Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone ile dün resmi konutunda bir araya geldik. Kısa süre önce ABD’nin Ankara büyükelçilik binasına yapılan saldırıdan İstanbul’da katledilen Amerikalı kadın turist Sarai Sierra, Suriye, Irak ve ikili işbirliği alanına kadar pek çok konuda görüş alışverişinde bulunduk
Terör saldırısıyla yoğunlaşan ajandasına rağmen Büyükelçi’nin Ankara’daki görüşmemizi iptal etmemiş olmasını önemsiyorum. Terörün hiçbir şekilde günlük hayatımızı etkilememesine dair kararlılığı göstermesi bakımından Büyükelçi’nin bu duruşunu takdir ettim.
[[HAFTAYA]]
Görüşme, terör saldırısının hemen sonrasına rastladığı için Büyükelçi’nin konutuna girerken olağanüstü güvenlik önlemleriyle karşılaşacağımızı düşünüyordum. Ancak son derece sade bir kontrolle rezidansa alındım. Anlaşılan o ki geleneksel yöntemlerin dışında, sivilleri ve ziyaretçileri tedirgin etmeyecek bir farklı güvenlik sistemi uygulanıyor.
Büyükelçi Ricciardone’nin ilk mesajı büyükelçilik binasına düzenlenen saldırıyla ilgiliydi. Olay sonrasında Türkiye’de toplumun farklı kesiminden gelen taziye mesajlarına müteşekkir olduğunu anlattı. Büyükelçi’ye, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “saldırılar olabileceğine dair istihbarat olduğu” ifadesini ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın terörle mücadelede yeterli destek vermedikleri için Almanya ve Fransa’yı eleştirdiğini hatırlattım. Ricciardone, Türk yetkililerin tutumu konusunda herhangi bir eksiklik görmediklerini belirtti ve “Birbirimize suç atma oyunu oynamıyoruz” diye söze başladı. Bir istihbarat zaafiyeti ya da teröre karşı işbirliğinde eksiklik görmediğini ifade ederek sözlerini sürdürdü.
DHKP-C saldırısı konusunda Türk polisinden spesifik bir uyarı almadıklarını, sadece genel bir uyarının söz konusu olduğunu söyledi. Büyükelçi yeni bir gelişmeden söz etti; Amerikan adalet sisteminin, Amerikan çıkarlarına karşı başka ülkelerde yapılan saldırıları yargılamak konusunda yeniden yapılandırıldığını açıkladı.
Kıskaca alacaklar
Buna göre Washington yönetimi DHKP-C’ye karşı uluslararası mekanizmaları devreye sokarak -yeterli delil bulunması halinde- Türkiye dışındaki ülkelerde, örneğin Avrupa’da, örgüt militanlarının yakalanarak yargıya teslim edilmeleri ve mal varlıklarına el konulmasının işaretini vermiş oldu. Bu süreçte muhtemelen FBI ve CIA çok yönlü bir girişim başlatarak El Kaide militanlarına yönelik dünya çapındaki operasyonlarının benzerini DHKP-C için de devreye sokacak.
Büyükelçi Ricciardone’nin altını çizdiği çok önemli bir konu daha var: Kara Paranın Aklanmasına Yönelik Suçlarla Mücadele için Mali Eylem Görev Gücü (FATF) halen aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 60 dolayında ülkenin taraf olduğu bir girişim. Halen TBMM’de bu konuyla ilgili bir yasa tasarısı görüşülüyor. Amerika bu tasarının bazı noktalarda yetersiz kaldığını ve iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyor. İran’a yönelik yaptırımlardan terör örgütlerinin finansman teminine kadar bir dizi konu, bu alanda yapılacak değişikliklerle yakından ilgili.
Büyükelçi, Türkiye ve ABD’nin teröre karşı etkin mücadele edebilmesi için Ankara’nın mutlaka bu konuda somut ve hızlı adımlar atması gerektiği görüşünde. Büyükelçi Ricciardone’nin farklı konulardaki görüşlerini özetleyerek aktarıyorum:
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone, başkentteki rezidansında Posta Ankara Temsilcisi Hakan Çelik’in terörle mücadele, Suriye ve İstanbul’da öldürülen Amerikalı turist Sierra ile ilgili sorularını yanıtladı.
PKK: Uyuşturucu işine girişmiş PKK liderlerini yakalamak ve adalete teslim etmek yönünde çalışmalarımız sürüyor. Bunlar aynı zamanda teröre bulaşmış kişiler. Onları yakalayıp demir parmaklıkların arkasına koymak istiyoruz. PKK silah kullanarak, sivillere ve devlete yönelik saldırılar düzenleyerek hiçbir yere varamaz. PKK’nın bu eylemleri mutlaka yenilgiyle sonuçlanacaktır.
Kürt sorunu: Türk nüfusunun bir parçası olan bu topluluğun ana dillerini ve kimliklerini kullanmak konusunda gösterilen çabalara hükümetin ve ana muhalefetin birlikte katılmasından çok memnunuz.
Suriye: Aşırı unsurların ve cihadistlerin Suriye’yi ele geçirmesini istemiyoruz. Geçişin mümkün olan en barışçı şekilde olmasını arzu ediyoruz. Libya’da olduğu gibi bir askeri operasyon söz konusu değil. Diğer NATO üyelerinin ve Türkiye’nin de bunu istemediğini düşünüyorum.
İsrail saldırısı: İsrail, kendini korumak isteyen her ülkenin yaptığını yapıyor.
Irak: Ülkenin bütünlüğü çok önemli. Türkiye’nin, Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimle olduğu kadar merkezi yönetimle de iyi ilişkiler içinde olmasını arzu ediyoruz. Erbil ve Süleymaniye kadar, Türkiye için Bağdat ve Basra’nın da önemli olduğunu biliyoruz. Irak’ın zenginlikleri Türkiye üzerinden dünyaya ulaşsın istiyoruz. Ancak bu şekilde Hürmüz’e (İran’ı kastediyor) alternatif bir enerji bölgesi oluşabilir.
Tutukluların durumu: Adli sistemde doğru gözükmeyen konulara bizzat Türkiye’nin liderleri de değindi. Eski Genelkurmay Başkanı, profesörler, milletvekilleri tam olarak anlaşılamayan suçlarla ilgili olarak tutuklu durumda. Şiddet içermeyen protestolara karışan gençler de aynı durumda. Tıpkı yeni anayasa yapım süreci gibi, bu durumları çözebilecek hukuki düzenlemeleri de yakından takip ediyoruz.
Yeni büyükelçilik binası: Yıllardır yer arayışı içindeyiz. Dışişleri bakanlığı müfettişleri mevcut binayı taşımamızı önermişti. Yeni yer konusunda çalışıyoruz.
Sarai Sierra’nın öldürülmesi: Soruşturma için FBI’ın Türkiye’ye geldiğine dair bir bilgim yok. Şu anda devam etmekte olan adli bir süreç söz konusu. Türk makamlarının olağanüstü işbirliği yaptıklarını ve süreci yakından takip ettiğimizi söylemekle yetineceğim.