Bir şans daha

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ortaklık çökerse bundan her iki taraf da zarar görecek. Aklı başında herkes durumun farkında.

O nedenle ilişkileri bugünkü düşük seviyelerinden yukarı çıkarmak için yoğun gayret var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da samimiyetle bunu istiyor.

Cumhuriyet tarihinde Türkiye’nin AB üyeliğine en çok inanan ve bu konuda ciddi reformlar yapan liderlerden biri Erdoğan’dır. Bugün “tek adam” eleştirisi getirenler Erdoğan’ın 2002-2006 döneminde nasıl büyük bir seferberlik ilan ettiğini ve AB ile Türkiye’yi yakınlaştırdığını unutuyorlar. O dönemde Türkiye demokratikleşme ve insan hakları alanında çok yol almıştı.

Avrupa, Türkiye’ye doğru bir adım attığında Türkiye üç adım atıyor. Tarih bunun örnekleriyle dolu.

İlişkilerin şimdiki kötü durumunda Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy gibi liderlerin sorumluluğu var. Merkel, Türkiye’nin reform üstüne reform yaptığı dönemde “Tam üye olamazsınız, size imtiyazlı ortaklık verelim” demişti.

Türkiye 60 yıldır AB kapısında oyalandı, gelişmişlik seviyesi Türkiye ile mukayese edilemeyecek Balkan ülkeleri bile 2025 yılında birliğe katılacak.

★

Erdoğan, karşılıklı bağımlılık gerçeğiyle rasyonel biçimde yola devam etmek istiyor. Heyecanı büyük ölçüde kaybolmuş Türk vatandaşlarında da bu irade var. İnsanlar artık AB’nin dürüst davranmasını bekliyor.

Cumhurbaşkanı’nın son dönemde Polonya, Yunanistan, Almanya, Sırbistan ve İtalya ziyaretlerini takip ettim. Erdoğan gittiği başkentlerde hep olumlu mesaj verdi ve AB’yi samimi olmaya çağırdı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Ömer Çelik Avrupalı muhataplarıyla yoğun bir temas trafiği yürütüyor.

26 Mart’ta da Erdoğan, Bulgaristan’ın Varna şehrinde Avrupalı liderlerle bir araya gelecek.

İtalya, İngiltere, İspanya, Polonya ve İsveç gibi ülkeler Türkiye’nin stratejik olarak vazgeçilemeyecek bir ülke olduğu kanaatinde.

Yaşanan bütün olumsuz gelişmelere rağmen Almanya, Avusturya ve Hollanda ile de yeni bir sayfa açmak mümkün.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Koçyas geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ülkesiyle sorunları ancak Erdoğan’ın çözebileceğini söylemişti.

Getirdikleri her türlü eleştiriye rağmen Avrupa’nın birçok ülkesinde Erdoğan’la ilgili böyle bir yaklaşımın canlanmakta olduğunu söyleyebilirim.