Giriş
Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Asya’dan Amerika kıtasına kadar ülkeler çapsız ve vizyonsuz liderlerin başarısız kararlarıyla oradan oraya savruluyor. Temel hiçbir meseleye çözüm bulamıyorlar. Ekonomik sorunlara çare üretemiyorlar. Adil değiller ve çok sık yalan söylüyorlar. İki lider var ki alışılmış kalıpların ötesinde beceriyle ülkelerini yönetiyor. Üstelik ikisi de kadın.
Biri Almanya Şansölyesi Angela Merkel, diğeri Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern. Pasifik’teki Yeni Zelanda, küçük ancak refah düzeyi oldukça yüksek bir ülke, sorunlu komşularla çevrili değil. Nüfusun önemli bölümü iyi eğitimli. Böyle bir yeri yönetmek kolay diye düşünülebilir. Liderlik becerisi ve kapasitesi, ülkelerin büyüklüklerinden bağımsız olarak ortaya çıkan bir özellik.
Jacinda Ardern Yeni Zelanda’nın değil İngiltere’nin başında olsa aynı sonucu ortaya koyabilirdi diye düşünüyorum. Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde kısa süre önce camide ibadet eden Müslümanları hedef alan vahim terör saldırısı yaşanmıştı. Jacinda Ardern bu travmatik olayı büyük bir devletin karizmatik lideri gibi yönetti. Popülist rüzgarlara kapılmadı.
Uygulayacağı yanlış politikalarla nefretin büyümesine, öfke dalgasının kabarmasına neden olabilirdi. “Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız” diyerek Müslümanları kucakladı, sadece saldırganlarla değil savundukları ırkçı ideolojilerle mücadele etmek de için önemli adımlar attı. Ateşli silahların kullanımına net sınırlamalar getirdi.
Merkel’in farkı
Angela Merkel uzun süredir Almanya’nın başbakanı. Bugüne kadar ekonomik ve siyasi birçok krizi soğukkanlılıkla yönetti. Sadece kendisini destekleyen kesimler açısından değil karşıtlarının bile saygı duyduğu isim haline geldi. En zor konulara akılcı yaklaşım getirmesi, başarılı ekonomi yönetimi ve Almanya’yı küresel çalkantılardan yara almadan ayakta tutabilmesi en dikkat çekici yönleri oldu.
Merkel’in idaresindeki Almanya, her alanda marka olmuş şirketleri, bütçe fazlası veren, rekor ihracat yapan nitelikleriyle bugün Avrupa’nın en güçlü ülkesi durumunda. Merkel ve Ardern koronavirüsle mücadele konusunda da parmakla gösterilen bir sonuca imza attı. Cinsiyetçi genellemeler yapmaktan pek hoşlanmam ama kadınların siyasete girdiği ülkelerin çoğunda performans artışı görüyorum. Finlandiya ve Norveç’te de benzer durum söz konusu.
Anneler için fidan
İstanbul’daki tek kadın yerel yönetici olan Sancaktepe Belediye Başkanı Avukat Şeyma Döğücü, sağlık çalışanı anneler için çok güzel bir girişimde bulundu. Prof. Dr. İlhank Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev alan 400 sağlık çalışanı annenin adına, yapımı devam etmekte olan sahra hastanesi bölgesine fidanlar diktirdi.
Bu arada Başkan Şeyma Döğücü’nün bölgesi Sancaktepe’de yapımı devam eden bin yataklı hastanenin mayıs sonunda tamamlanarak devreye girmesi planlanıyor. Sadece koronavirüs sürecinde değil önümüzdeki zamanlarda çıkabilecek başka yaygın hastalıkların tedavisinde de İstanbul çok hayati bir tesise kavuşmuş olacak.
