Avrupa’nın, insan haklarını en ağır şekilde ihlal eden eli kanlı diktatörler konusundaki ikiyüzlü tavrı, artık utanç verici seviyeye ulaştı. Avrupalılar bunun en somut örneğini Mısır konusunda gösteriyor. Kendisini 2030’lu yıllara kadar başkan ilan eden Mısır Devlet Başkanı El Sisi’nin ülkesinde kısa süre önce 9 genç idam edildi. Bu idamlar süregelen zincirin bir parçası.
Cezaevlerinde bulunan yüzlerce siyasi mahkûmu da aynı kader bekliyor olabilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D ve CNN Türk’ten ortak yayınlanan programda bu zalimce uygulamaları devam ettirdiği ve mahkûmları serbest bırakmadığı sürece Sisi ile görüşmeyeceğini söylemişti. Erdoğan, önemli Avrupa liderleri arasında bu ilkeli tutumu koyan tek isim. İdam ve tutuklama kararlarında imzası olan Sisi önce Fransa’da, ardından da Berlin’de kırmızı halılarla karşılanmıştı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron daha fazla ihale alabilmek ve Arap ülkelerini Mısır üzerinden kontrol edebilmek için en ağır insan hakları ihlallerini hiçe saydılar. İki gün önce Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde Arap Birliği ve Avrupa Birliği zirvesi düzenlendi. Merkel burada da başroldeydi. Alman Başbakan, İngiltere’nin Brexit karmaşası yaşadığı şu dönemde, Avrupa’nın adı konulmamış lideri gibi davranıyor.
Bunu yaparken de Avrupa’nın her türlü hukuk ve demokrasiye saygı değerleri ayaklar altına alınıyor. Almanya ve Fransa bu ayıpta yalnız değil. Her yıl dünya ülkeleri için insan hakları karnesi yayınlayan ABD, eli kanlı diktatörlerin daima en büyük destekçisi durumunda. Zira ABD’nin mali ve askerî desteği olmasaydı bugün Sisi ve benzerleri iktidarda olamazdı. Şimdi öyle ikiyüzlü bir durum var ki, Kaşıkçı cinayetini gerçekleştirenlerle kol kola giriyor, bir yandan da Sisi’ye kırmızı halı seriyorlar. Ancak Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu istedikleri gibi seçim yapmadı diye darbeyle indirmeye kalkıyorlar.
Batı, samimi olarak Ortadoğu sorunlarına çözüm bulmak isteseydi din ve mezhep savaşını körükleyecek politikalardan uzak durur, darbeciler ve diktatörlerle işbirliği yapmazdı. ABD ve Avrupa ülkelerinin çoğunun amacı yeniden şekillenen Ortadoğu coğrafyasından pay kapmak, mevcut çatışmalardan da rant elde etmeye çalışmak. Bunun için her yolu deniyorlar. Aynı taktikleri 100 yıl boyunca Afrika’da da uyguladılar. Koskoca kıta, açlığa ve yoksulluğa mahkûm oldu. Gerçekleri görmezden gelip Ortadoğu’nun eli kanlı diktatörleriyle bu kadar sıkı fıkı olanlar Avrupa tarihine kara leke olarak geçecek.