ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden, başkanlık yarışından çekilmemesi için Joe Biden’ı ikna etmeye çalışıyor. Parti içinden ve dışından gelen “Adaylıktan vazgeç” baskılarına karşın Jill Biden’ın bu tutumu da yakından izleniyor.
Jill Biden, gözlerin Biden Ailesi’ne çevrildiği bir ortamda lider eşlerini ABD ve dünya tarihi açısından önem taşıyan Camp David’de ağırladı. Eşler Washington’a karayoluyla yaklaşık 2 saat uzaklıktaki bölgeye helikopterle seyahat etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki resepsiyona da katıldı. Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi’ndeki etkinlikte, bina girişinde Jill Biden tarafından karşılandı.
Davetliler, daha sonra “Entertainment Nation” başlıklı sergiyi gezdi. Emine Erdoğan resepsiyona katılan diğer devlet ve hükümet başkanlarının eşleriyle sohbet ederek çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti. Amerikan İhtilali’nden başlayarak siyaset, kültür, bilim ve teknoloji alanından kesitler sunan Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi, Amerika’nın sömürgelerden bugüne kadar olan tarihsel geçmişini ve sosyal gelişimini yansıtıyor. Müzede, Amerikan Milli Marşı’na ilham kaynağı olan Amerikan bayrağından Thomas Edison’un ampullerine, Yıldız Savaşları filmindeki C-3PO kostümünden Dallas dizisindeki J.R. Ewing’in şapkasına kadar çeşitli parçalar sergileniyor.
TEK TARAFLI YAKLAŞIM
Emine Erdoğan’ın ağırlandığı Camp David’in dünya tarihi açısından önemi çok büyük. Burada Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin arasında 12 gün süren gizli pazarlıkların ardından ABD Başkanı Jimmy Carter’ın gözetiminde Camp David Sözleşmesi gerçekleşmişti. 17 Eylül 1978’de kritik bir sözleşme imzalanmıştı. Bu sayede ilk kez bir Arap ülkesi İsrail’i resmen tanımış ve varlığını meşru olarak kabul etmişti. Doğrusunu söylemek gerekirse o dönemde ABD yönetimi uluslararası sorunların, özellikle Ortadoğu meselesinin çözümünde daha güçlü bir varlık gösterebiliyordu. Bugün İsrail-Filistin meselesine tamamen tek taraflı yaklaşıyor olması nedeniyle Ortadoğu kan gölüne dönmüş durumda. Sadece İsrail ile ilgili konularda değil Türkiye’yi çok rahatsız eden PKK-YPG meselesinde, Irak-Suriye başlıklarında ve İran ile ilgili yaklaşımında da ABD olaylara at gözlüğüyle bakmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin’deki insanlık dramını en güçlü şekilde dile getiren dünya lideri durumunda. Sadece bu dönemde süren çatışmalar açısından bunu söylemiyorum. Önceki dönemlerde katıldığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarında da haritalar ve grafikler üzerinden Ortadoğu’da nasıl adilane barış çağrısı yapıyordu. Emine Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler ve benzer nitelikli uluslararası örgütler nezdindeki buluşmalarda sürdürdüğü temasları çok önemsiyorum. Bir anlamda insani yönü güçlü ve güzel yumuşak diplomasi örnekleri olarak görüyorum. Emine Erdoğan gittiği ülkelerde, kadın, çocuk, doğa, çevrenin korunması, insan hakları gibi başlıklarda çok yoğun faaliyetlere imza atıyor. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve İstanbul’daki yerleşkelerde ev sahipliği yaptığı etkinliklerde de genel olarak Türkiye’nin, ayrıca geleneksel Türk aile ve toplum yapısı hakkında bilgilendirici mesajlar paylaşıyor.