İhtiyacımız olan şey işbirliği ve ortaklık

Türkiye ile Yunanistan arasında çeşitli anlaşmazlık konuları zaman zaman ilişkilerde tansiyonun yükselmesine neden oluyor. Ancak tansiyon düştüğünde görüyoruz ki aslında hiçbir mesele çözülemez nitelikte değil. Nitekim son iki sene içinde özellikle Doğu Akdeniz’deki gerginlik ve iki ülke lideri arasındaki sert mesaj trafiği bir süre sonra karşılıklı jestlerle normalleşme eğilimine girdi. Vilnius’taki NATO zirvesinde Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir araya gelmesi havayı iyice yumuşattı. Ben bu olumlu havanın eylül ayı ortasında New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da tekrarlanacağını tahmin ediyorum. İletişim Başkanlığı da Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ekim ayında Selanik’te toplanması için hazırlıkların devam ettiğini duyurmuştu. O tarihe kadar da Kıbrıs’ta Türk tarafı ile Birleşmiş Milletler unsurları arasındaki gerginliğin daha fazla tırmanmayacağını umuyorum. İbn-i Haldun ve Ahmet Hamdi Tanpınar’a atfedilen “coğrafya kaderdir” ifadesi Türk-Yunan ilişkilerinin geleceğini de bana kalırsa iyi tarif ediyor. Komşuluk, bize ortak bir tarihi geçmişi miras bıraktı. Yaşanan anlaşmazlıkların bir kısmı bu tarihten kaynaklanıyor olsa da, geleceği birlikte inşa etmek gibi bir fırsat var önümüzde. Daha önce pek çok kez dile getirdiğim gibi Türkler ve Yunanların ortak yanları ve benzerlikleri birbirini ayıran şeylerden daha fazla. En sıkıntılı dönemlerde bile iki halkın ve aklı başında kanaat önderlerinin sağduyulu tavrı âdeta bir güvence oluyor. Karşı karşıya bulunduğumuz depremler ve orman yangınları gibi afetler, birlikte çalışmanın, yardımlaşmanın önemini ortaya koyuyor. 6 Şubat depremi ve daha önceki trajediler, kötü zamanlarda ilk yardıma koşanların komşumuz olduğunu gösterdi. Türkiye de Yunan adalarını kasıp kavuran orman yangınlarına müdahale ekipleri oluşturdu. Ben bu alanlardaki yardımlaşma ve iş birliğinin önümüzdeki süreçte kurumsallaşarak devam etmesi için ortak mekanizmalar ve teşkilatlar kurulmasının yararlı olacağına inanıyorum. Somut bir öneri getirmek istiyorum: Yangın söndürme uçaklarımızı, deniz ambulanslarımızı, arama kurtarma ekiplerimizi, araç ve gereçleri birlikte kullanalım. Hatta gerektiğinde kullanılmak üzere bir havuz ve fon oluşturalım.

KÜLTÜREL YAKINLIK

Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosu Georgia Soultanopoulou iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesi için şu ana kadar önemli faaliyetlere imza attı. Etkinliklerin bir bölümü Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Barok mimarinin en güzel örneklerinden tarihi Şişmanoğlu Binası’nda (Sismanoglio Megaro) gerçekleştirildi. Türkiye’deki görevine kısa bir süre önce başlayan Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu Basın Ataşesi Yorgos Mamalos ile bir sohbet toplantısı gerçekleştirdim. Mamalos, entelektüel birikimi çok yüksek bir isim. İtalya’da Floransa Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun. Yüksek lisansını Atina Panteion Üniversitesi’nde tamamlamış. Doktora çalışmasını ise yine Atina’da bu kez Kapodistrian Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yapmış. 1918-1972 yılları arasında Ekümenik Patrikhane’nin uluslararası faaliyet ve etkileri üzerine bir özel çalışma gerçekleştirmiş. Mamalos ile yakın dönemde yapılan önemli projeleri ve iki ülke arasındaki yakınlaşmayı güçlendirmek için daha başka neler yapılabileceğini konuştuk.