Türkiye’nin son yıllardaki dış politika açılımlarında iki cephede olumlu gelişmeler yaşandı. Birincisi Afrika, diğeri ise Latin Amerika. Sağlanan başarıda şu faktörlerin etkisi var:
1- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kesintisiz liderler diplomasisi ve ziyaretleri.
2- Türk büyükelçiliklerinin ve diplomatik temsilciliklerinin açılması.
3- Türk Hava Yolları’nın yoğun seferleri.
4- Türk dizilerinin oluşturduğu olumlu imaj. Türk Hava Yolları; Lufthansa, British Airways ve Air France gibi devleri geride bırakarak Afrika’ya en fazla transit yolcu taşıyan şirket durumuna geldi. Latin Amerika’da da benzer bir performans söz konusu.
THY; Mexico City, Buenos Aires, Panama City, Rio de Janeiro, Sao Paolo, Caracas, Havana gibi belli başlı bütün merkezlere uçuyor. Türkiye, bu coğrafyada sahip olduğu 17 büyükelçilikle en etkili diplomatik ağlardan birine sahip. El Salvador’un başkenti San Salvador’da açılacak büyükelçilikle birlikte 18’e yükselecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ay sonunda başlayacağı yeni Latin Amerika ziyaretinin güçlenen ilişkileri daha da pekiştireceğini düşünüyorum. Erdoğan’ın uzun mesafeli seyahati, -programında son anda değişiklik olmazsa- bölgenin üç yüksek potansiyelli ülkesi, Meksika, Venezuela ve Arjantin’i kapsayacak.
Dünyanın sırtını döndüğü hatta ABD’nin açıkça darbe girişimini desteklediği bir dönemde Türkiye hep Venezuela’nın yanında durdu. Erdoğan’ın ziyareti sırasında Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile 50’nin üzerinde iş birliği anlaşmasına imza atması bekleniyor. Erdoğan, Maduro’yu haziran ayında Ankara’da ağırlamıştı.
Türkiye’nin zor zamanlarında daima bu ülkenin yanında yer almasını, Venezuela halkının unutmayacağını düşünüyorum. Türkiye’nin uluslararası arenada baskıları göze alarak koruduğu bu ilkeli yaklaşımın, Caracas hükümeti tarafından da not edildiği kanaatindeyim. Erdoğan, Meksika’yı en son 2015’te, Arjantin’i ise 2018’de ziyaret etmişti.
TÜRK DİZİLERİ VE THY
Gençlik yıllarımda TRT’nin en popüler dizileri arasında Latin Amerika yapımları geliyordu. Bunlar âdeta bağımlılık yaratmıştı. Bugün ise tam tersi bir durum söz konusu. Türk dizileri ve televizyon programlarının bu ülkelerde büyük bir hayran kitlesi mevcut. Bana göre Türk dizileri ve Türk Hava Yolları en güçlü iki yumuşak gücümüz hâline geldi.
Bunu farklı coğrafyalara gerçekleştirdiğim ziyaretlerde de görüyorum. THY Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat geçen gün gerçekleştirdiğimiz sohbette Güney Amerika ülkelerine yönelik sürpriz bir tanıtım stratejisi üzerinde çalıştıklarını anlattı. Sözünü ettiğim bu iki unsur turizm alanında da ciddi bir canlanmanın kapısını araladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Güney Amerika’dan Türkiye’nin belli bölgelerine yoğun ilgi olduğundan bahsetmişti. Büyük oranda Katolik nüfusa sahip bu bölgenin insanları, Türkiye’deki dinî mekânları ziyaret etmeyi bir hac görevi olarak kabul ediyor.
İstanbul, Kapadokya ve Güneydoğu Anadolu çok beğendikleri yerler arasında. Dikkatimi çeken bir gelişme daha söz konusu; Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme adımları sayesinde Güney Amerika ülkelerinde genellikle Türkiye karşıtı bir hava oluşturan Ermeni lobisinde de kademeli bir yumuşama beklenebilir.