Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen güdümlü füze saldırısı sonucu öldürüldü. Haniye, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın resmen göreve başlaması için düzenlenen törene katılmak üzere Tahran’da bulunuyordu. İsrail’in Lübnan’a düzenlediği saldırıda ise Hizbullah’ın önde gelen bir başka lideri Fuad Şükür (El Hac Muhsin) öldürüldü. Haniye’nin ailesi 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından hedef alınıyordu. Oğulları ve beraberindeki torunları İsraillilerce öldürüldü. Haniye örgütün askeri kanadının liderleri gibi saklanarak yaşayan bir isim değildi. İran’da öldürmek ise İsrail’in kolunun nerelere ulaşabileceğini ve kimsenin güvende olmadığını gösteren bir mesaj oldu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce hedefe koyduğu etkili isimleri ortadan kaldırmış olmasını kendisi açısından bir zafer olarak konumlandırmaya çalışacak. Nitekim kısa süre önce Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nde yaptığı ve sürekli alkışlarla kesilen konuşmasında bu yolda ilerleyeceğini ortaya koymuştu. İsrail’in operasyonlarında ABD’nin siyasi desteği tamdı. “Teknik veya istihbarat desteği vermiş midir?” şu anda bunu bilmiyoruz ancak ABD İsrail’in güvenliği konusunu uluslararası düzeyde bir numaralı öncelik olarak tutmaya devam ediyor. Hamas, Batı’daki ülkelerin çoğunda terör örgütü olarak görülüyor ve faaliyetlerine izin verilmiyordu. NATO ittifakı ve diğer birçok bağlantıdan ötürü Batı ittifakının içinde bulunan Türkiye ise Hamas’ı terör örgütü olarak tanımlamıyor, Filistin davasının meşru örgütlerinden biri olarak görüyor.
İsmail Haniye birçok defa Türkiye’ye geldi ve bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerde bulundu. Tahran’da hedef alınmadan önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da bulunduğu birçok ülkenin bakanı ile bir araya gelmişti. Bu suikastın sonucunda Hamas’ın geleceğinin nasıl etkileneceği, Filistin’in El Fetih gibi diğer yapılarıyla güç mücadelesinde kimlerin öne çıkacağı gibi yanıt bekleyen sorular var. Diğer taraftan Hamas’ın askeri kanadının bu saldırıya nasıl bir karşılık vereceği de önemli. Olayın çok önemli boyutlarından biri de İran’ın ne yapacağı. İsrail şimdiye kadar defalarca İran topraklarında eylemler gerçekleştirdi. İran’ın önde gelen isimlerini veya İran ile ilişkili profilleri öldürdü. Tahran kendi topraklarında bir kez daha bu nitelikteki bir operasyonun önüne geçememiş oldu. Olayın çok ilginç başka boyutları da var. Ortadoğu’daki bazı ülkelerin yönetimleri de ideolojik olarak rakip gördükleri Hamas liderinin ortadan kaldırılmasından memnun olabilir. Hamas ve Hizbullah’ın kritik isimlerine yönelik operasyonlar sonrasında savaşın Lübnan’ı da içine alacak şekilde genişlediği kesin. Önümüzdeki süreçte Hizbullah’ın olası misillemeleriyle Güney Lübnan ve İsrail arasında füzeler ateşlenmeye devam edecek. Hizbullah’ın elinde çeşitli tiplerde yaklaşık 150 bin füze olduğu biliniyor. Türkiye saldırıya sert tepki gösteren ülkelerin başında geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert bir açıklama yaptı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da öyle. Batılı ülkeler genel olarak gelişmeyi sessizce izlese de büyük başkentlerde gelişmelerin daha kötüye gitmesi endişesi hakim. Rusya Dışişleri Bakanlığı da olayın kabul edilemez olduğunu, Ortadoğu’daki durumu daha da kötüleştireceği açıklamasını yaptı.