Dünya Sağlık Örgütü’nün 36 kanser türü ve 185 ülkeden elde ettiği son güncel verilere göre dünyada yılda 19.3 milyon yeni kanser vakası görülüyor. Bunun 2040 yılında 30 milyonun üzerinde olması bekleniyor. Vakalar içerisinde meme (yüzde 11.7), akciğer (yüzde 11.4), kolorektum (yüzde 10) ve prostat (yüzde 7.3) kanserleri yeni vakaların görülme sıklığı olarak ilk sıralarda. Dünyada 2020’de 9.96 milyon kişi kanserden hayatını kaybetti. 2040’ta bu verinin 16.2 milyon olması beklenmekte. Ülkemizde yılda 234 bin yeni kanser vakası görülürken bunun 2040’ta iki katına çıkarak 393 bin olacağı tahmin ediliyor. Meme kanseri en sık görülen ve erken yakalanamaması halinde çok ciddi sonuçlara neden olabilen bir sağlık sorunu. Çeşitli nedenlerle doktora gitmeyenler, endişe duyanlar, dini veya geleneksel gerekçelerle bu konuları hiç açmayanlar ciddi risklerle yüz yüze kalıyor. Her yıl ekimde düzenlenen “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” dünya çapında 2.3 milyon kadını etkileyen hastalığın taranmasını ve önlenmesini teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu konularda dünyada en çok ses getiren çalışmaları yürüten, saygın bilim insanlarından Londra St. Bartholomew Hastanesi Meme Kanseri Merkezi Klinik Direktörü Prof. Dr. Peter Schmid ile özel bir görüşme gerçekleştirdim. Kendisi aynı zamanda Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği (ESMO) Meme Kanseri Grubu Başkanlığı görevlerini sürdürüyor.
Dr. Schmid ile yaptığımız görüşmeden aldığım notları özetlemek istiyorum:
* Meme kanseri kadınlarda en sık görülen ve en sık ölüm nedeni olan kanser türü. Küresel olarak yılda 700 bin kişinin ölümünden sorumlu.
* Türkiye’de 25 yıllık sürede meme kanseri sıklığında 2.5 kat artış görüldü. . Bu artışın nedenleri arasında yaşam tarzının değişmesi, obezite, hareketsizlik, nüfusun yaşlanması ve farkındalığın artması da yer alıyor.
* Üçlü Negatif Meme Kanseri (TNBC: Triple Negative Breast Cancer) olarak tanımlanan tür geniş bir hastalık spektrumunu kapsıyor.
* TNBC alt tipi, meme kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 10-15’ini oluşturuyor. TNBC alt tipi diğer 2 alt tipe göre sıklıkla daha genç insanlarda teşhis ediliyor. Ortalama tanı yaşı 44’e kadar düşmüş durumda.
* TNBC hızlı bir şekilde büyüme eğiliminde ve diğer türlere göre tedaviden sonra nüks etme olasılığı daha yüksek. Bu nedenle, TNBC için hayatta kalma oranları genellikle diğer meme kanseri türlerine göre düşük.
* TNBC hücreleri memedeki başlangıçta oluşan tümörden ayrılarak vücudun diğer bölgelerine gidebiliyor. Bu durum metastatik TNBC olarak adlandırılıyor.
* TNBC, akciğer, beyin ve karaciğer dahil olmak üzere vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor. . Yayılan TNBC kemoterapiye daha düşük oranda yanıt veriyor. Birçok hasta için daha etkili tedavilere ihtiyaç duyuluyor.
* Kanser aslında bağışıklık sisteminden kaçmak için kendini kamufle ediyor ve pelerin diye tabir edebileceğimiz bir örtünün arkasına saklanıyor. Bağışıklık tedavisi (immünoterapi) kanserin giydiği pelerini ortadan kaldırıyor.
* Güçlüklere karşın özellikle ilaç kullanımında umut verici gelişmeler var. Ne kadar erken tanı ve tedavi olursa kür şansı o kadar yüksek oluyor. Burada çoklu tedavi söz konusu. Birkaç sene öncesine kadar hedefe yönelik tedaviler yoktu bu konuda ama şimdi farklı kemoterapiler, kargo platin gibi immün tedaviler, antikor ilaç kontratları (ADC) ameliyat ile birlikte kullanıldığında hastalığın tekrar etme riski azalabiliyor.