Türkiye CovId-19 salgının yaşanmadığı zamanlarda milli gelirine oranla en fazla yardım yapan ülke durumundaydı. Her türlü güçlüğüne rağmen bu gelenek devam ediyor. Koronavirüs sürecinde de şimdiye kadar çeşitli ülkelere yardım ulaştırdı. Talepte bulunan kimse geri çevrilmedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. dr. Fahrettin Altun geçtiğimiz günlerde tam listeyi açıkladı.
İsrail ve Ermenistan dahil 60’a yakın noktaya uçaklarımız uçtu. Bazı malzemeler THY’nin kargo seferleriyle bazıları da Türk Hava Kuvvetleri tarafından gönderildi. “Türkiye’nin imkanları sınırlı, ekonomimiz Batılılar kadar güçlü değil, maske dağıtımı da gecikiyor, neden yardım gönderiyoruz” diye eleştiri getirenler oluyor. Ben aynı fikirde değilim. Türkiye gibi küresel sistemde iddialı bir ülkenin gerekiyorsa imkanlarını zorlayarak ihtiyaç duyanlara elini uzatmasını çok önemli görüyorum.
Sadece İtalya, İspanya gibi çok iyi ilişkilere sahip olduğumuz ülkelere değil, son dönemde ciddi sıkıntılar yaşadığımız ABD’ye hatta diplomatik ilişkilerimizin bulunmadığı Ermenistan ve inişli çıkışlı grafiğe sahip olduğumuz İsrail’e de yardım gönderilmesi doğru oldu. Hatta Cibuti’de mahsur kalan 3 Yunan denizcinin Türkiye’ye getirilip, buradan da ülkelerine gönderilmesine sevindim.
Politik tartışmalar ve çıkar çatışmaları olsa da zor zamanlarda sağlanan bu dayanışmanın halklar arasında iyi ilişkilerin kurulmasına katkı sağlayacağı görüşündeyim. Ayrıca bu girişimlerin Türkiye algısına ve markasına olumlu yansıdığına inanıyorum. Güçlü filo yapısıyla Türk Hava Yolları bu kriz öncesinde dünyanın en kritik bölgelerini birbirine bağlayan havayolu kuruluşlarından biriydi.
Örneğin Afrika’nın en ücra noktalarından Almanya ve İtalya’nın neredeyse her şehrine bağlantı veren, İsrail’i ve İran’ı dünyaya bağlayan müthiş bir ağı yönetiyordu. Kuzey Amerika’da çok sayıda noktaya uçuyordu. Koronavirüs nedeniyle yolculu uçuşların durduğu bu günlerde THY güçlü kargo filosuyla en kritik teçhizat ve malzemeleri önemli şehirlere ulaştırıyor. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı geçen yıl yaptığımız bir görüşmede kargoda çok iddialı büyüyeceklerinin altını çizmişti.
Aycı ve ekibinin bu alandaki vizyonunun ne kadar isabetli olduğu sıkıntılı günlerde daha iyi anlaşılıyor. Yolcu gelirlerinin sıfırlandığı bir ortamda kargo taşımacılığı çok sınırlı da olsa can suyu oluyor. THY bugün dünyada kargo filosu en büyük 6 şirket arasında. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda kısa aralıklarla kargo uçaklarımızı görmekten mutluluk duyuyorum. MNG ve diğer şirketler de taşımacılık seferberliğine katılıyor.
Bu krizin ekonomide birçok sektörde ağır yaralar açacağına kuşku yok ancak bazı alanlar var ki çok daha sert etkilenecekler. Bunların başında da havacılık geliyor. Normalleşme yaşandığında Türk Hava Yolları başta olmak üzere Türkiye’nin stratejik gücü niteliğindeki kuruluşlarımızın faaliyetlerine kaldıkları yerden devam edebilmesi çok önemli. Krizin boyutu ve etkileri ne olursa olsun bu şirketlerimize gözümüz gibi bakalım.