Giriş
Yerel seçimlere kısa bir zaman kala Melih Gökçek’in bir kez daha gündeme gelmesi bize ilginç bir gerçeği gösterdi. 23 yıl Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olmasına rağmen hâlâ adının çare olarak öne sürülmesi Gökçek’in başarısı kadar Türkiye siyasetindeki kısır döngünün de bir göstergesi.
Ne yerel yönetimlerde ne de Türkiye genel siyasetinde yeni yüzler ortaya çıkıyor. Gençlerin siyasete ilgisi düşük.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in davetlisi olarak Erzurum Diplomasi Akademisi’nde gençlerle sohbet ederken bir kez daha fark ettim: Gençler Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri yakından izliyor, ancak konu aktif siyasete girmek olunca öne çıkmak istemiyorlar.
Türkiye’de son 30 yıla baktığımızda çok az yeni yüzün siyasete girdiğini görüyoruz. 1980 askerî darbesinin Türkiye’yi sürüklediği apolitik ortam bugün hâlâ etkisini sürdürüyor.
MHP, Melih Gökçek’in adını gündemine alarak gerekirse siyasette nasıl oyun değiştirici (game changer) olabileceğini ortaya koydu.
Ancak Gökçek’in MHP’den aday olacağını sanmıyorum. Böyle bir adım atmak Gökçek’in doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkması anlamına gelir ki, Gökçek gibi çok hırslı bir başkan adayının bile bu yola gireceğini düşünmüyorum.
MHP ve AK Parti’nin ortak adayı olmayı herhâlde çok ister; ancak iki parti arasında bu düzeyde bir ortaklık kurulması güç olduğuna göre o seçenek de zayıf.
Geriye bir tek Gökçek’in AK Parti’den aday gösterilmesi kalıyor. Türkiye siyasetinde hiçbir ihtimal için “yüzde 100 olmaz” denemez ama bu ihtimal de hayli düşük.
Bununla beraber Melih Gökçek’in etkisinin, gündem belirleme gücünün ne kadar yüksek olduğu tartışılmaz. Gökçek’in dillendirdiği görüşler Türkiye’de sağ görüşlü kesimlerin genel beklentileriyle örtüşüyor. Gökçek de bunun farkında olduğu için zamanının önemli bölümünü, iç politika, uluslararası ilişkiler ve toplumsal tartışma konuları üzerine meşgul olarak geçiriyor.
Türkiye’de yerel yönetimlerde etkili olan hiçbir isim Gökçek kadar kendi sorumluluk konularının dışındaki meselelerle bu kadar zaman geçirmedi. Salı günü, Erzurum’un başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile birlikteydik. Geçirdiğimiz yaklaşık 1 gün boyunca Türkiye siyaseti üzerine tek bir tartışmaya dahi girmedi. Bunun dışında şehrin yaşam kalitesini artırmaya dönük projelerinden ve çalışmalarından söz etti. Görüştüğüm belediye başkanlarının çoğu benzer tutum içinde.
7 gün 24 saat yüksek siyasete boğulduğumuz Türkiye’de ben bir vatandaş olarak yerel yöneticilerin enerjilerini asli sorumluluk alanlarına yoğunlaştırmalarını tercih ederim.
