İnternet ortamında çamur atmadan, küfür ve hakaret etmeden görüş bildirmeyi başaramayacak mıyız? Maalesef bu mesele çok yaygın ve büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve eşi Esra Albayrak’ın dünyaya yeni gelen bebekleriyle ilgili olarak atılan çirkin paylaşım, sosyal medyadaki nefret söyleminin hangi boyutlara ulaştığını bir kez daha gösterdi.
Bunları yapanlar sadece ahlak dışı tutum ortaya koymakla kalmıyor aynı zamanda sosyal medyayı faydalı bulup o mecraları kullananların uzaklaşmasına neden oluyorlar. Kısa süre önce TÜRGEV Başkanı Dr. Fatmanur Altun ile “Çevrimiçi Zorbalığı Engelleme Kampanyası” sırasında CNN Türk’te bu konuları konuşmuştuk.
İnternet ortamında üç kategori görüyorum:
- Mecraları eğlence ve bilgilenme amacıyla kullanan, özgür ortamdan yararlanan, tartışmalara uygar bir dille, eleştiri ve yorumlarıyla katılanlar.
- Çirkin içeriklerle dikkat çekmek isteyen münferit kişiler.
- Nefret, yılgınlık, çaresizlik duygusu yayarak sosyal ve siyasi hayatı manipüle etmek isteyen, halkı galeyana getirmek amacıyla yalan yanlış bilgiler paylaşan terör örgütleri ve karanlık gruplar.
Bu nedenle, naçizane diyorum ki; bir paylaşım veya görüntünün üzerine atlamadan önce doğruluğundan emin olun. Kışkırtıcı ve tehlikeli içeriklere karşı uyanık ve dikkatli olun. Beğeni (Like) almayı hayatın en önemli şeylerinden biri görmeyin.
Fatih tablosu
Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu’nun aynı zamanda Avrupa devleti olduğunu gösteren bir liderdi. Kendisini Roma’nın da hükümdarı olarak kabul ediyordu. Çağının çok ötesinde vizyona sahip çok güçlü bir hükümdardı.
Tarihin bu kadar özel bir karakterinin gelecek kuşaklara ve dünyaya daha iyi tanıtılmasını çok önemli görüyorum. Bu nedenle Osmanlı İmparatorluğu’nun en fazla merak edilen padişahlarından olan Fatih’in, kamuoyunda az bilinen tablosunun alınıp Türkiye’ye getirilmesinden memnuniyet duydum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) bu tabloyu takip edip satın alması ciddi kazanım oldu.
Eserin, en uygun mekânda sergilenmesi için şu anda hazırlık yürütülüyor. Tablonun alınmasını, ülkenin güncel siyasi tartışmalarıyla karıştırılmasını doğru bulmuyorum.
Yetimhane
Dünyanın en güzel ve en büyük ahşap yapılarından biri İstanbul Büyükada’da. Bir otel olarak inşa edilen ancak daha sonra Rum Yetimhanesi olarak kullanılan bu bina, kapatıldıktan sonra bakımsız kalmış ve çökmeye yüz tutmuştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz günlerde Rum cemaatinin önde gelen isimlerinden, iş insanı Laki Vingas’ın da içinde bulunduğu bir grupla birlikte burayı ziyaret etti ve neler yapılabileceğini masaya yatırdı.
Rum Patriği Bartholomeos, çökmek üzere olan Yetimhane’nin kurtarılması için bugüne kadar ciddi gayret gösteriyordu. İstanbul Rum Patrikhanesi ve İBB’nin işbirliğiyle nitelikli bir proje hazırlanırsa, binanın kurtarılması için uygun şartlarda uluslararası kredi bulunabilir. Şehir tarihinin önemli bir bölümüne tanıklık eden bu görkemli yapı yeniden hayata döndürülebilirse İstanbul için büyük kazanım olur