Marmara 1999 depremi ve büyük kayıplara neden olan Hatay- Kahramanmaraş merkezli depremlerin en fazla konuşulan başlıklarından biri iletişim ve ulaşım olmuştu. Büyük depremlerin yaşanmadığı dönemlerden bu yana bu kritik maddelerde atılması gereken adımları yakından takip ediyorum. Türkiye’nin en büyük mobil operatörlerinden biri olan Vodafone Türkiye’nin CEO’su Engin Aksoy ile ülkemizdeki son durumu ve dünyada bu konuda neler yapıldığını konuşma fırsatı buldum.
Sohbetimizde aktardıklarını özetleyerek paylaşmak istiyorum:
* Mobil elektronik haberleşme hizmeti şebekede yer alan baz istasyonları üzerinden sunuluyor. Gerek ülkemizde gerekse dünyada mobil elektronik haberleşme şebekeleri bir felaket anında normal dönemdeki performansı sürdürebilecek kapasite öngörüsüyle oluşturulmuyor.
* Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir operatör aynı anda tüm müşterilerinin ses/data kullanımına imkân verecek altyapıya sahip değil.
* Bu noktada felaket anında söz konusu şebekenin ayakta kalabilmesi sadece işletmecilerin tek başlarına alacağı aksiyonlarla mümkün olamaz. Bu nedenle kamu koordinasyonuyla uçtan uca bir felaket yönetimi yaklaşımı benimsenmeli.
* Tüm dünyada olduğu gibi baz istasyonları Japonya, Amerika, Endonezya gibi deprem ülkelerinde bile network mimarisi gereği şehir merkezlerinde çoğunlukla binaların üzerinde yer almakta.
* Buralardaki yapı risk analizinin belirlenerek paylaşılması ve enerji sürekliliği sağlanması sorumlulukları operatörlerde değil. Diğer yandan, özellikle afet anlarında şebekelerin yedekliliğini sağlamak için telsiz ve uydu teknolojileri gibi alternatif teknolojilerden yararlanılmalı.
Aksaklıklar neden yaşanıyor?
* Yıkılan binalarla birlikte bina üzerlerinde bulunan baz istasyonlarının da yıkılarak hasar görmesi.
* Yıkılan veya hasar gören binalara güvenlik sebebiyle enerji verilememesi ve gerekse de enerji nakil hatlarının hasar görmesi nedeniyle elektrik enerjisinin sağlanamaması ve buna bağlı olarak da sağlam olan baz istasyonlarının dahi çalışamaması, sağlanabilen yerlerde enerji (elektrik/yakıt) önceliğinin verilememesi. Kesintisiz iletişim için, kesintisiz enerji gerekli.
* Araç ve personel geçiş önceliğinin sağlanamaması nedeniyle; mobil baz istasyonları, akü/jeneratörlere yakıt tedarik ve lojistik desteğin bölgeye ulaştırılmasında yaşanan sorunlar. k Sahada çalışan ekipmanlar (akü, yakıt, jeneratör vb.) ve personelimizin fiziksel güvenliğiyle ilgili yaşanan sorunlar.
* Bundan sonra yaşanabilecek olası afetlere karşı mutlaka enerji /elektrik önceliği, geçiş/yol önceliği, jeneratör ve araçlar için yakıt önceliği sağlanmalı. Sorumlu kurumlarca afet ihtimali olan yerlerde riskli yapıların tespiti ve paylaşılması gerekli.
* Ayrıca elektronik haberleşme sektörü kritik sektör olarak belirlenip yatırımlar önceliklendirilmeli, önündeki engeller kaldırılmalı. Yeni altyapılarda fiber dahil ortak kazı çalışmaları yapılmalı. Belediyeler kolaylık sağlamalı. Afet anında elektronik haberleşme şebekesinin tamamlayıcı nitelikte olacak uydu iletişimi, ulusal dolaşım gibi çözümler hazırda tutulmalı.