Neredeyse 40 yıldır müzikle yakından ilgileniyor, 30 yıldır aralıksız radyo programı yapıyorum. Yüzlerce farklı türde, on binlerce şarkı ve eser keşfettim. Müzikle yaşam yolculuğu, dil öğrenmek ve yeni yetenekler keşfetmek gibi insana mutluluk veriyor. Fakat öğrendiklerimiz okyanusta birer damla. Dünyanın her yerinde aynı anda yüzbinlerce sanatçı, yorumcu yeni ürünler ortaya koyuyor. Düşünün, müzik keşfetme platformu Shazam’da geçen ay tam 1 milyar kez arama yapmışız.
Önceki gün Barok dönemin büyük Alman bestecisi Johann Sebastian Bach’ın ölüm yıldönümüydü. Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen Bach’ın bazı yönlerini sanki yeni keşfediyoruz. 1992 yılında Hürriyet Gazetesi’nin radyosu Hür FM’i kurmak için bir grup arkadaşımla kolları sıvadığımızda çok ciddi yatırım yapmak zorunda kalmıştık.
ABD ve Japonya’dan Broadcast Electronics verici, Soundcraft ses masası, Technics pikaplar, Tascam makaralı teypler, iyi kalite CD ve DAT çalarlar getirtmiştik. Sistemlerin 365 gün 24 saat açık kalması ve performans kaybetmeden çalışması gerekiyordu. Geçmişte kaliteli ses almak ve dağıtmak hayli zahmetli ve pahalı bir işti. Son dönemde hayatımıza giren Dolby Atmos gibi teknolojileri deneyimlemek için ise donanımı güçlü olan sinema salonlarına gitmemiz gerekiyordu.
Bugün ise artık kulaklıklarımız, bilgisayar ve iPad’lerimizde bu deneyimi elde edebiliyoruz. Bu teknolojik dönüşüm gerçekten devrim niteliğinde. Müzikler, adeta başımızın çevresinde hareket ediyor. Geçen hafta katıldığım bir etkinlikte Apple’ın “uzamsal ses” teknolojilerinin son kullanıcılara neler vadettiğini bir kez daha topluca görme fırsatım oldu. Ben bunları zaten Airpods Pro ve Airpods Max ile günlük hayatta deneyimliyorum.
Bununla birlikte Siri, Shazam, Car Play gibi teknolojilerin çok başarılı şekilde entegre olması müziği her yerde ve her ortamda en üst kalitede dinlememize imkân veriyor. Taşınabilir bluetooth hoparlör de bu gelişime katkı veriyor. Örneğin Apple Music üzerinden 90 milyondan fazla müzik eserine saniyeler içinde ulaşmak gerçekten olağanüstü bir deneyim. Yapay zekâ ile ilgili öyle örnekler var ki neredeyse “bizi bizden iyi tanıyor”.
Dinleme alışkanlıklarımızı not ediyor, sevdiklerimizi arka planda bir veri olarak tutuyor ve bunu işliyor. Yukarıda sözünü ettiğim müzik okyanusundan beğeneceklerimizi önümüze seriyor. Geçmişte bunu doğal yollarla yapıyor olsaydık, binlerce plak dükkânını gezmemiz, yüzlerce konser izlememiz, on binlerce sayfa müzik dergisi okumamız gerekirdi.
Geçmişte müziğin aslına uygunluk durumunu HiFi (High Fidelity- Yüksek Sadakat) kavramıyla ifade ediyorduk. Apple bugün Lossless Audio ALAC (Kayıpsız Ses) formatıyla çıtayı çok farklı bir yere taşıdı. Anneannemin İngiltere’den gelen Garrard pikabından bu yana denemediğim teknoloji kalmadı, değişmeyen tek şey müziğin hayatımdaki yeri…
İLHAN İREM’E SAYGI
Müziğimizde yeri doldurulamayacak çok değerli sanatçımız, İlhan İrem’i kaybettik. İrem, Türk popunda, ayrılık, kavuşma umudu ve hüzün temalarını en güzel işleyen yorumculardan biriydi. Ayrı bir yazıyla merhum İlhan İrem’i ve müzik evrenimize kattıklarını anlatacağım. Kendisini bugün son yolculuğuna uğurlayacağız. Allah rahmet eylesin, ailesine sabırlar dilerim. Başımız sağ olsun.