Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Aleksei Erkhov’un davetlisi olarak Rusya Ulusal Günü Resepsiyonu’na katıldım. Resepsiyonda Büyükelçi Erkhov, eşi Irina Erkhova ve çeşitli ülkelerin diplomatlarıyla güncel konularda fikir alışverişinde bulunma imkânım oldu.
Büyükelçi Erkhov, daha önce Kahire ve Tel Aviv gibi çok önemli başkentlerde görev almış oldukça deneyimli bir isim. Olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi unvanına sahip. Kendisi daha önce, 2009-2015 yılları arasında İstanbul Başkonsolosluğu görevinde de bulunmuştu. Büyükelçi Erkhov’u o yıllardan tanıyorum. Rusya Dışışleri Bakanlığı’nın en önemli birimlerinden olan Kriz Merkezi Genel Müdürü olarak da görev yapmıştı. Büyükelçi Erkhov, Arapça, İngilizce ve Fransızca biliyor.
Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde düzenlenen resepsiyona; Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Liu Şaobin, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, çok sayıda diplomatik misyon temsilcisi ve davetli katıldı. Rus ve Türk milli marşları ile başlayan resepsiyonda Rusya’nın yöresel yemekleri ile müzikleri tanıtıldı.
Ankara prensip olarak sadece Birleşmiş Milletler tarafından alınan ambargo kararlarına katılıyor. Batı tarafından uygulanan yaptırımlara Türkiye’nin dahil olmak istememesi Washington yönetimini rahatsız ediyor. ABD’nin Rusya’yı uluslararası ödeme sistemi ve Swift programlarından çıkarmış olması Türk şirketlerini ve iki ülke arasında faaliyette bulunanları ciddi şekilde zorluyor. Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasında devam etmekte olan savaşta çok dengeli ve dikkatli hareket ediyor. Türkiye, bir NATO üyesi olmasına karşın Rusya’ya ambargo uygulamadı ve hava sahasını Rus uçaklarına kapatmadı. Türkiye’nin tahıl koridoru, esir değişimi ve Karadeniz’deki mayınların temizlenmesi konusundaki katkısı aslında bütün dünya açısından büyük önem taşıyor. Bu yönüyle Türkiye’nin dengeli tutumunu sürdürmesini ve savaşın bitmesi yönündeki çabalarını çok önemli görüyorum.
NORMALLEŞME ADIMLARI
Rusya-Ukrayna gibi savaş halindeki ülkeleri bir araya getirmeye gayret eden, Ortadoğu’daki çatışmaları bitirmeye uğraşan Türkiye, kendi iç barışı ve istikrarı için neden çaba göstermesin? Bu nedenle iç politikadaki diyalog girişimleri son derece önemli. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel arasında yerel seçimlerden sonra başlayan diyaloğu çok olumlu buluyorum ve destekliyorum.
Türkiye’nin geleceğinde büyük ve önemli meselelerin çözümünde iki liderin ve en güçlü iki partinin görüşmesi toplumun kahir ekseriyetinde rahatlama yarattı, gelecek için de umut aşıladı. Öyle bir kutuplaşmanın içinden buralara geldik ki, bu atmosfer herkesi yordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yumuşama”, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de “normalleşme” kavramlarıyla açıkladığı bu sürecin kaybedeni yoktur, bana göre kazananı Türkiye’dir.
İMAMOĞLU’NUN GÖRÜŞMELERİ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir süredir ilçe belediye başkanlarını ziyaret ediyor; sorunlarını, öncelikli arzu, istek ve projelerini dinliyor, notlar alıyor. İmamoğlu’nun ziyaret programında AK Partili belediyeler de var. En son Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu ile görüşmelerini izledim. “İşte uygar ve saygılı yaklaşım böyle olmalı” dediğim diyaloglar gördüm. İmamoğlu ile AK Partili belediyeler arasındaki saygılı temas grafiği umarım İstanbulluların kazanacağı şekilde devam eder.