Sırp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne söyledi?

Balkanlar’a her gidişimde çok güzel bir enerjiyle dönüyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sırbistan gezisini takip ederken de aynı duyguları hissettim.

Bu coğrafya ile bizim çok farklı bir bağımız var. O kadar bizden yerler ki… Çok benzer duyguları paylaşıyoruz. Sadece tarihimizin değil, geleceğimizin de kaderimizin de ortak olduğuna inanıyorum. Dile kolay, Sırbistan’ın da arasında bulunduğu eski Yugoslavya cumhuriyetlerinin büyük bölümü neredeyse 500 yıl Osmanlı hâkimiyetinde yaşadı.

Osmanlı ve Türklerin derin izlerini her yerde görmek mümkün. Bosna Hersek, Kosova, Sancak, Makedonya bu izlerin güçlü şekilde hissedildiği yerler.

Türkiye, Yugoslavya savaşında NATO ile birlikte hareket etti ve Sırp hedeflerine yönelik operasyonlara katıldı. Yugoslavya’nın kanlı bir iç savaşla parçalanması dünya tarihinin en dramatik olaylarından biriydi. Ağırlıklı olarak Saraybosnalı Boşnaklar olmak üzere bütün halklar büyük acılar çekti, 200 binden fazla insan hayatını kaybetti.

O dönem Sırp milliyetçileri Osmanlı kimliği üzerinden Türkiye hakkında çok sert bir tutum almıştı. Zaman içinde bu tutum yumuşadı. Bugün Sırbistan’ın Türkiye’nin Balkanlar’daki en güçlü ortağı olduğunu söyleyebilirim.

Türkiye savaş sırasında ve sonrasında barışın sağlanması için çok çaba harcadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Belgrad ve Sancak bölgelerini kapsayan ziyaretinde ise artık istikrarın sağlanması için atılacak adımlar gündemdeydi.

Şunu gördüm: Türkiye’ye büyük sevgi ve ilgi var. Erdoğan hem Belgrad hem de Sancak’ın en büyük şehri Yeni Pazar’da (Novi Pazar) coşkuyla karşılandı.

Yeni Pazar, şirin bir Anadolu şehri gibi. Camiler, okullar, şehir meydanı, belediye, hepsi bir arada.

Ziyaret sebebiyle her yerde Türk bayrakları ve Erdoğan’a “Hoş geldiniz” pankartları asılıydı.

Şehir meydanında Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Erdoğan, kendilerini bekleyen kalabalığa birer konuşma yaptı.

Vucic’in konuşması bence Batılı liderlere örnek olacak nitelikteydi. Kendinden emin ve kompleksiz sözler etti:

“Burada Erdoğan’a gösterilen ilginin yarısının dahi bana gösterilmeyeceğini biliyorum. Ancak karşınıza çıkarak, hangi milletten ve dinden olursa olsun Sırbistan vatandaşlarının çıkarları için elimden gelenin en iyisini yaptığımı ve yapmaya devam edeceğimi söyleyecek cesaret ve iyi niyete sahibim” dedi.

Sözlerini “Yaşasın Sırp-Türk dostluğu…” diyerek bitirdi.

Vucic’in yaklaşımından çok etkilendim. Samimiyetle barış ve dostluğa inanan herkesin altına imza atabileceği sözlerdi bunlar.