Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce TRT World’de Fatih Er ile gerçekleştirdiği sohbette Avrupa Birliği konusunda referanduma gidilebileceğini söylemişti. Programın ardından “Türkiye istikamet mi değiştiriyor?” gibi soru soranlar oldu.
Türkiye’nin temel hedefinde bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son yaptığı Almanya ziyaretinde bunu güçlü şekilde dile getirdi. Ondan önce de ilgili bakanlar reform grubu adı altında tam üyelik yolunda atılacak adımları hızlandırmak için bir araya geldi.
Ankara’nın amacı, Gümrük Birliği’ni güncellemek ve vize serbestisini sağlamak. Nitekim Erdoğan, bu yolda Türkiye’nin üzerine düşeni yapacağını hatırlattı.
Türkiye’nin kararlılığı sürerken AB üyeliğinden vazgeçildiğini düşünmek yanlış olur.
Türkiye, ekonomik ve kurumsal gelişmişlik seviyesi açısından Doğu Avrupa’nın birçok ülkesinden iyi seviyede. Altyapı ve AB mevzuatlarına yakınlık açısından da bunu söyleyebiliriz. AB’ye tam üyelik perspektifinin sağlanması durumunda, Türkiye gelişim çizgisini çok daha hızlı sürdürecek. Buna kimsenin şüphesi yok.
AB-Türkiye baharının yaşandığı 2000’li yılların başında, Türkiye, alkışlanan reformları hayata geçirmişti. Uzun durgunluk döneminin ardından yeşil ışığın yakılması, Türkiye için her bakımdan bir kaldıraç olacak. Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel sistemi alt üst eden kararları, Çin ve Rusya ile yaşanan belirsizlikler ve Ortadoğu’nun hâli düşünülünce bütün bu cephelerin arasında iddialı olmak isteyen AB’nin Türkiye’ye gerçekten ihtiyacı var.
Geleneksel olarak Türkiye karşıtlığının güçlü olduğu Alman basınında bile son dönemde Türkiye hakkında yapıcı yorumlar çıkmasının nedenlerinden biri de bu. Avrupa, önemli bir ortak ve pazar olan Türkiye ile istikrarlı bir gelecek inşa edebilir. Bunu yapmak herkesin çıkarına.
Avrupa ve Türkiye’nin birbirlerine ihtiyacı olduğu açıkken, akılcı olan, birlikte yürümenin yollarını bulmaktır. Aslında Erdoğan’ın yıllardır yaptığı çağrıların özünde de bu var.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye’ye üyelik dışında alternatifler önermeye devam ediyor. Ancak Ankara’nın buna “evet” demesi mümkün değil.
Erdoğan, yaşanan süreç hayal kırıklıklarıyla devam edecekse Türkiye’nin de artık kendi kararını vermesi gerekeceğini bu nedenle söylüyor. “Sonunda biz de konuyu halka götürür, referandum yaparız” demesinin sebebi bu. Yoksa Türkiye yakın zaman içinde “AB sürecine devam mı edelim, sona mı erdirelim” gibi bir halk oylaması hazırlığı içinde değil.