Sivasspor futbol takımımız İsrail’den ayrılırken havaalanında bir dizi sıkıntıyla karşılaşmış. “Hay Allah acaba hangi üzücü olaylar meydana geldi” diye endişe içinde haberi okudum. Sivasspor kafilesi, havalimanında güvenlik kontrollerinin aşırı uzun sürmesinden ve bir türlü uçağa alınmamalarından şikâyetçi olmuşlar. Bu durumu da “Türk takımına özellikle yapılan, kasıtlı bir davranış” olarak nitelendirmişler. Bırakın koskoca bir futbol takımına, tek bir vatandaşımıza bile haksızlık yapılması ve kötü muameleye uğraması kabul edilemez.
Sivasspor Kulüp Başkanı Mecnun Otyakmaz “Amaçları bize eziyet etmekti” demiş. Sivas Valisi Salih Ayhan olayı kınamış. Yerel yöneticilerin, görev yaptıkları şehirle ilgili hassasiyet göstermeleri doğal elbette. Gördüğüm kadarıyla Tel Aviv Büyükelçiliğimiz de gerekli girişimlerde bulunmuş ve sporcularımıza ellerinden gelen yardımı yapmış. Haberleri dikkatle okuyup, detayları araştırınca şöyle bir değerlendirmem oldu: İsrail ve Türkiye arasında normal zamanlarda günde 10 civarında uçuş olur.
THY ve Pegasus’un yanında dönemsel olarak başka havayolları da buraya uçar ve doluluklar çok yüksektir. Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı’na gidenler çok iyi bilirler. İsrail havalimanında birçok ülkeden farklı bir güvenlik prosedürü uygulanıyor. Bazı yönleriyle bu uygulamalar ABD ve Avrupa havalimanlarından daha katı. İstisnasız herkes aynı prosedürden geçiyor. Bu da işlemlerin uzamasına neden olabiliyor. Özellikle İsrail’den ayrılmak normal uçuşlara göre daha fazla zaman alıyor. Bu süreçleri birçok kez ben de yaşadım.
Diğer taraftan her ülkenin belirlediği uçuş saati sınırlamaları var. Bu kısıtlamaların herhangi bir uçuş grubu için esnetilmesi söz konusu değil. Kafile yöneticilerinin, seyahati organize eden şirketin bu durumu takıma bildirmesi gerekirdi. Sporcularımızın hızlı bir şekilde kontrollerden geçirilmesi Türkiye’de mümkün olabilir ancak uluslararası seyahatte, katı kuralların çalıştığı yerde her zaman bu taleplere yanıt bulmak güç. Sivasspor’un Twitter hesabından atılan bir tweet’le takımın yaşadığı zorluklar paylaşılmış. Mesajın altına da Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı etiketlenmiş.
Türkiye Futbol Federasyonu girişimlerde bulunur ve konuyu takip eder. Yaşanan rahatsızlık uygun kanallardan İsrail makamlarına iletilir, gerekliyse, yaşananlar protesto da edilir. Büyük boyutta haksızlık ve sorun yaşanmışsa özür dilemeleri de istenebilir. İsrail ve Türkiye arasındaki ilişki birçok nedenden ötürü hayli kırılgan hale gelmişken konuyu devletler arası krize dönüştürmeyi kimse istemez diye düşünüyorum. Sivasspor kafilesinin amacının da bu olmadığını tahmin ediyorum.
Milyon tane konuyla ilgilenmek durumunda olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı olup biten her şey hakkında açıklama yapmaya zorlamak iyi bir fikir değil. Karşılaşılan davranışlar bazen gerçekten can sıkıcı olabiliyor. Fakat bu tip aksaklıklarda parlamak ve çok sert tepkiler vermek pek yarar getirmiyor. Böyle durumlarda “Türk olduğumuz için bu muameleye uğruyoruz” gibi bir duygusallığa kapılmadan sakin ve sorumlu hareket etmek daha çok işe yarar.
Bu arada Sivassporlular, hayatını kaybeden efsane İtalyan futbolcu Paolo Rossi için Maccabi karşılaşmasında saygı duruşunda bulundular. Maçın başında orta sahada diz çöküp, futbol sahalarındaki ırkçılığı protesto ettiler. Önemli bir dayanışma örneği gösteren Yiğidoları tebrik ediyorum.