Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile ilişkiler konusunda “Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimize hasmane değil dostane davranalım. Ama gidiş pek hayra alamet değil. Bush, Obama ve Trump ile iyi çalıştım ama Biden ile iyi başladık diyemem” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği ABD ziyaretinin sonunda New York’taki Türkevi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin Afganistan’daki stratejisi ne olacak?
20 yıl önce Amerika, Afganistan’a niçin girdi? Ne işi vardı, şimdi niye çıkıyor? Bunun bedeli olmalı. Bunca mülteci nereye gidecek? Türkiye’nin kapıları açması ve bunları kabul etmesi düşünülemez. Amerika ‘Kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye’ye girsin’ diyemez. Müsaade de etmeyiz. Suriye’den, Irak’tan girip çıkanların 5 milyonu Türkiye’de kaldı. Bedeli ödemesi gereken Amerika. Fakat şu ana kadar böyle bir hava görünmüyor. Afganistan’da kapsayıcı, kuşatıcı bir yönetim oluşursa, sağlıklı iletişim kurabilirsek bundan sonra ne olabileceğinin adımlarını bu görüşmelerden sonra atabiliriz.
ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK
Afganistan ve Suriye bizim için hassas. Bu bağlamda Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrini nasıl görüyorsunuz?
Türk-Amerikan ilişkilerinde sağlıklı bir sürecin işlediğini söyleyemem. Biz F-35’leri aldık, 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve F-35’ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu halletmeli. Bize S-400 konusunu bahane edip F-35’leri vermemek kabul edilemez. S-400 işi bitmiştir. Geri adım atmamız mümkün değil. Amerika’nın bunu uluslararası ilişkilerde doğru bir yere oturtması gerekir. Ama şu ana kadar bunu yapmadılar. Biz dürüst davranıyoruz, Amerika davranmıyor.
Artık eski Türkiye yok. Bu Türkiye başka Türkiye. Savunma sanayiinde de biz her geçen gün daha ileri gidiyoruz. Ama yarın ‘Niçin F-35’i almıyorsun?’ diyemezler. Vermezsen almayız. O zaman biz daha başka kapılara da müracaat ederiz. Sen bana Patriot vermeyeceksin, sonra S-400’ü aldığımızda ‘Niye aldın?’ diyeceksin. Türkiye kendini savunmasına yönelik ne gerekiyorsa onu alır. Gerekirse bunları üretmeye de başlar. Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimizle hasmane değil, dostane davranalım.
Ama şu andaki gidiş pek hayra alamet değil. Benim Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak yaklaşık 19 yıllık yöneticilik hayatımda Amerika ile olan münasebetlerimde geldiğimiz nokta maalesef iyi değil. Ben oğul Bush ile, Sayın Obama ile, Sayın Trump ile iyi çalıştım ama Sayın Biden ile iyi başladık diyemem.
BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
Bazı ülkeler Afganistan, Suriye, düzensiz göç gibi konularda sorumluluktan kaçıyor. Özellikle ABD yönetimi benden sonrası tufan havasında. Nasıl yorumluyorsunuz?
Aynı şeyi ona da söylerler. Amerika şu anda eğer Afganistan’da bir şekillendirme yapamadıysa burada düşünmek lazım. İşte her şeyi bıraktı, gidiyor. Şu anda Taliban’ın elindeki silahlar Amerika’nın silahları. Bir bedel çıkacak ortaya ve bu bedeli ödemek durumunda kalacaktır. Sayın Trump döneminde binlerce TIR silah, mühimmat terör örgütlerine verildi. Şimdi aynı durum Biden döneminde de var. Bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz.
PUTİN’LE GÖRÜŞME
İdlib’de son dönemde sivillere ve bölgede görevli Türk askerine saldırılar oldu. 29 Eylül’de Soçi’de Putin ile bir araya geleceksiniz. Nasıl mesajlar vermeyi düşünüyorsunuz?
