Dünya, savaşlar, çatışmalar ve küresel düzeydeki adaletsizlikler karşısında muazzam bir vurdumduymazlık ve hatta iki yüzlülük içinde. Şiddet veya acı dalgası kapılarını çalmadan kimse yerinden kıpırdamıyor.
2019’da, bir teknenin batması sonucu boğulan Suriyeli Aylan bebek olayını hatırlayın. Uluslararası basının gündemine düşen o trajik fotoğrafın ardından -dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel başta olmak üzere- bazı liderler büyük büyük laflar etmiş ve bu gidişe son verecekleri gibi şeyler söylemişlerdi! Ne oldu? Bu haberlerin gündemde kalması iki gün bile sürmedi. Söylenenler unutuldu, verilen sözlerin neredeyse hiçbiri tutulmadı. Oysa ne çok şey yapılabilirdi, harekete geçilebilseydi insanların hayatı kurtulabilirdi. Bunun başarılamadığı ortamlarda insani yardım, destek operasyonları organize edilebilirdi. Küresel sistemin dar kalıplarında bazen sıkışıklıklar umutları tüketiyor. Devletlerin, hükümet ve liderler düzeyinde katkı veremediği o noktalarda bireyler ve sivil toplum hareket geçebilmeli.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, çok uzun yıllardır dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan afetler, felaketler ve hatta çatışmalar sonrasında yaraların sarılması için yardım çalışmalarını örgütlüyor, bireysel girişimlerde bulunuyor. Geçmişte yine Gazze’de sivillerin yaşadığı dramda harekete geçmiş ve sivil toplumun yardımları koordine etmesine destek olmuştu.
Ünlü Türk ozanı Nazım Hikmet’in “Şeker bile yiyemez ki kâğıt gibi yanan çocuk” şiirini hatırlatmıştı. Emine Erdoğan, 14 yıl önce yabancı lider eşleriyle birlikte İstanbul’da düzenlenen “Filistin’de Barış İçin Kadınlar” toplantısında kalıcı barış mesajı vermişti. Girişimleri bugün de anlamını ve değerini koruyor.
Emine Erdoğan, “Gazze’de uçurtmalar uçmalı, bombalar değil! Çocuk sesleri yükselmeli, acı çığlıklar değil! Gökyüzünü bulutlar kaplamalı, dumanlar değil” sözleriyle barış çağrısını yine dile getirdi. Gazze’ye insani geçiş koridorlarının açılması çağrısını yineledi. Çocukların kaybını masumiyetin ölümü olarak nitelendiren Emine Erdoğan, “Burada siyasi kimlikle değil, anne olarak acımı dile getiriyorum. Yüreğimdeki sızıyı ifade edecek kelime bulamıyorum” diyerek açıklamalarını sürdürdü.
Yıllarca Filistin konusunun insani boyutta savunucusu olan Emine Erdoğan, first lady diplomasisini geçmişten bugüne aralıksız sürdürdü. Emine Erdoğan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte 2005’te Kudüs’ü ziyaret etti. 10 Ocak 2009’da “Uzat elini ey insanlık” diyerek dünya liderlerinin eşleriyle barış çağrısında bulunmuştu. 15 Temmuz 2010’da Filistinli iş kadınları ile görüştü. 29 Aralık 2012’de Filistin’de dünya gündemine oturan cesur kız Ahed Tamimi ile sohbet etti. Emine Erdoğan 16 Ekim 2021’de “Hepimiz Meryemiz Platformu Kudüs’ün Meryemleri” programını düzenledi. Ardından Filistin Gençlik Orkestrası’nı Türkiye’ye davet etti ve 18 Temmuz 2022’de birlikte yemek yediler. Orada da dünyaya barış ve işbirliği mesajları verdi.
İçinden geçtiğimiz süreçte liderler çıkar eksenli bir savrulma ve kutuplaşmayla dünyayı bir kez daha felakete sürüklüyor. Önde gelen ülkelerin lider eşleri keşke Emine Erdoğan gibi seslerini yükseltse ve hiç değilse masum sivillerin ölümlerinin durması için çaba gösterse. Emine Erdoğan’ın birey ve anne olarak ortaya koyduğu duyarlılığın uluslararası boyutta, sivil toplum küresel düzeyinde paylaşılmasını, yaygınlaşmasını diliyorum.