Kimse Türkiye’ye sırtını dönemez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemdeki Çin, Kazakistan, Pakistan, Hindistan, İran, Rusya ve Ortadoğu ülkeleri ziyaretleri nedeniyle Batı’daki bazı yayın organlarında “Türkiye yüzünü Avrasya’ya döndü” yorumları yapılıyor. Ankara’nın son dönemde Tahran, Moskova, Bağdat gibi başkentlerle yoğun işbirliğine gitmesi, örneğin dün de Batı’da dışlanan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun Türkiye’de ağırlanması bu algıyı güçlendiren faktörler olarak sıralanıyor.

Ben Türkiye’nin Avrupa ve ABD’ye sırtını dönüp bütünüyle Avrasya tercihi yaptığını düşünmüyorum. Türkiye bir anlamda zaten Avrasya gücü.

Dış politikamızın Batı boyutu hala önemli ancak bunu geliştirebilecek ortam bulmak hayli zorlaşmış durumda.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın işaret ettiği gibi Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerin resetlenmeye, adeta yeniden kurgulanmasına ihtiyaç var. Bugünkü durum sürdürülebilir değil.

AB’nin kimi ülkeleri Türkiye’yi tamamen dışlamış durumda. Bunun sonucunda diyalog ve istişare kanalları da zayıfladı.

Oysa Batı ile Avrasya arasındaki ilişkilerde Türkiye eskisine oranla çok daha hayati pozisyonda. Erdoğan da bu süreçlerde en fazla etkili olabilecek lider. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemdeki tıkanıklığa işaret ediyor ve reforme edilmemesi halinde BM’nin çalışamaz hale geleceğini söylüyor.

Ayrıca Suriye ve Irak’ta istikrar sağlanacaksa bu ancak Türkiye’nin aktif katkısı ile mümkün olur. Ortadoğu’ya kalıcı barış gelmeden Avrupa’da terörle mücadelede başarılı olmak da zor.

Türkiye bütün bu alanlarda yoğun çaba gösteriyor ve Batı’nın da kendisine el uzatmasını bekliyor. Ancak ben Türkiye’nin buradaki öneminin anlaşılmak istenmediğini görüyorum.

Hükümetin son dönemde Avrasya ile güçlü bağlar kurması Batı’nın dışlayıcı tutumundan kaynaklandı.

Washington ve Avrupa başkentlerinde bu körlüğün sürmesi Türkiye’nin daha fazla doğuya itilmesiyle sonuçlanacak. Bunun da Batı’nın stratejik tercihleriyle örtüşmediğini düşünüyorum.

★

Venezuela lideri Maduro Ankara’da yaptığı konuşmada “Bu dünya için mücadele edilmeli. O yüzden Türkiye’ye geldik, Türkiye’ye inanıyoruz, yeni bir gücün doğduğunu biliyoruz” dedi.

Geniş bir çerçeveden bakınca Moduro’nun haklılığı ortaya çıkıyor. Türkiye -bazı zorluklar yaşasa dadünyada hiç kimsenin sırtını dönemeyeceği önemli bir güçtür.