İngiltere tarihinde görülmemiş derecede yüksek sıcaklıklar altında Farnborough Havacılık Fuarı’nı takip etmeye devam ediyorum. Öyle ilginç bir durum var ki burada, sıcaktan evler, binalar alev alev yanıyor. İklim krizi kritik başlık olarak gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Diğer taraftan fuar ve havacılık gösterisinde yer almak Türkiye açısından da çok önemli. Zira İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve ABD gibi ülkelerin 150 yıldır ulaştıkları seviyeyi biz uzun bir bekleme ve izleme döneminin ardından yakalamaya çalışıyoruz.
Az sayıdaki Türk şirketi, geçmiş yıllarda bu tip etkinliklere avuç içine sığacak kadar maketlerle gelirlerdi. Bugün ise uçan veya uçmaya hazırlanan hava platformları ve karmaşık elektronik sistemlerini getiriyorlar. Benim özellikle dikkat çekmek istediğim bir husus var; giderek çok daha fazla yüksek eğitimli kadını büyük projelerin başında görüyorum. TUSAŞ bu alanda Türkiye’nin öncü kuruluşlarından biri olmuş. 1838 kadın çalışanı istihdam ediyor, bunların 98’i yönetici seviyesinde.
Farnborough’ya gelen kadın mühendis yöneticilerle sohbet ettim. Bilgi seviyeleri, tecrübeleri ve vizyonları gerçekten etkileyici. Millî Muharip Uçak’tan Airbus programlarına kadar dev ölçekli projelerde çok kritik roller üstleniyorlar. Küresel havacılık alanındaki en son gelişmeleri yakından takip ediyor ve gerçekten çok çalışıyorlar.
BİTMEYEN ÖNYARGILAR
Türkiye’nin neredeyse 70 yıl içine kapanmış olması başka ülkelerin bize bakışını da etkilemiş. Hâlâ ağır bir önyargı var. TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Cihad Vardan’ın katıldığı uluslararası basın buluşmasında da bunu hissettim. Temel Bey, somut veriler ve örneklere dayalı bilgileri paylaşırken bile bazı gazetecilerden “İyi ama bu işler için kaynağı nereden bulacaksınız?” veya “Motor temin edebileceğinizden emin misiniz?” gibi sualler geldi.
Temel Bey gayet sakin ve güler yüzlü bir ifadeyle “İlk etapta kullanacağımız motorlar hazır, ayrıca Türkiye motor yetkinliğinde millî kuruluşlarıyla tahmin ettiğinizden daha iyi bir seviyeye yaklaştı. Diğer taraftan genç mühendislerimize ciddi yatırım yapıyoruz ve onlara çok güveniyoruz” yanıtını verdi. Aslında bu önyargı sivil havacılık alanında Türk Hava Yolları için de dillendiriliyordu. Fakat THY son 20-30 yıldaki atılımlarıyla bugün küresel düzeyde oyun kuranlar arasına girdi.
Türk savunma sanayisinin de önce bölgesinde sonra küresel sistemde dikkat çeken bir aktör olması imkânsız değil. Nitekim Türk şirketi Baykar’ın İHA ve SİHA sistemlerinin gerçek muharebe koşullarında gösterdiği performans savunma uzmanlarının en fazla ele aldıkları başlıklar arasına girdi. TUSAŞ’ın çeşitli segmentlerdeki SİHA’ları, AKSUNGUR ve ANKA, Türkiye’de emniyet güçleri ve TSK’nın ihtiyaçlarına yanıt vermesinin yanında ihracat kapasiteleriyle de seçenekler arasında yer alıyor.
18 MART 2023’E DİKKAT
Prof. Dr. Temel Kotil, basın toplantısında Hürjet’in 18 Mart 2023’te kesin olarak uçacağını, Millî Muharip Uçak TFX (MMU) jetinin de hangardan çıkacağını anlattı. İlk etapta MMU’da General Electric yapımı GE F-1 10 kodlu motor kullanılacak. Türk mühendislerin, mevcut F-16’dan da aşina oldukları bu motor belli bir sürecin sonunda Türkiye’nin özgün jet moturuna yerini terk edecek.
MMU 2028’den itibaren teslime hazır hâle gelecek ve muhtemelen 2029-2030’da Türk Hava Kuvvetleri envanterinde faaliyete başlayacak. Hürjet’te ise ilk etapta General Electric’in F404 motoru görev yapacak. Çok amaçlı yerli helikopter Gökbey de yakında Türkiye’de geliştirilen motoru kullanmaya başlayacak ve ardından teslimat fazına geçilecek. TUSAŞ uluslararası işbirliklerinden önemli bir gelir ve prestij elde ediyor.
Airbus ve Boeing’e çok kritik parçaları üretmek müthiş bir yetenek kazandırmış. Teknisyenler ve mühendislerle konuşmalarımda bunu gördüm. TUSAŞ ve diğer havacılık kuruluşlarının belli alanlarda hızlı yol almalarında ASELSAN’ın son dönemde geliştirdiği aviyoniklerin ve yazılımların önemli katkısı var. Memnuniyetle gözlemlediğim gelişmelerden biri de Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki mükemmel seviyedeki iş birliği.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Londra hükümetinin tam siyasi desteğini alan bu süreç çok katmanlı olarak devam ediyor. İngiliz BAE Systems başta olmak üzere Birleşik Krallık’tan gelen uzmanlar Ankara’daki TUSAŞ merkezinde tasarım ve mühendislik dâhil bir dizi alanda bilgi ve tecrübe paylaşıyor.