Bugünlerde kamuoyunun önüne yeni sıralamalar çıkıyor. Bunlardan birine BBC’de rastladım. “Good Country Index” adında bir sıralama yapılmış. Ülkelerle ilgili veriler de www.goodcountry.org isimli sitede yayınlanıyor.
Bu liste yapılırken daha yaşanır bir ülke ve dünya gibi ölçüler alınmış. Ülkelerin puanları da güvenlik, sağlık, çevre, dünya düzenine katkı, bilim, teknoloji, kültür, refah ve eşitlik gibi kriterlere göre sıralanmış.
Çevre kalitesine göre dünyanın en iyi durumda bulunan 10 ülkesi şunlar: Norveç, İsviçre, Portekiz, Slovenya, Kıbrıs Rum Kesimi, Finlandiya, İsveç, Almanya, Hırvatistan ve Slovakya.
Diğer bütün kriterlerin birlikte ele alındığı listede ise Türkiye 59’uncu görünüyor. Arnavutluk dışındaki Avrupa ülkelerinin tamamı Türkiye’nin önünde. Araştırma 153 ülkeyi kapsıyor.
Güney komşumuz Irak, listenin en dibine yerleşmiş. Yunanistan 42, Hindistan 44, Ermenistan 46, Sırbistan 50, Kenya 55’te. Yoğun çatışmaların yaşandığı Libya, Yemen, Gabon da sonlarda. Uluslararası ambargolarla karşı karşıya bulunan Venezuela ve İran da ilk yüz arasına girememiş.
Alt başlıklara baktığımızda Türkiye, bilim ve teknoloji alanında 54’üncü, kültürde 81’inci, uluslararası barış ve güvenlik alanında 94’üncü, dünya düzenine katkıda 37’inci, çevrenin korunmasında 70’inci, refah düzeyinde 53’üncü, sağlık ve mutlulukta ise 81’inci durumda.
Dünyanın en büyük ekonomileri, bir başka adıyla G-20 içinde bulunan Türkiye, neredeyse hiçbir kriterde ilk 50’de yer bulamıyor. Türkiye’nin dünya düzenine katkı alanında görece olarak iyi sırada çıkması da kapılarını mültecilere açması ve insani yardım konusunda büyük bütçe ayırmasıyla mümkün olmuş görünüyor. Bu tablonun geneli üzerine iyi düşünmeliyiz.
“Good Country” (İyi Ülke) başlıklı araştırma kriterleri ve anketlerin ne kadar sağlıklı olduğu vb. belki tartışılabilir; ancak diğer uluslararası çalışmalarda da ülkemizin pek iyi durumda çıkmadığını görüyoruz.
Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasında muazzam bir uçurum vardı. Son yıllarda başlayan kalkınma hamleleriyle epey yol aldık. Mega projelerle bazı alanlarda ciddi fark yarattık.
Ancak bundan sonra kalkınma ve gelişmeyi bir arada düşünüp, insan yaşamı endeksinde daha üst sıralara çıkacak adımlara ihtiyacımız var.
Çevre-doğa uyumu, yenilenebilir enerji, sağlık, şehirleşme, ulaşım, eğitim kalitesi, kadın-erkek eşitliği, çalışma ve tatil dengesi gibi konulara daha fazla konsantre olmamız gerek.