hale geliyorsa, hatayı nerede aramak lazım? Peki, fakir fukara ne yapacak, hocaya gitmek için mutlaka muayenehane ilişkisine mi girecek? Tam gün uygulamasına geçerken “üniversitenizdeki bir hocanın ayrılmasıyla işler aksıyorsa bize bildirin, gereken desteği verelim” dedik. Biz inatlaşmak için bunu söylemiyoruz insanlarımız mağdur olmasın diye özen gösteriyoruz. Bakın Türkiye’de 65 bin uzman hekim var. Bunların 33 bini Sağlık Bakanlığı’nda. Tam gün uygulamasından ötürü Sağlık Bakanlığı kurumlarından bir sorun işittiniz mi? Türkiye’de bu sorun 600 700 hocadan mı kaynaklanıyor? Ben kimseyi hedef göstermek için söylemiyorum ama burada çözülmesi gereken yapısal bir sorun var.
Hocaların da mağdur olmayacağı bir çözüm bulunamaz mıydı?
Bakın Türkiye’de bu ikili çalışma işi yaygın değildi, sonradan yaygınlaştı. Zamanla eğitim ve araştırmayı katletti. Hoca bu yoğun gidip gelmeli çalışma temposunda ne zaman bilimsel araştırma yapacak? Öğrenci-asistan ne zaman eğitim alacak? Tamamen piyasacı ve ticarethane düzeni kuruldu Türkiye’de uzun yıllar. Eğer bu getirdiğimiz düzenlemeleri kabul etmeyeceklerse kendilerine başka bir dünya kursunlar ve orada astronomik kazanmaya devam etsinler.
Bir hekim profesör ne kadar kazanıyor?
Bir klinik şefi için (2011 ilk dokuz aylık rakam esas alındığında) eline geçen rakam ek ödemeyle birlikte ortalama 8 bin 293 TL. 4 yıllık profesör üniversitede 9 bin 516 TL alıyor. Net tavanlar ise üniversite profesöründe 19 bin 280 TL. Sağlık Bakanlığı’nda ise 15 bin 230 TL’dir.
Uzmanlar da az kazandıkları için çok şikayet ediyor.
Uzman maaşı 6 bin 563 TL. Üst sınır maaş ve ek ödemesiyle birlikte 12 bin 279 TL. Bir performans sistemi kurduk. Bu sistem çalışıyor şu anda. Rehabilite edilebilir daha mükemmel hale getirilebilir, bakıyoruz. Ama şunu kabul ediyorum Sağlık Bakanlığı’nda emekli maaşlarımız yetersiz. Ama şunu kesin olarak söyleyeyim. “Eskiye dönelim devlette çalışanların muayenehanesi olsun...” Buna kesinlikle yokuz.
Sigara ile mücadelede neredeyiz? Ne kadar insan sigaradan vazgeçti?
2006 yılında 5 yaş üstünde sigara içme oranı yüzde 33’tü. Yani her üç kişiden biri içiciydi. Bu oran 2010’da yüzde 27’ye düştü. Dünya Sağlık Örgütü bu operasyonu dünyada en iyi yapan dört ülke arasında bizi gösteriyor. Hedefimiz ilk üçe girmek. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan bu kadar büyük destek vermeseydi, bu başarıyı elde edemezdik. Türkiye’de sigaraya bağlı hastalıklar açısından yüzde 20 azalma oldu.
DÜNYADAN ÖVGÜ
Dünya Sağlık Örgütü ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) yayınladıkları raporlarda Türk sağlık sistemini övdü. Özellikle kadın sağlığı ve bebek ölüm oranlarının azalması raporlarda dikkat çekici gelişmeler olarak değerlendiriliyor.
Dünyanın saygın tıp araştırma kurumlarından British Medical Journal’da yayınlanan “Healthcare in Turkey: from laggard to leader” başlıklı makalede de “yerlerde sürünen sağlık sisteminin dünya liderliğine gittiği” vurgulanıyor. Sağlık Bakanı Akdağ, ortalama yaşam beklentisinin 75’e çıkmış olmasının dünyanın dikkatini çektiğini ve bütün temel göstergelerde çok ciddi iyileşmeler yaşandığını söyledi. Türkiye’nin sigara ile mücadele konusunda attığı adımlar da dünyanın takdirini kazanıyor.
Erzurum’daki hastane inşaatının temelinde kullanılan sismik izolatör olası bir depremde binanın yerle bir olmasını ya da ağır hasar almasını engelliyor. Bu sistem 2015 yılına kadar Türkiye’de yeni yapılan bütün hastanelerin temellerine kullanılacak.