Bodrum dünyada 1 numara olabilir

Sürdürülebilirlik, verimlilik ve kaynakların doğru kullanımı başlıklarını Türk turizminin ev ödevi olarak görüyorum. Avrupa’nın en fazla turist çeken beş ülkesinden biriyiz. Ya buradan yukarı çıkıp Fransa ve İspanya’yı zorlayacağız ya da olduğumuz yerde sayacağız. Müthiş bölgelere sahibiz, hepsinin ayrı bir değeri var. Fakat bir turizm kitabı yazıyor olsaydık “Bodrum” giriş ve sonuç bölümlerini oluştururdu. Bodrum bence dünyanın en iyi 10 tatil destinasyonundan biri.

12 ay yaşama elverişli iklimi, geçmişin izleri, enfes koyları ve denizi başta olmak üzere birçok yönüyle başlı başına bir marka. Bu kadar önemli özelliklerine rağmen “Hak ettiği yerde mi, dünyada iyi konumlanabildi mi? Bence hayır” İspanya, Fransa ve İtalya’nın daha az özellikli bölgeleri iyice öne çıkıyor ve Bodrum giderek bozuluyorsa şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerek.

Tarihî ve doğal dokuya bu kadar kötü davranarak turizmi nasıl sürdürebileceğiz bilemiyorum. Bodrum devasa bir şehir görünümünde. Dünyanın hiçbir ülkesi dünya güzeli bir destinasyonunun beton bloklarla kuşatılmasına izin vermez. Yılda 1.5 milyon Türk vatandaşının ziyaret ettiği burnumuzun dibindeki Yunan adaları neden bu kadar ilgi görüyor? Uygun şekilde sahip çıkıldığı ve otantik yapı korunduğu için.

BUTİK TESİSLER ÖNEMLİ

Turizm ekosisteminde ören yerleri, müzeler, resort oteller ile birlikte küçük ve butik işletmelerin önemli olduğuna inanıyorum. Avrupa’da son dönemde karşıma çıkan butik otellerin ülke ekonomisine ciddi değer artışı sağladığına tanıklık ettim. Turizm politikaları güncellenirken dev zincirler kadar onların da sesine kulak verilmeli. Yüksek gelir grubundan Amerikalı, İngiliz ve Almanların tercih ettiği, Türkiye’nin ödüllü mekânlarından Mivara Luxury Otel Genel Müdürü Mete Üsküdarlı ile bu başlıkları konuştum. Özetle şunları söyledi:

• Bodrumun yolları büyük sorun. Her yaz sezonunda mayıs sonunda biten inşaat yasağının ardından kamyon ve mikserler alt yapıyı tahrip ediyor.
• Sağlık kuruluşları yetersiz. Yeni yapılan hastane henüz açılmadı. Mevcut yatak sayısı, talebi karşılamıyor.
• Tatilcilerin gelmesi ile beraber sık sık yaşanan elektrik ve su kesintileri tesisleri çok zorluyor.
• Bodrum’un simgelerinden biri olan tarihî barlar sokağının artık imitasyoncu, replikacıların cirit attığı bir yer hâline gelmesi ve hanutçu mantığında yoldan geçen tüm turistleri zorla dükkânlarına çekmek istemeleri.
• Doğaya olan saygınlığımızı kaybetmemiz üzücü. Son yıllarda kontrolsüzce artan konut uygulamaları ile kaçak yapılaşmanın artması, Bodrum’un simgesi hâline gelen beyaz evlerin yerini farklı renk tonlarının (siyah, kahverengi ve gri) alması.
• Kanaatimce Bodrum’un artık imara kapatılması gerekiyor, çok geç kalındı. Hâl böyle olunca çevre ve deniz kirliliği giderek artıyor. Bodrum başta tarihi ve kültür varlıklarıyla çok ama çok özel bir bölge olup, mikro iklimi sayesinde dünyanın sayılı oksijen depolarından biri. Bunu korumamız ve gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. Mete Üsküdarlı’nın tespitlerine bütünüyle katılıyorum. Yaşamakta olduğumuz bunca olumsuzluğa rağmen Bodrum hâlâ Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonu. Hataları tekrarlamaz ve ciddi bir planlamayla yolumuza devam edersek Bodrum’un yıldızı yükselecek. Türkiye daha çok kazanacak.