Giriş
Size önemli bir sanat olayından söz etmek istiyorum. Bugüne kadar uluslararası pek çok platformda Türkiye’yi gururla temsil eden sanatçımız Renan Koen bir kez daha ses getirecek bir etkinliğe hazırlanıyor. Piyanistimiz, 20 Nisan günü New York’ta, 2. Dünya Savaşı soykırım kurbanlarını anmak amacıyla düzenlenecek büyük bir organizasyonda sahneye çıkacak.
Yüzyıllar boyunca acılardan kaçan insanlara kucak açmış Türkiye açısından anlamlı konseri ben de yerinde takip etmeyi planlıyorum. ABD’nin en prestijli mekânlarından Carnegie Hall’da gerçekleşecek konser “Auschwitz’den İlahiler: Viktor Ullmann ve Michel Assael’e Saygı” başlığını taşıyor.
Projenin nasıl olgunlaştığını anlatayım: Genç kuşakları tarihî olaylar hakkında bilgilendirmek üzere dünyanın çeşitli şehirlerinde “eğitim ve sanat” başlıklı etkinlikler düzenleniyor. Koen bu faaliyetlere de araştırmacı ve sanatçı kimliğiyle katkı sunan çok değerli bir isim. Kendisi piyanist, soprano ve aynı zamanda bir müzik terapisti. Koen, daha önce de Türkiye ve ABD başta olmak üzere özel temalı etkinliklerde piyanosuyla izleyicilerin karşısına geçmiş ve büyük takdir toplamıştı.
20 Nisan konseri, New York’un seçkin sanat camiasından önemli isimleri buluşturacak. ABD Türk toplumu önderleri, Amerikan Yahudi cemaatinin liderleri, siyaset, ekonomi ve kültür dünyasından tanınmış kişiler Carnegie Hall’a gelecekler. Konserin biletleri hâlen carnegiehall.org sitesinde satışta.
Renan Koen’in Soykırım Anma ve Hoşgörü Merkezi’nin (HMTC) organizasyonuyla sahneye çıkacağı daveti destekleyenler arasında Dışişleri Bakanlığı, Martin Elias, Joe Halio, Amerikan Sefarad Federasyonu, Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu, Türk Yahudi Cemaati, Türk Hava Yolları ve iş insanı İzzet Garih de bulunuyor.
Koen’e, ünlü şef Gürer Aykal yönetimindeki New Manhattan Sinfonietta orkestrası eşlik edecek. Renan Koen’in “March of the Music Movement” inisiyatifine katılan genç müzisyen Elcil Gürel Göçtü’nün “Auschwitz’den İlahiler” eseri programdaki ilk beste olacak. Haham Hazan Nesim Elnecave ve İlker Nahmias, piyanoya sesleriyle eşlik edecek.
Mozart’ın Do minör K.491, 24 No’lu Piyano Konçertosu, Naziler tarafından gaz odasında katledilen Viktor Ullmann’ın anısına çalınacak. Auschwitz kurbanlarından, hayatta kalan Selanikli Yahudi müzisyen Michel Assael’in, Koen’in yardımıyla Dr. Joe Halio’nun araştırmasıyla keşfedilen senfonik bir şiiri de dinleyicilerle buluşacak.
SANATIN KATKISI BÜYÜK
Sanatçılar ve kültür insanları her ne kadar siyasetin odağında olmasalar da ülkelerin ilişkilerine çok olumlu katkılar verebiliyorlar. Geçmişte İsrail ile Türkiye arasında devletten devlete temaslar düşük seviyede seyretse de ekonomi, kültür-sanat ve spor hayatı daima canlı oldu.
Şimdi İsrail ve Türkiye arasında iki ülke kamuoyunun da desteğiyle yeniden bir bahar havası yaşanıyor. Türkiye, soykırım konuları, dinî nefret ve etnik ayrımcılığa karşı sesini yükselten bir ülke. Bugün İslamofobi diye tarif edilen nefret zinciri aslında Yahudileri de hedef alıyor. Bu bağlamda İsrail ve Türkiye’nin yakınlaşması, dinlerin ve kültürlerin birbirlerini daha iyi anlamasına önemli katkı verecek.
Sadece bölgemizde değil küresel düzeyde bunu fark edeceğimizi düşünüyorum. Geçmişte iki ülkeden diplomatlar kol kola çalışıp ciddi sonuçlar elde ederlerdi. Sanatçıların günümüzde eserleri ve yorumlarıyla halkları yakınlaştıracaklarına inanıyorum.
