Giriş
Yerel seçimlere yaklaşık bir hafta kala bazı noktalarda tablo netleşiyor, hâlâ flu veya gri kalan alanlar da var. Notlarımı ve izlenimlerimi özetle paylaşmak istiyorum:
* Türkiye’de normal şartlar altında 31 Mart’tan sonra uzunca bir süre seçim yaşanmayacak. Aktörler bunu da hesaba katarak stratejilerini belirliyor.
* Muhalefet blokunda bir dağınıklık söz konusu. Daha doğru bir ifadeyle 6’lı masayı oluşturan bileşenlerin aşağı yukarı hiçbir ortak hareket imkânı kalmadı. Bununla birlikte seçmen kendisine göre bir denge ve rasyonalizasyon yaklaşımı içinde. Bu doğrultuda CHP’nin güçlü olduğu yerlerde CHP’ye yönelme eğilimi var.
* Muhafazakâr Kürt seçmenlerde seçimden sonra Doğu ve Güneydoğu’ya dönük hangi adımlar atılacak. “Çözüm süreci” diye tarif edilen yaklaşım yeniden mi canlanacak? AK Parti kurmayları bu alandaki beklentilere kapıyı açık tutuyor. DEM yeni dönem çağrısı yapmıştı. Neleri kapsadığı tam olarak net değil. Selahattin Demirtaş’ın da sosyal medyadan bir iki gün içinde yönelim işareti içeren mesaj vermesi bekleniyor. Uzun süredir sessizliğini koruyan Leyla Zana da meydanlardaydı.
* Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler Ankara’da küçük bir gazeteci grubuna açıklamalar yapmış ve olası Kuzey Irak harekâtı hakkında bilgiler vermişti. Bu harekât seçim öncesinde yapılır mı ya da 31 Mart’ta sandıktan çıkacak dinamiklerle ilişkilendirilebilir mi bunu göreceğiz.
* Yeniden Refah Partisi ile AK Parti arasındaki soğuk hava sürüyor. Son hafta bu ayrışmanın değişeceğine dair bir işaret yok. İslami, muhafazakâr camianın bir başka merkezi Saadet Partisi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde estirdiği rüzgârın gerisinde görünüyor.
* DEVA ve Gelecek şu ana kadar beklenen varlığı gösteremedi. Bazı yerlerde bu partiye gönül verenler AK Parti’ye yönelebilir.
* Ankara’da mal varlığı tartışması birçok şeyin önüne geçti. Projeler ve normal zamanlarda sonuca etki edebilecek başlıklar geriye düştü.
* İzmir, Cumhuriyet Halk Partisi’nin en güçlü olduğu şehirler arasında. Uzun süredir de CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. İzmirliler şimdiye dek Türkiye genel politikası, ideolojik gerekçeler ve yaşam tarzı kaygılarıyla sandığa gitti. CHP de oluşan bu rekabetsiz ortamda her seçimden kazanarak çıktı. Bütçelerin çoğunu, sosyal, kültürel etkinliklere harcayan belediyeler şehrin altyapısı, temizliği ve genel görünümüyle olması gerektiği kadar ilgilenmedi. Deprem hazırlığı konusunda fazla bir şey yapılmadı. Bunun doğurduğu bir tepki olduğunu gözlemliyorum. AK Parti İzmir adayı Hamza Dağ bu memnuniyetsizliğe yanıt vermek adına projeler ve planlar açıklıyor. Şimdiye kadar AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Dağ’ın sürpriz yapıp tahminlerin üzerinde bir oy alabileceğini düşünüyorum.
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son haftayı büyük oranda İstanbul’da geçirecek ve siyasi gücünü hissettirecek.
* AK Parti’nin bazı ağır toplarını miting ve etkinliklerde göremiyorum. AK Partililer ve teşkilatlar hâlâ “Bir seçim kazanılacaksa Erdoğan’ın ağırlığını koymasıyla kazanılır” diye düşünerek Cumhurbaşkanı’nın İstanbul mitinglerine ve son hafta vereceği mesajlara konsantre olmuş görünüyor. Erdoğan’ın gücü, karizması ve etkisi şimdiye kadar bu kadrolarda büyük bir konfor alanı yarattı ancak varlıklarını, imkân ve statülerini Erdoğan’ın açtığı yola borçlu olan insanlar şimdi çalışmayacaksa ne zaman çalışacak?
