Türk-Yunan ilişkilerini uzun süredir yakından takip ediyorum. Bugüne dek birçok Yunan lideriyle görüşme fırsatım oldu.
Önceki Yunan başbakanları Kostas Karamanlis, Aleksis Çipras ve dönemin Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni ile röportaj yaptım.
Farklı toplantılar için sayısız kez Yunanistan’ı ziyaret ettim, konferanslarda konuşmalar yaptım. Karşılaştığım Yunan vatandaşlarından hiçbir zaman Türkiye ve Türkler hakkında olumsuz bir söz duymadım. Tam tersine İstanbul’dan geldiğimi duyduklarında daima büyük sempati ve ilgi gösterdiler. Zaten bu olumlu havayı iki ülke arasındaki kültür ve turizm faaliyetlerinde hissedebiliyoruz.
Yunan sanatçı dostlarım, Alkistis Protopsalti, George Perris, Mario Frangoulis ve Evanthia Rebustika müzikal etkinlikler için buraya sık geliyor. Hatta dün Instagram’da sohbet ettiğim Perris yeni Atlas Sineması’nın görüntülerini çok beğendiğini söyledi ve “Umarım orada bir konser vermemiz mümkün olur” diyerek düşüncesini paylaştı.
Bizi yakınlaştıran o kadar çok şey var ki, duygularımız, alışkanlıklarımız, geleneklerimiz benzer. Ege adalarına giden her Türk ziyaretçi olumlu izlenimlerle dönüyor. Son dönemde ikili ticarette de yukarı yönlü bir gelişme yaşanıyordu. Pandemi öncesine kadar Türk Hava Yolları (THY) filosundaki yabancı pilotlar arasında sayıca en fazla olanlar arasında Yunan kaptanlar bulunuyordu.
AB ülkesi olması, Türkiye’ye yakınlığı gibi faktörler nedeniyle pek çok Türk iş insanı da yatırım için bu ülkeyi seçiyordu.
İki halkın ne kadar yakınlaştığını gösteren listeyi uzatmak mümkün. Deprem ve afetlerde birbirimizin yardımına koşuyoruz. Çünkü komşuyuz. Gelin görün ki siyasi ilişkiler bir türlü rayına oturmuyor.
Kamuoyunu yönlendirme gücü olan kanaat önderleri yapıcı bir tutum izlemek yerine yangına körükle gidiyor. Komplo teorisyenleri Selanik ve Atina’ya kaç saatte girilebileceğini hesaplıyor. Yunan tarafında da akla hayale gelmeyecek senaryolar yazarak Türkiye’yi “en büyük düşman” gibi gösterenlerin sayısı az değil.
Bu gidişatın yanlış ve tehlikeli olduğunu her fırsatta dile getiriyorum.
Yunanistan’daki Skai Televizyonu ve saygın Kathimerini Gazetesi, Türk- Yunan ilişkilerine dair değerlendirmelerimi pazar günü haber olarak yayımladı.
Özellikle ABD’nin bölgedeki sorunlara objektif yaklaşamadığını, Atina’nın da Türkiye’nin dış politikada yaşadığı sorunları maksimalist bir tutumla fırsata dönüştürmek istediğini anlattım. Manolis Kostidis imzalı gazete haberinde İstanbul Rum Patrikhanesi ve Patrik Bartholomeos’un yapıcı katkılarına işaret ettiğim bölüm de yer aldı. Coğrafya ve tarih bizi bir arada barış içinde yaşamaya teşvik ediyor. Gerginlik ve yüksek tansiyondan bıktık usandık.
İşbirliği ve ortaklığın bu kadar yolu varken iki ülkenin çatışmaya sürüklenmesi tarihin en büyük hatalarından biri olur.
Böyle bir ihtimalin hiçbir zaman söz konusu olmayacağını umuyorum.