Sayın Putin’le yapacağımız görüşme gerçekten önemli. Sadece İdlib’i içeren bir görüşme olmayacak. Aynı zamanda Türkiye-Rusya ikili ilişkilerini ve Suriye’deki durumu masaya yatıracağız. Biz Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik. Suriye’deki gelişmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında zaman zaman bazı sıkıntılar yaşamıyor değiliz. Ama bunu da şahsım, Savunma Bakanım, Dışişleri Bakanım attığımız adımlarla telafi edebiliyoruz. Örneğin Sayın Putin Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan’dan bu şekilde çıkılmazdı.
ALMANYA SEÇİMLERİ
Almanya’da bu pazar seçimler yapılacak. Türkiye olarak hangi beklentilerimiz olur seçilecek yeni Şansölye’den? Diğer yandan sizin Şansölye Merkel’le çok uzun bir diyaloğunuz oldu. Avrupa’da en uzun görev yapan liderlerden biri kendisi...
Benim kadar olmadı...
Merkel’in Türkiye ve Avrupa ile ilişkilerdeki etkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Bizim Merkel’le, Schröder’den sonra olumlu bir sürecimiz oldu ama Alman Şansölyeleri içerisinde en başarılı dönemimiz Schröder’le idi. Merkel ile münasebetlerimizde de ilişkilerimiz fena değildi. Sık sık arar, sık sık ararım. O şekilde bu süreci işlettik. Tabii şu anda seçimi Armin Laschet alır almaz bilemiyorum ama onunla da ikili münasebetlerimiz iyiydi. Temennim odur ki gerek Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları ile alakalı gerekse Türkiye-Almanya ilişkilerindeki bundan sonraki süreci zengin kılacak bir iktidar iş başına gelsin.
NE ZAMAN YARGI OLDUN?
Muhalefetin son zamanlarda odaklandığı iki konu var. Birincisi, “KHK’lı garibanları kurtaracağız” diyorlar. İkincisi de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a eleştiri sınırlarını aşarak saldıranlar var. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir defa KHK ile ilgili “Bu işi çözeceğim” diyen kim? Ana muhalefetin başındaki zat. Sen ne zamandan beri yargı oldun? Bu yargının konusu. Sana ne oluyor? Velev ki iktidar olsan -böyle bir şansın var mı, yok mu o da ayrı- yargının yetkilerini elinden sen nasıl alıyorsun? Ali Erbaş hocamızla ilgili konuya gelince; ana muhalefetin Diyanet İşleri Başkanımıza bu denli hakaret etmeye ne hakkı ne yetkisi var. Bu densizliktir, terbiyesizliktir. Diyanet İşleri Başkanımız yalnız değildir. Yeni ortaya çıkmış olan birisi daha var; o da sallayıp duruyor. Dur bakalım; daha parti olduğun bile belli değil.
FAHİŞ FİYAT OPERASYONU
Fahiş fiyat konusuyla ilgili bizzat ilgileneceğinizi söylemiştiniz. Nasıl bir yol haritası izlenecek?
Zincir marketlerin sınırsız uygulamaları var. Ticaret Bakanlığı olarak bunların üzerine üzerine gideceğiz. Bakanlığımız tedbir alıyor, operasyonları yapacaktır. Beş tane zincir market bütün o ürünü toparlıyor. Piyasalar altüst oluyor. Daha adil davranırlarsa hem vatandaş uygun fiyatla ürün alabilecek hem de üretici parasını zamanında alma şansına ulaşacak.
KÜRT SORUNU YOK, BİZ ÇOKTAN ÇÖZDÜK
HDP Eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli “Kürt sorununda çözümün adresi İmralı” dedi. Selahattin Demirtaş HDP’yi işaret etti. Kılıçdaroğlu bu yönde açıklama yaptı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hayırlı olsun. Bu konuyla biz meşgul olursak yazık olur. Yani İmralı mıdır, değil midir, onların sorunu. Cumhur İttifakı bu işin tek çözüm noktasıdır. Bizim kitabımızda birlik, beraberlik, kardeşlik var ve bu yolda devam ediyoruz. Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük.